1.6

140 19 20
                                    

"Dökül bakalım."

Abisinin yanında oturmakta olan Kazuha, onun ani çıkışlarına alışık olsa da bu kadar çabuk olmasını beklemiyordu bu kez. Abisi, bunu oğlanın aniden kalkan kaşlarından ve şaşkın bakışlarından rahatlıkla anlayabilmişti.

Mor gözlerini bir süre oğlanın üstünde gezdirdikten sonra kıkırdadı, ardından ayağa kalkıp kendisini takip etmesi için başıyla işaret etti. Ona uyan Kazuha, oturduğu koltuktan kalktı ve abisini takip etmeye başladı.

Nihayet mutfağa vardıklarında, abisinin kahve makinesinde birkaç ayar yaptığını gördü. Nasıl olduğuna dair kimsenin fikri yoktu, fakat Tomo tuhaf bir şekilde bu makinelerde bile kahveye ayrı bir hava katabiliyordu.

Uzun bir mutfak konuşmasına başlayacaklarını anlamıştı Kazuha, bu yüzden buzdolabının kapağını açıp bakınmaya başladı. Madem kahve içeceklerdi, yanında bir şey yemeleri de güzel olabilirdi.

Önceki günden kalmış birkaç çikolatalı kurabiye, limonlu soda, saatlerce uğraşıp yaptıkları kahveli pasta... Hepsini tek tek tezgaha yerleştiren Kazuha, Tomo kahveleri bardaklara boşaltırken hazırlamaya koyulmuştu.

Önce sodayla dolu bardakları iki yana yerleştirdi, ardından ortaya kurabiyelerle dolu tabağı koydu. Son olarak içlerinde birer dilim bulunduran iki tabağı da sodaların yanına yerleştirdi.

Kahve bardaklarını masaya koyan Tomo, her zamanki yerine yerleşmişti. Bir bacağının üstünde otururken diğer bacağını da dizi havada bir şekilde yerleştirmişti sandalyeye. Kazuha hemen karşısına oturmuş, sessizce abisinin konuşmasını beklemekteydi.

"Anlat hadi." dedi ve sigara paketinde kalan son üç sigaradan birini dudakları arasına yerleştirdi Tomo. Çakmağı ile sigarayı yaktıktan sonra hemen arkasındaki pencereyi açtı, böylece sigara dumanı kardeşine ulaşamadan mehtaplı bu gecenin soğuk rüzgârına karışacaktı.

Derin bir iç çeken Kazuha, öncelikle çikolatalı kurabiyelere uzandı. Daha fazla fındık gördüğü bir taneyi aldı ve bir ısırık alıp tatlısının hemen yanına koydu:

"Sorun Scaramouche."

Başını aşağı yukarı sallayan Tomo gülümsedi, ardından Kazuha'ya döndü ve "Şu ufak tefek olan oğlan, değil mi? Proje için buluştuğun?" diye sordu doğrulamak için. Kazuha başıyla onayladı.

"Pekâlâ, ne olmuş ona? Tartıştınız mı?"

Başını iki yana sallayan Kazuha başını eğdi ve gözü, hemen masanın üstündeki telefonuna kaydı. Ayaka'nın mesajlarına dönmemişti sabahtan beri, artık konuşmak istemediğini uygun bir dille nasıl anlatabileceğini düşünüyordu aslında.

"Sorun ne o zaman, Kazu?" diye sordu Tomo. Kardeşinin bu lakaptan gıcık kaptığını bildiği için söylerken özellikle sırıtmış, dudakları arasından aldığı sigarayı küllüğe uzatıp parmağıyla birkaç kez hafifçe vurmuştu.

"Sorunu ben de bilmiyorum." dedi Kazuha. Abisi tek kaşını kaldırmış, ona bakarken devam etti sözlerine:

"Ona karşı ne hissediyorum veya ne hissetmeliyim bilmiyorum. Onu çok iyi bir arkadaş olarak mı görüyorum yoksa ona yönelik duygularım arkadaştan fazlası mı, emin değilim... İtiraf etsem bunları ne tepki alırım onu bile bilmiyoru; yanlış anlama, beni yargılayacağından bahsetmiyorum. Fakat... Bilirsin ya, böyle bir durum karşındaki kim olursa olsun kötü hissettirir."

