1.2

145 19 29
                                    

"Sevgilini daha çok bekleyecek miyiz, Childe?"

Scaramouche'un sorusu ile öfledi Childe. Alt tarafı on dakika geçmişti, Scaramouche'un bu kadar tahammülsüz oluşu o on dakikayı on saate çeviriyordu.

Kızıl saçlı oğlan "Geliyor işte beş dakikaya falan." diyerek geçiştirdi onu. Bir yandan Zhongli ile mesajlaşmayı da ihmal etmiyordu.

Yanlarında durmakta olan Kazuha, sürekli olarak mor saçlı oğlana kaçamak bakışlar atarken arada gözlerini kaçırmayı da ihmal etmiyordu. Ya o her geçen gün daha da güzel oluyordu, ya da Kazuha daha aşık.

Gözlerini deviren Scaramouche, cebinden telefonunu çıkardı. Instagram'a giriş yaptı ve gelen mesajı görünce kaşlarını kaldırdı.

---

shixhei:

az ilerideyim fistik~ ;)

---

Kaşlarını "Ciddi olamazsın." diye fısıldarken çatan Scaramouche, başını hızla kaldırıp etrafına bakındı. Bir sorun olduğunu fark eden Kazuha da onu taklit ederek bakındı, gördüğü kişi ile bütün yaşam enerjisi sönmüştü resmen.

"Merhabalar, merhabalar!" dedi Heizou, karşı kaldırımdan gelirken. İki elini havaya kaldırmış, konserine yeni başlayan bir megastar edasıyla selamlıyordu üçlüyü.

Ona doğru bir adım atan Scaramouche "Burada olduğumuzu nereden biliyordun?" diye sordu ilk iş olarak. Heizou ise kendinden sadece birkaç santim kısa olan oğlana bakıp göz kırptı ve "Kuşlar söyledi." dedi.

Ortama yeni dahil olan kişiye huzursuz bir şekilde bakan Kazuha "Hani dördümüz buluşuyorduk?" dedi. Heizou'nun alınıp alınmamasını pek umursamıyordu, o gün özellikle hazırlanmıştı.

"Ah, hadi ama. Beşli buluşma olmuyor muymuş?" derken sırıtmayı ihmal etmemişti Heizou. Bir kolunu Scaramouche'un omzuna atarken oğlanın huzursuz mırıldanmalarını duymamış gibiydi.

Çatık kaşları ile onlara doğru ilerleyen Kazuha, Heizou'nun elini uzaklaştırıp oğlanı kendisine doğru çekti. "Dokunma." derken sesi hırıltılı çıkıyordu biraz. "Hoşuna gitmiyor."

İki kaşını havaya kaldıran Heizou "Hayırdır, Kazuha? Günün kahramanı olmaya mı geldin?" derken istemsizce gerilmişti. Omuzları dikleşmiş, karşısındaki oğlana odaklanmıştı.

Kazuha "Diyelim öyle, ne olmuş?" diyerek karşılık verirken kızıl saçlı oğlanın "Zhongli!" diye seslenmesi ile dikkatler ona çevrilmişti. Kaldırımın ilerisinden sakin bir biçimde yürüyerek gelmekte olan Zhongli, Childe'ın aniden boynuna atlamasıyla afallamış olsa da onu belinden yakalayarak dengesini sağlayabilmişti.

Bu ufak gerginlik üzerine ikiliye baktı bir süre Scaramouche. Onları "Aptalca bir şeyler yapmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin, sakın." diyerek uyardıktan sonra saçlarının ufak bir kısmını kulağının arkasına atarak ilerledi.

Heizou ve Kazuha, bir süre daha birbirlerine dik dik baktıktan sonra hızlı adımlarla mor saçlı oğlanı takip etmişlerdi.

"Çok erken geldin, Zhongli." diye azarlıyordu Scaramouche karşısındakini. Kızıl saçlı oğlan, Zhongli'ye sıkı sıkı sarılmayı sürdürürken kısa boylu arkadaşını alnından hafifçe ittirdi ve "Karışma sen, bücür." dedi.

Kaşlarını çatan Scaramouche, arkadaşına doğru bir adım atıp "Seni..." diye başlamıştı sözüne. Ancak Kazuha'nın elini başına koyması ile duraksayıp ona dönmüştü.

Yanındaki Scaramouche'a gülümseyen yakut gözlü, "Hadi ama, gerilmeye gerek yok. Gidip bir yerlerde oturalım, olmaz mı?" dedi. Tuhaf bir şekilde, Scaramouche bu kez çabucak ikna olup başını aşağı yukarı sallamıştı.

