0.4

236 29 21
                                    

"Childe, uyansana artık! O kadar da sert vurmadı oysaki... Yoksa vurdu mu?"

Gözlerini yavaşça aralayan Childe, neden başında beklemekte olan üç adet Kazuha olduğunu kendi kendine sorgularken görüşünün yavaş yavaş düzelmesiyle olayı çok yanlış anladığını nihayet anlamaya başlamıştı. İki elinden destek alıp doğrulan Childe, gözlerini ovuşturduktan sonra bir süre etrafına bakındı.

"Bu yaptığın hiç etik değildi Scara, seni Zhongli'ye şikayet edeyim de gör." dedi Childe karşı koltukta oturan Scaramouche'a bakarken. Scaramouche hiç de ilgileniyor gibi görünmüyordu oysa.

"İyisin iyi." dedikten sonra Childe'ın omzunu sıvazlayan Kazuha, koltuktan kalktı ve Scaramouche'un yanına ilerledi. O sırada televizyona kilitlenmiş olan Scaramouhce, bir elini başını desteklemek için sağ yanağına yaslamıştı.

Scaramouche'un hemen arkasına oturan Kazuha, çünkü Scaramouhce'un koltukta yan oturmak gibi tuhaf bir huyu vardı, çenesini onun omzuna koydu ve izlediği şeye çevirdi gözlerini. Onun için o kadar da ilgi çekici değildi, ama Scaramouche'un bu tip belgeselleri ne kadar sevdiğini bildiği için ses etmeden izlemeye karar verdi.

Bakışlarını omzuna yattığı çocuğa çeviren Kazuha, istemsizce gülümsedi. Sabahtan akşama kadar onu izleyebileceğini biliyordu ve bu gerçeği çoktan kabullenmişti. Scaramouche'u sahiden seviyordu ama bu konuda ne yapabileceğini asla bilmiyordu.

Çünkü Scaramouche, hayatını insanlardan uzak yaşamayı tercih eden bir tipti. Kazuha'nın aksine, etrafında fazla arkadaşı yoktu. Bu durumdan rahatsız olmadığını defalarca kez dile getirmiş olsa da Kazuha yine de bazen inanmıyordu onun bu konuda söylediklerine.

Aniden "Daha ne kadar yüzümü izlemeyi düşünüyorsun, Kazuha?" diye sordu Scaramouche. Bunları söylerken gözlerini ekrandan ayırmamış, açtığı belgeseli geçirdikleri yarım saat boyunca olduğu gibi izlemeye devam etmeyi ihmal etmemişti.

Afallayan Kazuha, başını hızla kaldırdı ve biraz uzaklaştı ondan. Yanaklarının pembeleşmesine engel olamazken Scaramouche'un yüzüne bakacak cesareti kendisinde bulamıyordu. Resmen onu izlerken yakalanmış ve rezil olmuştu.

Scaramouche'un "Yanlış anlamanı istemiyorum, rahatsız olmadım. Sadece bir şey söylemek istiyorsun ama çekiniyorsun gibi duruyor dışarıdan bakınca. Söyleyecek bir şeyin varsa söyle ve gitsin." açıklamasını dinledikten sonra bakışlarını Childe'a çeviren Kazuha, onun destekleyici bakışlarını gördükten sonra tekrardan Scaramouche'a döndü.

Ama durdu.

Bunu yapamazdı.

Kazuha, "Yok bir şey, dalmışım o kadar." dedikten sonra ayağa kalktı. Güneş çoktan doğmuş, dışarıda hayat başlamıştı. Childe'a dönüp gülümsedikten sonra "Her şey için teşekkür ederim, artık gitsem iyi olacak." dedi ve oturma odasından hızlı adımlarla çıktı. 

Scaramouche'un "Bu neydi?" sorusunun üstüne, eliyle kendi alnına vuran Childe "İkiniz de çok yoruyorsunuz beni, aptallar." diye şikayet etti kendi kendine. İki çocuklu, dul bir adam gibi hissediyordu kendini o an.

