1.9

129 14 19
                                    

"Aptalım ben, tam bir salağım... Ciddi anlamda salağım, Childe!"

Dersin başlamasına on dakika kala Childe sınıfa gelmiş, Kazuha'dan olanları dinliyordu ağzı açık bir şekilde. Neden daha erken gelmediğini sorguluyordu bir yandan da, gelseydi hiçbir şeyi kaçırmayacaktı!

"Aptal değilsin de... Korkaksın. Neden kaçıp gittin ki?" diye sordu tek kaşını kaldırırken. Bir yandan da kantinden aldığı, şekersiz kahvesini içiyordu. Şekere fazladan para vermek istemediğine karar verince mecburen bu zehir gibi kahveye esir düşmüştü genç oğlan.

"Bilmiyorum..." diye mırıldandı Kazuha. Gerçekten korktuğu şeyin ne olduğunu kendisi de bilmiyordu, en can sıkıcısı da buydu belki de. Ettiği itiraftan ne sonuç alacağını bilmiyordu, Scaramouche'un ne tepki vereceğini de bilmiyordu.

Scaramouche onu yargılamazdı, biliyordu. Yine de ne olursa olsun aralarına girecek soğukluğa engel olamazlardı, biliyordu.

Bir yandan da kafasında bir gün ayrılırlarsa asla aynı olmayacakları düşüncesi dönüyordu. Sevgili olmak uğruna Scaramouche'un arkadaşlığını kaybetme ihtimali de vardı.

Childe'ın sahte öksürüğüyle kendine gelen Kazuha, başını kaldırıp kapıdan giren Scaramouche'a baktı ve yutkundu. Ne söylemeliydi, ne yapmalıydı?

Hiçbir şey söylemeden Kazuha'nın yanına oturan Scaramouche, kapüşonunu kapatıp başını kollarına koydu ve gözlerini kapattı. İlk ders matematikti ve Scaramouche, zaten adı gibi bildiği şeyleri dinlemek istemiyordu tekrar tekrar.

Derin bir nefes alan Childe, Kazuha'ya göz kırpıp önüne döndü. Yanında oturan Zhongli'nin omzuna başını yaslayıp koluna sarıldı. Onun bu sırnaşıklığına gülen Zhongli, yanındaki kızılın saçlarını öptü ve gülümsedi.

Gerginlikle yanındaki Scaramouche'a baktı Kazuha, onun titrediğini fark edince sınıf camını açanlara içinden küfretti ve sandalyesine astığı montunu alıp, Scaramouche'un omuzlarına koydu. Onun uyuduğu düşüncesiyle saçlarında gezdirdi parmaklarını, ardından morların parmakları arasından süzülmesini izledi sessizce.

Başını hissettiği temasla sola doğru çeviren Scaramouche, Kazuha'yı görmesiyle yüzünde ufak bir gülümsemeyle tekrardan kapattı gözlerini. Saçlarına dokunulmasını normalde pek sevmese de onun dokunmasından hoşlanmadığını söylemek haksızlık olurdu.

Onun teslimiyeti ve iznini alan Kazuha, sessizce saçlarıyla oynamaya devam etti oğlanın. Yüzündeki gülümsemeye engel olamazken kafasındaki tüm sorular, üstündeki tüm stres uçup gitmişti birden bire.

Öğretmen geldiğinde öfledi ve sınıfın geri kalanı - Scaramouche hariç - Kazuha, normalde asla erken gelmezdi bu adam. Bugün onun işine geliyor diye erken gelesi tutmuştu!

"Oturun." öğretmenin her zamanki sert sesi yine yerli yerindeydi. Sınıfın kalanı gibi Kazuha da onu dinlemiş, oturmuştu.

"Trigonometrik denklemlere geçiş yapacağız bugün, defterleri çıkarıp başlığı atın. Ben de yoklama alacağım o sırada." dedikten sonra yerine oturan adam, sınıf defterini önüne çekip yoklama kâğıdını sayfa dosyadan çıkarıp burnunun ucundaki gözlüğünü düzeltti. Sınıf listesindeki isimleri okumaya başladı:

"Xingqiu?"

"Burada."

"Noelle?"

"Burada."

"Razor?"

"Yok."

Konuşan, Bennett'ten başkası değildi. Bir yandan kaleminin ucunu takarken, diğer yandan da yoklamayı takip ediyordu kulaklarıyla. Onun söylediğini duyan öğretmen, başını aşağı yukarı sallayıp Razor'ın numarasını yazdı deftere.

"Ajax?"

