1.8

118 15 11
                                    

Medyadaki şarkıyı dinleyerek yazdım bu bölümü.. maNga dinlemeye bayılıyorum.
___

"Yapacağım."
.
.
.

Sabah güneş daha doğmadan, horozlar ötmeden gözlerini alarmının yüksek sesiyle aniden açtı Kazuha. Hızla doğruldu ve baş ucundaki komodinde şarjda olan telefonunu alıp saate baktı: 06.30. Normalde kalktığı saatten tamı tamına bir saat önce yani.

Derin bir nefes alıp doğrulan Kazuha, bir süre gözlerini ovuşturdu ve esnedi. Ne kadar uykusu olursa olsun yatağından kalktı ve kıyafetlerini giyip banyoya yöneldi, her zamankinden daha çok dikkat ediyordu sabah hazırlığına.

Yüzünü yıkadıktan sonra ayılmak için soğuk bir duşun iyi olabileceğine karar verdi ve bir yandan hoş bir melodi mırıldanırken, bir yandan da suyu açtı. Suyun sıcaklığının ideal olduğuna karar verdiğindeyse hızlı bir duş aldı, geç kalmamalıydı.

Duştan çıktıktan sonra kuruttuğu saçlarını özenle taradı ve tepeden at kuyruğu yaptı. Aynadaki yansımasına bir süre baktıktan sonra tekrardan odasına çıktı ve yerdeki çantasını alıp omzuna astı, ardından şarjdaki telefonunu da aldı ve kulaklıklarını taktı. Artık hazırdı.

Hızlı adımlarla kapıya yöneldi Kazuha, ayakkabılarını giydi ve resmen koşarak çıktı evden. Tek istediği, Scaramouche'un her zaman yaptığı gibi yine daha erkenden gelmesiydi okula.

On beş dakikalık yol, Kazuha'ya resmen on beş yıl gibi gelmişti. Kalbi, okula yaklaştıkça hızlı hızlı çarpıyordu.

Okula vardığında bir süre etrafa baktı, tek tük öğrenciler vardı sadece. Bu saatte gelmenin başkaları açısından mantıklı bir açıklaması var mıydı ki? Hiç sanmıyordu.

Gördüğü birkaç tanıdık yüz olan Kuki Shinobu, Yun Jin ve Chongyun gibi isimler ile selamlaştıktan sonra sınıfa giden Kazuha'nın gözüne tek bir çanta ilişmişti: Siyah ve mor renklerle süslü bir postacı çantası, üstünde çeşit çeşit rozetler vardı. Müzik grupları, özellikle Deftones ve Nirvana, bazı şekiller rozetler içerisindeyken çengelli iğneler de gözden kaçmıyordu.

Scaramouche okuldaydı yani.

İlerleyip çantasını sırasına bırakan Kazuha, ceketini de çıkardı ve sandalyesine astı. Okul ceketini hiçbir zaman sevmemişti, üstelik hava ceketle dolaşmak için çok sıcaktı.

Nihayet sınıftan çıkıp koridorda durdu bir süre Kazuha. Scaramouche'un nerede olabileceğini düşünüyordu, bir sürü ihtimal vardı ve bu koca okulun içinde onu nerede bulacağını bilmek hiç de kolay değildi. Her yerde olabilirdi sonuçta!

Bahçede olsaydı mutlaka görürdü, diğer sınıflarda da işi olmazdı... Tabii, Heizou denen herif okula çoktan gelmemişse.

Bu düşünce sinirlerini bozunca kaşlarını çattı Kazuha, önce onun sınıfına bakmaya karar verdi. Acele adımlarla Heizou'nun sınıfına ilerledi, onlarını sınıfının karşı koridorundaydı. Onları baş başa görmek istemiyordu, yoksa bütün planları anında suya düşerdi.

Başta çaktırmadan bakmayı düşündü, fakat kapı kapalı olduğu için bunu yapamayacağını anladı ve öfledi. Kapıyı çekerek açtı ve etrafına baktı; ne bir öğrenci, ne de bir çanta vardı ortalıkta. İn cin top oynuyordu resmen. Yani, Heizou daha gelmemişti. Sonuçta o geldiği an ilk olarak çantasını sırasına fırlatır, sonra Scaramouche'un yanına uğrardı.

Bir süre düşündü Kazuha, atölyeler ders saatlerinden önce açılmıyordu, yani Scaramouche müzik veya resim atölyesinde de olamazdı. Bu yüzden bir tek yer kalıyordu geriye.

