Bay Şebek (Tamamlandı)

26~Hazır Mısın Derin?

"Tamam öyleyse. Öncelikle, tekrardan özür dilerim. Ve Baran denen çocukla hâlâ konuşamadım ama ilk gördüğüm yerde ona her şeyi anlatacağım. Her şey düzelecek. Mahvettiğim gibi ben düzelteceğim."

Pişman olduğu her hâlinden belliydi. Sesli bir şekilde nefes verip "Sana inanıyorum... Lütfen inancımı boşa çıkarma." dedim. "Asla."

"Hadi şimdi biraz gülümse!"

Gözlerimi devirdim. Ağzımı gülümser bir şekle getirip "Böyle daha iyi..." dedi.

Sırıtıp "Teşekkürler." dedim.

Yanımızdan geçerken derin bir nefes veren kişiye döndüm ve... Yine Baran! Bu çocuğun zamanlamasını sevmediğimi söylemiş miydim?!

Olcay'a endişeli bir bakış attım ve gözlerimle Baran'ı takip ettim. Berke'yle gelmişlerdi, ki bu da yakın zamanda Beren'lerin de ayrılacağı demekti!

Gittikleri yerde iki kız vardı. Baran sarışın olanın yanındaydı ve bu da yakın zamanda benim onu öldüreceğim demekti!!

●○●

...Tamam Derin, sakin ol Derin, olabilir Derin, belki de sadece arkadaşlardır Derin, sinirlenmene deymez Derin... Ne zaman susacaksın lânet iç ses?! Nasıl arkadaş olabilirler? Hayır yani nerde görülmüş, arkadaşların bu kadar samimi olduğu? Kız resmen içine düştü Baran'ın!

Gözlüğüm sağolsun, yarım saattir onları kesiyorum ama kimsenin bir şey çaktığı yok.

"Derinn?! Sana diyorum, burada mısın?"

Elini gözümün önünde sallayan şahısa döndüm ve yine o klasik lafım "Ha?"

"D or C?"

"Ne diyorsun Koray ya?!"

"Doğruluk mu, cesaret mi diyorum..."

Bunlar ne ara doğruluk-cesaret oynamaya karar verdiler ki? Ve ne ara sıra bana geldi? Önümüzde duran şişeye bakıp "Ne zamandan beri oynuyoruz?" dedim. Olcay "Sen dünyadan uçtuğun andan beri!" diye söylendi. Hafif gözlerimi kısıp devam ettim.

"Doğruluk öyleyse!"

"Hmm... Hah, buldum! Hiç birisiyle öpüştün mü?"

Bir Baran'a, bir de Olcay'a baktım ve "Evet." dedim.

"Kim?"

"Hey... Sadece bir soru hakkın var!"

"Üff! Tamam, ama bir dahakinde sorum hazır!"

Gözlerimi devirdim ve Beren şişeyi döndürdü. Onun şu an burada olma sebebi, tahminimin doğru çıkması ve Berke'yle ayrılmalarıydı. Olcay ve ben çıkmıştık. Eline tüküreyim Beren!

"D-C?"

"Tabi ki de D!"

"Peki, Koray sorusunu bana devrediyor ve ben soruyorum. Öyle değil mi Koray?"

"Ha? Evet evet. Cevap alacaksak, tabi olur."

"İkinizde pisliksiniz. Özellikle de sen!"

"Biliyorum, biliyorum. Bunu ilk defa söylemiyorsun!"

"Ve cevabı alalım Derin Hanım."

Derin bir iç çekip "Baran ve Olcay! Oldu mu?!" dedim. İsmini duyması üzerine Baran'ın bize bakmasına aldırmadan önüme döndüm. Koray' ın haykırışları yüzümü ekşitmeme sebep olurken, Olcay'ın sırıtışı da sinirimi bozuyordu.

5-6 tur daha oynadık ve sonunda sıra yine bana gelmişti. Ben Koray'a soracaktım.

"D-C?"

"D olsun bakalım..."

Arkamızdan geçen Berke'ye göz ucuyla bakıp, "Beren'i neden öptün?" dedim. Yüzümde ki sırıtışı da unutmamak lazım...

Berke dediklerimi umursamadan yoluna devam etmişti.

"O da bunu istedi." dedi ve sırıtmaya başladı. Ama bu Berke'nin saniyesinde bize dönüp, Koray'ın yakasına yapışmasına neden oldu. Beren bana benim yüzümden olmuş gibi bakarken, ellerimi kaldırdım ve ben masumum bakışımı attım.

"Bir de utanmadan anlatıyorsun lan!"

"Sen kimsin be? Hem anlatırken sana mı sormam lazımdı!"

"Sevgilisi olduğuma göre... Hadi bakalım cevabı da sen bul!"

"Beren? Ne diyor bu?"

Beren gözlerini kapatıp ağlamaklı ses tonuyla "Eski sevgilim olur kendisi." dedi.

Berke de bağırarak "15 dakika öncesi gerçekten çok eski oluyormuş! Hemen bulmuşsun yeni birini!" dedi.

"3 gün öncesinden bahsediyoruz!"

"Koray sus!" dedim kendimi tutamayarak. İyice batırıyordu.

"Hayır Koray anlat! Benim arkamdan başka ne haltlar yemiş bu, anlat!!"

Araya Baran girip "Boşver kardeşim, bu iki sıfatsıza değmez. Gel gidelim." dedi. Bu durumda sıfatsız ben mi oluyordum yani? Hem dinlemesin, hem de iftira atsın. Oldu başka?

"Dinlemeden konuşma Baran! Sende ne altacaksan anlat da kurtulalım!" dedim Olcay'a dönerek.

"Neyi anlatayım hayatım? Seninle nasıl öpüştüğümüzü mü?"

• >~< Farkındayım iğrenç bir bölüm oldu ama, bekletmeyeyim dedim... Özür kuzucuklar:(( •