Bölüm 42

184 24 0
                                    

Annem göğsünde birleştirdiği kollarıyla önümde duruyor ve ayağanı ritimle yere vuruyordu. "Çalsana zili anneciğim."

İkilemde kalmışçasına bir zile birde anneme baktım. Daha sonra zile uzanan parmağımı indirdim ve geriledim. "Sen çal."

Gözlerini devirdi ve önüme geçip korktuğum zili çaldı. Kapı çok geçmeden Rüzgar'ın annesi tarafından açıldığında heyecanım arttı.

Rüzgar'ın annesi annemi gördüğünde gözleri parladı ve anneme sarıldı. "Hoşgeldiniz Bahar!"

Annem ona aynı sevinçle sarıldıktan sonra ondan ayrıldı ve beni yanına çekti. "Hoşbulduk canım. Bizim kızı bırakayım dedim, hemen yola çıkmam gerekiyor."

"Bende aynı şekilde on dakikaya yola çıkacağım. Önce sizi karşılamak istedim." Gözlerini üzerime çevirdi ve kocaman gülümseyerek beni kollarının arasına aldı. "Sonunda seninle de tanışabildik Algım. Rüzgar senden çok bahsetti, dediği kadar varmışsın."

Benden ayrıldığında ona utanarak da olsa gülümsedim ve yere bıraktığım çantamı aldım. İçinde birkaç günlüğüne yetecek kadar eşya vardı.

Rüzgar'ın annesi beni baştan aşağıya süzdü ve ellerini birbirine vurdu. Daha sonra arkama geçip omuzlarımdan tuttu ve beni eve doğru yönlendirdi. "İçeri geçsene güzelim, çekinme."

"Utanıyor biraz." Dediğini duydum annemin.

Omuzuma birkaç kere vurdu. "Hiç utanmasına gerek yok." İçeri geçtiğimizde çantamı elimden aldı ve yere koydu. "Şu çantayı şuraya koyalım."

Merdivenlerden adım sesleri yükseldiğinde bakışlarımız oraya yöneldi. Annem de içeri girmişti. Rüzgar görüş açımıza girdiğinde ona alttan alttan el salladım.

Rüzgar merdivenleri inmeyi bitirdi ve gelip önümüzde durdu. "Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk oğlum." Annem kol saatine baktı ve yanıma gelip çabucak bana sarıldı. "Kendinize çok iyi bakın anneciğim. Her şeyini aldın değil mi kızım?"

Rüzgar'ın annesi elini havada salladı ve dolabın üzerinde duran çantasını aldı. "Bir şey unuttuysa bizim evde vardır yedeği. Merak etme Bahar."

Annem benden ayrıldı ve alnımdan öptü. "İlacın yanında, değil mi?"

"Yanımda anne, merak etme sen. Hatta iki tane aldım." Dedim içini rahatlatmak için.

"Bende oğluma sarılayım da gideyim artık. Yoksa geç kalacağım." Rüzgar'a sarıldı ve yanaklarından öptü. "Bir şey olursa aramayı unutmayın."

"Merak etme anne." Rüzgar annesinin yanağından öptü ve kollarının arasından çıktı.

Annelerimiz bize son nasihatlerini verdikten sonra beraber evden çıktılar ve arabalarına binip uzaklaştılar. Böylelikle Rüzgar'la yalnız kalmıştık.

Rüzgar bakışlarını bana çevirdi ve kocaman sırıttı. "Kaldık mı baş başa."

Bana yabancı gelen evde bir süre gözlerimi gezdirdim ve gülümsemeden edemedim. "Öyle oldu galiba."

"Önce bir şeyler mi yemek istersin yoksa eşyalarını mı yukarı koymak istersin?"

Saat sekize geliyordu ve annemle okuldan geldikten sonra yemek yemiştik. Aradan biraz zaman geçmişti ama hala toktum.

Kenarda duran çantama adımladım ve yerden kaldırdım. "Çok aç değilim aslında. Kalacağım odayı gösterebilirsin istersen."

"Sen nasıl istersen." Yanıma adımladı ve çantayı elimden aldı. Merdivenlere yöneldi ve çıkmaya başladı.

Düzensiz uykularda | yarı texting Where stories live. Discover now