"Burada." derken homurdandı Childe. Hiç sevmiyordu bu ismini, her ne kadar söylemiş olsa da herkes inatla böyle sesleniyordu ona.

"Kazuha?"

"Burada."

"Kunikuzushi?"

Scaramouche'tan ses çıkmıyordu, uyumuştu çoktan. Onun yerine Kazuha "Burada." dedi. Öğretmen başını kaldırıp Scaramouche'a baktı, artık alışmıştı onun bu hâllerine. Bu yüzden yoklama listesine dönüp devam etti.

"...Son olarak, Zhongli?"

"Burada."

Başını aşağı yukarı salladıktan sonra defteri imzaladı, kalktı ve tahtanın başına geçti. Bir yandan ufak tefek notlar yazarken konuyu anlatıyordu.

Ders oldukça sıkıcı geçerken konunun dörtte biri bitmişti bile. Bir soru yazdıktan sonra kalemini bırakan öğretmen, sınıfa dönüp gözlerini gezdirdi öğrencilerde. Öğrencilerin uykulu gözleriyle karşılaştırmak hiç hoşuna gitmemişti.

"Listeden kaldıracağım."

İşte o korku dolu cümle, öğrencilerin kulaklarına dolmuştu nihayet. Herkesin üstüne bir gerginlik çökmüşken bazıları çoktan birbirlerine bakıp cevabı sormaya ve soruyu tartışmaya başlamıştı bile.

Listede bir süre gözlerini gezdirdi ve "Beş numara?" diye sordu öğretmen. Kazuha'nın gözleri fal taşı gibi açılmıştı bunu duymasıyla. Konuyu zerre kadar anlamamıştı, fakat kaçamazdı.

Titreyerek elini kaldıran Kazuha "Benim." dedi ve izni almasıyla kalkıp tahtaya ilerledi. Öğretmenden aldığı tahta kalemi ile bakıştı tahtayla.

Hiçbir şey bilmiyordu.

Sessizleşmiş Kazuha, öğretmene baktı utançla. Öğretmen iç çekti ve "Dersi dinlemezseniz üniversite sınavında da böyle bakışırsınız sorularla." dedi. Kazuha'nın elinden aldı kalemi: "Geç yerine."

Başını eğen Kazuha, titreyen ellerine asla engel olamazken yavaş adımlarla ilerledi sırasına. Yerine sessizce oturduktan sonra yakalamıştı Scaramouche'un bakışlarını.

Yüzünü kollarına gömen Kazuha, neden bu kadar stres olduğunu bile bilmiyordu. Burnunu çekti, gözlerinin yaşardığını hissederken öğretmenin "Gerçekten, bu sınıfta şu soruyu çözebilecek tek bir kişi bile yok mu?" sorusu doldu kulaklarına.

Montu omuzlarından indiren Scaramouche, başını kaldırıp gözlerini tahtadaki soruda gezdirdi bir süre. Ardından elini kaldırdı: "Ben yaparım."

Tek kaşını kaldıran öğretmen, Scaramouche ayağa kalkıp tahtaya gelince kalemi verdi ona. Kalemi kavrayan Scaramouche, soruyu hızlı hareketlerle çözmeye başlamıştı bile.

"x² = (π - 6) + . 2k"

Başını aşağı yukarı sallayan öğretmen, Scaramouche'tan aldı kalemi. "Geçebilirsin." lafı ile yerine geçen Scaramouche, başını tekrardan kollarına koydu ve esnedi.

Yaklaşık beş dakika sonra çalan zilin ardından doğruldu Kazuha, gözlerini ovuşturup Scaramouche'a baktı. Scaramouche, uykusundan uyandığında çok huzursuz ve sinirli oluyordu. Bu yüzden biraz hava almaya karar verdi Kazuha, en azından o uyanana kadar.

Yerinden kalktı ve sınıftan çıktı Kazuha. Arkasından bakan Childe, Zhongli'den müsaade isteyip ayağa kalktı ve takip etti oğlanı.

"Hiç umut yokmuş gibi geliyor." derken sırtını duvara yasladı Kazuha. Onun omzunu sıvazlayan Childe, "Bu kanıya nereden vardın ki? Saçmalama." dedi.

Omuz silkti Kazuha. Ne yapacağını asla bilmiyordu, çok huzursuzdu ve aynı şeyleri tekrar tekrar anlatmaktan sıkılmıştı.

Childe onu dinlerken kaş göz yaptı Kazuha'ya. Kazuha, anlamamış bir şekilde iki yana salladı başını.

"Kazuha, biraz konuşabilir miyiz?"

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Where stories live. Discover now