Kardeşini ilgiyle dinleyen Tomo aşağı yukarı salladı başını, ardından iç çekti. Lafa nasıl başlaması gerektiğini bilmiyordu bile. O düşünedururken devam etti Kazuha:

"Heizou gibi biriyle bile konuşurken... Neyim eksik anlamıyorum."

"Heizou?"

Tek kaşını kaldırdı Tomo, bakışlarını kardeşine çevirdi. Şaşırmıştı.

"Tanıyor musun?"

"Hayır, tanımıyorum. Sadece... Scaramouche'un olanlardan sonra birileriyle yakınlaşacağı ihtimali çok uzak geliyordu."

"Olanlar?"

Tekrardan seasizleşti Tomo. Kazuha kaşlarını çattı, bir şeyler dönüyordu ve abisi resmen ondan bunu saklıyordu!

"Bunu benden duyman ne kadar doğru, bilmiyorum. Fakat sanırım anlatmam gerekiyor, böylece göz önünde bulundurman gereken olayı da anlayabilirsin."

Topladığı saçlarını açan Tomo, perçemlerini kulakları arkasına atıp yavaş yavaş soğumaya başlamış kahvesinden birkaç yudum aldı. Abisinin her hareketini takip eden Kazuha, pür dikkat gözlerinin içine bakıyordu.

"Kazuha, Scaramouche'un bir sevgilisi vardı."

Sessiz sessiz abisine bakmayı sürdürdü Kazuha. Ne de olsa "vardı" demişti. Eskide kalmış bir şeyi şu an kendisine dert edinmesinin de bir önemi yoktu.

"Bundan yaklaşık iki sene önce, şubat ayında intihar etti."

Duraksayan Kazuha, gözlerini fal taşı gibi açıp abisine baktı. Madem böyle bir gerçek vardı, neden Scaramouche ona bahsetmemişti? Neden Childe onu uyarmamıştı? Onun kafasında soru işaretleri tek tek kendilerine yer edinirken, Tomo devam etti:

"Ah, Niwa... Hayatında görebileceğin en iyi insanlardan biriydi belki de. Tabii, sen o zamanlar babamlarlaydın; Scaramouche ve onu görsen 'Kesin evlenecek bunlar.' derdin."

Buruk bir gülümseme belirdi Tomo'nun yüzünde. Belli ki eski dostunu anmak ona iyi geldiği kadar canını da yakıyordu.

"Çok iyi bir ilişkileri vardı. Scaramouche ne şu anki gibi agresifti, ne de mesafeliydi. Bazen o hâlini özlüyor gibi oluyorum, her şeyin daha güzel ve yolunda olduğu zamanları."

Yüzündeki gülümseme hâlâ yerini korurken kardeşine döndü Tomo. Bir süre ona baktı, Niwa ile aslında ne kadar benzedikleri geliyordu aklına.

Oysaki en fazla birkaç kez görüşmüşlerdi. Kazuha'ya sorsalar, Niwa adında birini tanımadığını bile söylerdi önceden. Ve böyle birinin aslında sevdiği çocuğun hayatında bu denli büyük bir yerinin olduğunu öğrenmek tuhaf hissettirmişti.

"Neden intihar etti?" Kazuha sonunda konuşmuş, sessizliğini bozmuştu. Başı eğikti.

Omuz silken Tomo "Zaten ilaç kullanıyordu, bir gün aniden haberini aldık.. Çok değil, sekiz gün sonra göçüp gitti." diye yanıtladı kardeşinin sorusunu. Ardından içini çekip Kazuha'ya döndü, istemsizce dolan gözlerini aceleyle silip kardeşinin bir elini, kendi iki eli arasına aldı.

"Kazuha, neler düşündüğünü biliyorum az çok. 'Scaramouche onu unutamadan bana neden bir şans versin?' diyeceksin. Fakat böyle düşünme, Scara ile birbirinize çok iyi geleceğinize eminim ben."

Kazuha bir süre bekledi.

Durdu, düşündü.

Abisi haklıydı.

Yüzünde samimi bir gülümsemeyle abisine bakan Kazuha, başını aşağı yukarı salladı. Kararını vermişti.

En kısa zamanda itiraf edecekti.

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Where stories live. Discover now