Elini çeken Kazuha, "Buraları pek bildiğimi söyleyemem. Bu yüzden içinizden biri bizi güzel bir yere götürse çok hoş olur." dedi. Bunları söylerken Heizou sanki orada yokmuş gibi karşısında duran üçlüye bakıyordu.

Yok sayılmaktan hiç hoşlanmayan Heizou, kaşlarını çattı ve "Sen, Ayaka ile çiçekli böcekli piknik alanlarına gitmeye alıştığından bilmiyor olabilirsin. Ama ben biliyorum, ben götürürüm sizi." dedi. Kazuha, gözlerini fal taşı gibi açtıktan sonra Heizou'ya baktı ve ona doğru bir adım attı. "Ne demeye çalışıyorsun?"

"Ben ne gördüysem, ne biliyorsam onu söylüyorum Kazuha. Hazmedemiyorsan, bu benim problemim değil." dedikten sonra kollarını göğsünde kavuşturan bordo saçlı oğlan, ortamdaki gerginlik seviyesini artırmasına rağmen hiç de suçlu hissediyor gibi durmuyordu.

Kazuha yumruklarını sıkmışken, ortamdaki gerginlikten dolayı huzursuz olan Childe, Scaramouche'a bir bakış atarak ikisini işaret etti. Kendi söyleyeceklerinin bir işe yaramadığını bildiği için arkadaşına paslamak zorundaydı ikiliyi.

Bir elini Kazuha'nın, diğer elini Heizou'nun göğsüne koyan Scaramouche, ikisini de hafifçe ittirerek birbirlerinden uzaklaştırdı ve "Buraya günü mahvetmek için mi geldiniz siz?" diye sitem etti. İkisi de ağzını açtıkları anda elini havaya kaldırarak susmaları için bir işaret yaptı onlara.

"Eğer ki burada böyle saçma sapan konulardan huzursuzluk çıkaracaksanız eve dönmeyi tercih ederim."

"Ah, hayır Kuni. Elbette çıkarmayacağım." dedi Heizou, ardından mor saçlı oğlana doğru bir adım attı ve elini onun eline yasladı. Ardından parmaklarını geçirip yüzüne bir gülümseme takındı.

Tamamen sahte.

Ve Kazuha, bunu sadece kendisi görebiliyor gibi hissediyordu.

Bir süre Heizou'nun yüzündeki gülümsemeyi izleyen Scaramouche, elini nazikçe çektikten sonra onun omzunu sıvazladı ve yürümeye başladı: "Sizi ben götüreceğim, ikiniz de bugünü kavgasız dövüşsüz geçirmek zorundasınız."

İkilinin cevabını beklemeden yürümeye başlamıştı Scaramouche. Childe da Zhongli'nin elini tutmuş, koşa koşa yetişmişti arkadaşına.

"Senin için tartıştılar."

"Childe, çeneni kapamazsan sevgilinin yanında döverim seni."

Mırıldanan Childe'ın sesine hafifçe kıkırdayan Zhongli'nin sesi karışıyordu. Childe, Zhongli'ye sıkıca sarıldığında Zhongli de ona sarılarak karşılık vermişti.

"Korursun sen beni, değil mi?"

"Korurum tabii."

Yüzünü iğrenirmiş gibi buruşturdu Scaramouche. Yaklaşık on beş dakika sonra çok büyük olmayan fakat gayet hoş görünen bir kafenin önünde durdu, diğerleri de onu taklit etmişti.

"Burası mı?" diye sordu Zhongli. Scaramouche, başını aşağı yukarı sallayınca Kazuha gülümsemiş ve "Çok hoş görünüyor." demişti.

Onun yorumuna karşılık olarak Heizou, "Kuni'nin zevkinden bir saniye olsun şüphe etmedim." demiş, mor saçlı oğlana göz kırpmıştı. Yakut gözlünün sinirlerini germeye bu bile yetmişti.

"Güzel yerdir burası, güvenin hepiniz bana." dedikten sonra içeri geçen Scaramouche, cama yakın bir masayı gösterdikten sonra "Şurası nasıl?" diye sordu. Hepsinden onayı alınca da oraya doğru ilerlemeye başladılar.

Fakat şimdi daha büyük bir sorunları vardı: Oturma düzeni.

---

MeiSanzz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

MeiSanzz

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Where stories live. Discover now