Bölüm 34

276 30 0
                                    

Merve ağzına attığı bisküviyi yuttuktan sonra eliyle ağzını kapattı ve gülmeye başladı. Gözleri bir benim birde ileride oturan Rüzgar'ın arasında gidip geliyordu.

Tostumu ağzıma götürecekken duraksadım ve gözlerimi kısarak sordum. "Ne oldu?"

Sandalyesini yanıma yaklaştırdı ve ağzındaki baklayı çıkardı. "O çocuk seninle konuşurken Rüzgar'ın suratını görmeliydin."

Gözlerim büyüdüğünde heyecanla ona baktım. "Nasılmış suratı?"

Benim heyecanıma o da heyecanlandığında hızla anlatmaya başladı. "Yüzü böyle kırmızıya çaldı. Gözlerini üzerinizden ayıramadı. Hatta bir elini yumruk yapmıştı. Muhtemelen kendi de farkında değildi."

"Neden öyle bir şey yapsın ki?" Diye sordum saf saf.

Bana ciddi misin der gibi baktı ve alnıma hafiften vurdu. "Neden olacak şapşal! Kıskandı seni de ondan!"

"Gerçekten mi?" Diye fısıldadım kendi kendime.

"Kesin sana aşık." Dedi yüzünde bir gülümsemeyle.

Rüzgar'ın attığı mesajı çok fazla düşünmemeye çalışmıştım. Aklımı başka yerlere vermeye odaklanmıştım çünkü düşünürsem büyük bir beklentiye giriyordum.

Ama kendisi söylemişti bana aşık olduğunu? Ya da ben mi yanlış anlamıştım?

Düşündüklerimi teyit etmek için telefonumu gözlerimin önüne getirdim ve masajlar kısmına girip yazdığı şeyleri okumaya başladım.

"Birde mesajlaşıyor musunuz!" Dedi Merve coşkuyla.

Mesajları okurken başımı salladım. "Hı hı."

Keyiflendi ve yumruğunu havaya kaldırdı. "Siz olmuşsunuz kızım!"

"Yok öyle bir şey." Sert çıkıştığımı fark ettiğimde daha ılımlı bir sesle ekledim. "Yani, henüz."

"Sen ona sırılsıklam aşıksın. Bu on metre öteden belli." Ellerini çenesine koydu ve bana merakla baktı. "Ne zamandır?"

Nereden anladığını sormayacaktım çünkü besbelli ortadaydı. O yüzden sorusunu cevapladım. "Uzun zamandır. Bir seneyi geçiyor."

Islık çaldı ve alkışladı. "Maşallah, nasıl bir sabır."

Gerçekten de sabırlı bir insandım. Aylarca onu uzaktan sevmiştim. Bir kere bile konuşmamıştık ama ben ona aşık olmayı başarmıştım. En son kendimi gaza getirmeyi başarmış ve ona mesaj atmıştım.

İyi ki de atmıştım diyorum...

Hep beni konuştuğumuz için telefonumu kilitledim ve merakla sordum. "Sen hiç aşık oldun mu?"

"Çok küçükken olmuşumdur kesin." Dedi elini havada sallayarak.

"Bende küçükken hiç olmadım. Bütün oğlanlar bana hep pasaklı gelirdi. Rüzgar benim ilk aşkım." Son cümleyi söylerken sesimi kısmıştım.

Elini kalbine koydu ve erir gibi baktı. "Çok tatlısın."

Pembeleşmiş yanaklarla gülümsedim. "Teşekkür ederim."

O da bana gülümsedi ve saate baktı. "Sınıfa çıkalım mı? Zilin çalmasına birkaç dakika var."

Onu onayladığımda kalktık ve çöplerimizi atıp kantinden çıktık. Merdivenleri adımlayıp sınıfa girdik ve yerlerimize oturduk.

Çok geçmeden sınıfa Rüzgar girdiğinde normal davranmaya çalıştım. Biraz heyecanlanmıştım. Yanıma oturdu ve bana bakmaya başladı.

"Yüzümde bir şey mi var?" Diye sordum gözlerini çekmediğinde.

Düzensiz uykularda | yarı texting Where stories live. Discover now