Son çare, terasa doğru yürümeye başladı Kazuha. Çıktığı her merdivende kalp krizi geçirip olduğu yerde ölecek gibi hissetmesi resmen artık kaçınılmazdı. Çıktığı merdivenleri saya saya, nihayet terasa çıkan kapının önüne geldiğinde durdu.

Aldığı titrek nefesi güçlükle serbest bırakan Kazuha, katşısındaki kapının kolunu kavradı. İndirip indirmeme konusunda da en az itiraf etme konusunda olduğu kadar tereddütlü görünüyordu. Bu yüzden bir süre kapı ile bakışmıştı.

Sonunda cesaretini toplamayı başaran oğlan, kapıyı iterek açtı ve geniş terasta bir süre gezdirdi gözlerini. Saat yüzünden olsa gerek, hiç kimse yoktu terasta.

Bir kişi hariç.

Parmakları arasında sabitlediği sigaranın ağzına hapsettiği dumanı gökyüzüne salan Scaramouche, kapının açılması ile irkilip önce başını, sonra da büyün vücudunu döndürdü karşısındaki oğlana. Bitmek üzere olan sigarasından son bir nefes çektikten sonra öğrencilerin düşmemesi için yapılan tellere bastırarak söndürdü.

Scaramouche, sönen sigarasını tellerin arasından arabaların geçtiği yola attı ve iki elini ceplerine yerleştirdi. Bakışlarını tekrardan Kazuha'ya çevirdi ve başını hafifçe eğerek selamladı onu.

Yüzünde ufak bir gülümseme yer edinen Kazuha, yanaklarının pembeleştiğinden habersizdi, yavaş adımlarla Scaramouche'un yanına ilerledi. Sırtını tellere yaslayıp Scaramouche'a çevirdi bakışlarını.

"Erkencisin bugün."

Mor saçlı oğlanın dudaklarından dökülen kelimeler ile ufak bir kıkırdamayı dudakları arasından kaçırmıştı Kazuha. Başını aşağı yukarı salladı ve "Bugün daha erken gelmeliydim, bir şey yapmam gerekiyordu da." diye açıkladı. Scaramouche, sadece başını aşağı yukarı sallayarak yetindi.

Derin bir nefes aldı Kazuha, Scaramouche'a baktı. Stres resmen bütün vücuduna baskı yaparken parmaklarını kütletti birkaç kez. O lafa nasıl başlayacağını bile bilmezken, Scaramouche çoktan bakışlarını yoldaki arabalara çevirmişti.

"Seninle konuşmak istiyordum aslında."

Tek kaşını kaldırdı Scaramouche, ardından Kazuha'ya çevirdi bakışlarını. Ne söyleyeceğini kestiremiyordu asla.

"Scaramouche." lafına başlarken karşısındaki oğlanın yüzünü inceliyordu hâlâ. Saçlarını her zamanki gibi salık bırakmıştı, katlarını özenle şekillendirdiği belli oluyordu. Her zaman sürdüğü kırmızı eyeliner yine gözündeydi, dudaklarındaki hafif kırmızılık ise renkli nemlendiricisinden kaynaklanıyordu.

Kazuha, ömrünün sonuna kadar bu manzarayı izleyebilirdi.

"Buyur, Kazuha." Scaramouche, izlendiğini hissetmiş ki gözlerini biraz kısmıştı. Karşısındaki oğlanın sözlerini merak ve sabırsızlıkla bekliyordu.

"Çok uzun bir süredir tanışıyoruz, yakın olduğumuzu da düşünüyorum... Fakat ben, sana olan hislerimin arkadaşlıktan ibaret olduğunu düşünmüyorum."

Scaramouche'un gözleri açılırken, Kazuha devam etti:

"Dünya üzerindeki en güzel yüze sahip olduğuna dair yemin edebilirim. Her zaman en iyisi için çabalaman, korumacı tavırların, yanımdayken rahat olman... Hepsine bayılıyorum. Seninle aynı gezegende yaşamak, aynı havayı solumak bile beni mutlu ediyor."

"Nasıl söyleyeceğimi şimdiye kadar asla bilemedim, nedenini de bilmiyorum. Beni yargılamayacağını biliyordum, fakat anlarsın ya... Ne olursa olsun, aramız eskisi gibi olmazdı."

"Seni çok seviyorum, artık içimde tutamazdım. Özür dilerim."

Scaramouche'a konuşma fırsatı vermeden sırtını tellerden ayıran Kazuha, hızlı adımlarla terasta ilerlemeye başladı. Scaramouche daha arkasından seslenemeden, o çoktan terası terk edip gitmişti.

Arkasında kafası oldukça karışmış bir oğlan bırakarak...

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Where stories live. Discover now