2.0

152 13 32
                                    

Gergin ve çekingen adımlarla yürüyen Kazuha'ya, geçen her saniye beş sene gibi geliyordu. Stresten git gide yaşlandığını hissediyordu zavallı oğlan.

Nihayet itiraf ettiği yere, terasa vardıklarında Scaramouche'un bileğindeki parlak bileklik çekmişti dikkatini. Kazuha'nın ona verdiği bileklikti bu.

Derin bir nefes alan Scaramouche, arkasından kapattığı kapıya yaslandı ve karşısındaki oğlana baktı. Yüzündeki ufak sırıtışa engel olması mümkün değildi.

"Bu kadar gergin olmana gerek yok, Kazuha. Sen böyle olursan konuşamayız bu konuyu düzgün." dedi ve omuz silkti Scaramouche. Derin bir nefesin ardından yutkunan Kazuha, tükürük bezlerinin çalışmayı reddettiğine dair yemin edebilirdi. Stresten ne yapacağını bilmiyordu, kelimenin tam anlamıyla eli ayağına dolaşmıştı.

Onun durumunu gören Scaramouche, derin bir iç çekti ve sırtını duvardan ayırıp terasın uç kısımlarına doğru ilerledi. Kazuha ise sadece üç adım geriden sevdiği oğlanı takip etmekle meşguldü.

Nihayet Scaramouche durduğunda, Kazuha da ona uyarak durdu. O konuşmadıkça kendisi de konuşamıyordu ve aralarında sanki gizli bir anlaşma varmış gibi, ikisinin de ağzını bıçak açmıyordu.

Bu rahatsız edici ve korkutucu sessizlik, yaklaşık iki dakika sürmüştü. Derse geç kalacak olamaları onlar için çok da önemli değildi, ikisi de sadece birbirlerine odaklanmak istiyordu.

"Hemen bir cevap beklemiyorum," diyerek sessizliği bozdu Kazuha. "Daha fazla içimde tutamayacağımın farkındaydım, işlerin daha da karışık ve can sıkıcı bir hâle gelmesini istemedim sadece. Arkadaşlığımız ne şekilde etkilenir, bizi ne bekler bilmiyorum."

Konuşmasını sürdürürken, gözlerini kapatmıştı Kazuha. "Fakat bildiğim ve emin olduğum tek bir şey var: Ben seni çok seviyorum. Ne zaman ki yanımda olmuyorsun, saniyeler geçmek bilmiyor. Ruhumu besliyorsun, Scara. Aşk, bana hep çok uzak ve tuhaf bir duygu gibi gelmişti. Fakat seni tanıdım ve aslında hiç de öyle olmadığını anladım."

"Çünkü sen, uğuruna her şeyi yapacağım tek şeysin, tek kişisin. Sana olan duygularımı nasıl dile getiririm bilemiyordum, hâlâ da bilemiyorum.."

Gururunun okşandığını hisseden Scaramouche'un yüzünde ufak bir tebessüm yer edinmişti. Vücudunu Kazuha'ya döndürdü ve pek çok yüzük taktığı parmaklarını beyaz saçlının yanağına yerleştirdi. Baş parmağını bir şekilde hareket ettiriyor, Kazuha'ya bir sorun olmadığını anlatmaya çalışıyordu.

"Başına gelenlerden haberdarım, abim bahsetti. Ne kadar kötü bir durum olduğunu az çok empati kurarak anlamaya çalışıyorum, fakat tam olarak yapamıyor da olabilirim.. Abim de diğerleri gibi, atlattığını düşünüyor. Fakat ben öyle olmadığını biliyorum."

Kazuha'nın bu sözleri, mor saçlı gencin hareketlerini durdurmasına sebep olmuştu. Yutkundu ve elini indirip bakışlarını kaçırdı, ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

"Ah, hayır!" derken genç oğlanın yüzünü aceleyle iki eli arasına aldı Kazuha. "Amacım seni üzmek, bunun için suçlamak değildi. Bu, senin kolay kolay atlatabileceğin bir olay değil; kimsenin değil. Ama ben senin yanında olmak istiyorum, Scara. İyi gün, kötü gün fark etmez."

"Geçmişte ne aşk şarkılarını anlamlandırabilirdim, ne de bu gibi şeyleri. Fakat sen hayatıma girdiğinden beri hepsine başka şekilde bakıyorum, hepsi anlam kazanıyor."

"Vereceğin her türlü cevaba hazırım, ama..." sesi sonlara doğru kısılmaya başlayan oğlan, gözlerinden birer damla gözyaşı akarken konuştu: "Ben sana çok aşığım."

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Where stories live. Discover now