0.7

181 27 7
                                    

(Yazdım bölümü vurmayın.)
.
.
.

"Yani kıskandın?"

Childe, olayın tamamını dinlerken susadığına karar verip rotalarını kantine çevirme konusunda Scaramouche'u zar zor ikna etmişti. Kantine geldiğindeyse acıktığına karar vermiş, ne yiyebileceğini düşünmeye başlamıştı.

"Childe, hadi ama. Sanki aynısı Zhongli'nin başına gelse sen böyle davranmayacaksın." dedi Scaramouche. Somurturken kollarını göğüs hizasında birleştirmiş, dik dik Childe'a bakıyordu.

"Ah, Scara. Unuttuğun bir şey var."

"Neymiş o?"

"Zhongli ve ben çıkıyoruz."

"Oh..."

İç çekti Scaramouche. Henüz çıkmadığı, hatta ondan hoşlandığından haberinin bile olmadığı bir çocuğu kısıtlamaya çalışıyordu resmen.

Utanmıştı, çok utanmıştı. Kendisini mağarasına dönmesi istenen yobazlar gibi hissediyordu.

Fakat elinde değildi. Kazuha'yı başkasıyla değil görmek, düşünmek bile istemiyordu.

"Bu şekilde davranıp ikinizi de zor duruma düşürmek yerine neden hem Kazuha'ya, hem de kendine karşı dürüst olmayı seçmiyorsun, Scara? Bu şekilde sadece iki tarafı da yoruyorsun." dedi ve arkadaşının saçlarını karıştırdı Childe. Somurtan Scaramouche, onun elini hafifçe itti ve saçlarını düzeltti beceriksizce.

Ufak kıkırdamalar eşliğinde Scaramouche'un uzamış perçemlerini kulağının arkasına atan Childe "Kızma hemen ya." dedi. Yüzündeki gülümseme bir saniye olsun bozulmamıştı.

Childe, Scaramouche için hep gerçek bir kardeş modeli olmuştu. Onunla tanıştığı ilk andan itibaren hayatı pozitif bir yönde değişmişti.

Hayatının en zor anlarında, en karanlık ve kötü günlerinde başını ne zaman çevirse sırtını dayayabileceği bir duvar hep vardı. Düşerse kaldırabilecek, hatta düşmesini engelleyecek biriydi o.

"Kızmıyorum sana, Childe. Sadece moralimi bozuyor işte bu durum. Biliyorum, çok saçma benimle birlikte olmayan birini kıskanmam. Çok saçma kendimi onun gözünde yükseltme çabalarım. Ama kendime engel olamıyorum işte. Ne yaparsam yapayım, olmuyor. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim ben." diyerek açıklamaya çalıştı kendisini Scaramouche.

Duygulardan, insan ruhundan anladığını söyleyemezdi. Zaten kendisi de söylemişti, ilk kez hissediyordu bunları. İçinden ne geçtiyse onu anlatmıştı arkadaşına, kardeşine. Onu bu dünyada gerçekten anlayan tek insana.

Sabırlı bir şekilde arkadaşını dinleyen Childe, omzunu sıvazladı bir süre onun. Ne söylemesi, ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. Scaramouche'u biliyordu Childe, senelerdir biliyordu. O ne kadar tavsiye verirse versin kendi bildiğini uygulayacaktı.

"Bence bir süre bekleyelim, Scara. Ne de olsa Kazuha'nın gerçek duygularını anlaman uzun sürmez, haksız mıyım?" diye bir teklif sundu sonunda. Şaşırtıcıdır ki, Scaramouche'un da aklına yatmıştı bu fikir. Başını aşağı yukarı sallayarak onaylamıştı arkadaşını.

Childe, "Güzel o zaman, gidelim hadi. Sen de daha fazla sinirlenmeden uyu sıranda. Söz, bir öğretmen dürtüklemeye kalkarsa hasta olduğunu söylerim." dedi gülümserken. Scaramouche ise gözlerini devirdi ve "En son bunu söylediğinde öğretmenden önce sen uyandırmıştın beni, aptal. Hem de kafama bir tane geçirerek!" diye sitem etti. Childe ise attığı kahkahanın eşliğinde boynuna kolunu sardığı arkadaşını kendine çekti hızla.

Childe, Scaramouche'u resmen boğmaya devam edip gülerken zavallı oğlan, arkadaşına vurup yüksek sesle küfürler ediyordu. Bunları yapması Childe'ın daha fazla gülmesine ve onunla daha çok uğraşmak istemesine sebep oluyordu.

"Kuni ya!"

"Şu adımı kullanmasana, aptal herif!"

"Ama çok zevkli!"

"Ben de sana Ajax derim o zaman, salak seni!"

"Çok kabasın."

Somurtan Childe, Scaramouche'un başını hafifçe itti ve sırtını döndü ona. Nihayet kurtulan mor saçlı oğlan, sıradaki görevinin Childe'ın -teknik olarak hiçbir şey yapmamış olsa da- gönlünü almak olduğunu fark edince istemsizce öflemişti.

"Tamam, demem Ajax falan sana. Ama sen de bana öyle seslenme."

"Ama söyleniş şekli çok şirin. 'Kuni' denince çok tatlı geliyor kulağa."

"Yine de sevmiyorum. Ortaokullu kızların taptığı animelerdeki baş karakterin ismine benziyor, rahatsız edici."

Gözlerini devirdi Childe arkadaşının bu ısrarı karşısında. Scaramouche'a laf anlatamayacağınu bildiği için üstelemekten vazgeçmişti.

"Tamam, tamam." dedi ve saçlarını karıştırdı oğlanın. "Zushi desem?"

"Ajax."

Mesajı alan Childe, bir kez daha güldü ve mor saçlı gencin saçlarının uzun tutamlarıyla oynamaya başladı. Scaramouche her ne kadar saçlarına dokunulmasından pek haz etmese de Childe'ın bunu yapmayı ne kadar sevdiğini bildiği için ses çıkarmayacaktı.

"Örelim mi saçlarını? Çok şirin olursun."

"Sanmıyorum, ama istiyorsan ör."

Heyecanla yerinde sıçrayan Childe, arkadaşının saçlarını üç tutama ayırdı ve bir parçayı diğerinin, öteki parçayı bir başkasının üstüne atarak örmeye başladı.

Scaramouche'un saçları uzun olduğu için doğal olarak Childe'ın harcadığı zaman da uzundu, fakat buna değmişti. Scaramouche'un bileğinde taşıdığı siyah tokayı alıp saçlarını bağladıktan sonra arkadaşının perçemlerini düzeltti.

"Çok şirin oldun, kesin Kazuha'nın dibi düşecek."

"Kapa çeneni Childe..."

"Ciddiyim."

"Salak herif, iki saç ördük diye aşık mı olacak bana?"

"Neden olmasın?"

"Bak işine, Childe."

Bunu söyledikten hemen sonra ayaklanan mor saçlı oğlan, üstünü düzeltti aceleyle. Ardından ellerini pantolonunun ceplerine atıp ilerlemeye başladı.

"Scara, bağcığın açık!" diye seslenen Childe de ayaklanmıştı hemen. Koşturarak arkadaşının peşinden koşmuş, nihayet onu yakaladığında ise arkasından sarılmış ve onu sınıfa doğru yönlendirmişti...

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Where stories live. Discover now