"Aptal Childe, söylesene ne olduğunu!" diye bağıran Scaramouche, karşı koltukta oturmakta olan ve yeni ayılmış Childe'ın üstüne atlayıp yakasını tuttu. Scaramouche'un bu ani tavırlarına artık alışmış olan Childe, üstüne çıkmış arkadaşını tutup koltuğa yatırdı ve "Av köpeklerine kafa tutan ufak süs köpekleri gibisin, Scara." diyerek dalga geçti arkadaşıyla.

Scaramouche, Childe'yi üstünden itmeye çalışırken sıkılan Childe, onun bileklerini tuttu ve "İki dakika saldırmadan otur ya, lütfen." dedi. Bunu söylerken Scaramouche'un hâline gülüyordu istemsizce.

Üst kattan Childe'ın kahkahalarını dinlemekte olan Kazuha, kendi kendine gülümsedi ve çantasını omzuna atıp merdivenleri koşarcasına inmeye başladı. Scaramouche'un yardım için bağırmasını duyduğu için neler döndüğünü az çok anlamıştı.

Nihayet oturma odasına varan Kazuha, ikiliye bir süre baktı. Childe resmen Scaramouche'u saniyeler geçtikçe daha da sinir ederken Scaramouche, kurtulduğu an Childe'ı boğazlayacak ve nefessiz kalana kadar bırakmayacak gibi görünüyordu.

Childe'ın gülüşlerine kendi kahkahalarıyla eşlik eden Kazuha, Childe'ın altında kalmış ve kurtulamayan Scaramouche'u koltuk altlarından tutup çekmişti. Childe ise resmen bu anı bekliyor gibi Scaramouche'u serbest bırakmış, Kazuha'nın onu havaya kaldırmasına izin vermişti.

Kazuha tarafından havada tutulurken Childe'a atılmaya çalışan Scaramouche, durmadan çırpınırken Childe onun yüzüne bakarak kahkaha atmak ile meşguldü. Telefonunu bu manzarayı çekmek için çıkardı ve havaya kaldırdı.

Childe, "Scara, bir kere gülümsesene. Lütfen." dedi kahkahalarının arasında. Scaramouche ise onun gülüşleri yüzünden her saniye geçtikçe istemsizce daha da sinirleniyor, yüzünü dağıtmak istiyordu.

"Kazuha, bırak beni! Bırak da öldüreyim şunu!" diye ısrar etti Scaramouche. Kazuha ise başını iki yana sallayıp Scaramouche'u daha sıkı tutup Childe'dan uzaklaştırmak için kendisine çekti.

Kazuha, her ne kadar Scaramouche'un bu yakınlıklarından hiçbir anlam çıkarmayacağından emin olsa da bir nevi ona sarılabildiği için çok mutluydu o an. Sinirliyken bile gözüne nasıl bu kadar güzel gözükebildiğini kendi kendine sorguluyordu, fakat bir cevap bulamıyordu.

Nihayet yorulduğuna karar veren Scaramouche, Kazuha'ya döndü ve "Bırakabilirsin artık." dedi. Kendi kendine kıkırdayan Kazuha, Scaramouche'u bıraktı ve kendisinden birkaç santim kısa oğlanın saçlarını karıştırdı.

"Üzgünüm, Scara. Ama Childe'ı öldürüp hapse girmek için henüz çok gençsin." dedikten sonra Childe'a bakan Kazuha, "Bir dahaki gelişimde beraber öldürürüz." dedi ve bıraktığı çantasını alıp tekrardan tek omzuna taktı.

Sırtını dikleştiren Kazuha, tekrar Scaramouche'un yüzüne bakıp gülümsedi. Onun mor perçemlerinden bir parçayı kulağının arkasına attıktan sonra göz kırptı ve "Yarın okulda görüşürüz." dedikten sonra evden çıkmak üzere oturma odasından ayrıldı...

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Where stories live. Discover now