65.Bölüm

691 45 27
                                    

Kızımızın adı yazılı olan bir mezar taşı vardı...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"A-arazz!!" Diye bağırdım

Gözlerime inanamıyordum

Herkes şok içindeydi

Beni tutan İpek'ten ayrılıp dışarıya çıktım

"Kızımmmm!"

O kadar içten feryat etmiştim ki birden gökyüzündeki tüm kuşlar uçtu gitti ardından da yağmur yağmaya başladı..

Yağmur damlaları yangınımı söndürmeye yetmiyordu

Sahi acılı bir anneyi ne durdurabilir ki?

"Beliz"

"Araz git! Hepiniz defolup gidin hayatımı mahvettiniz!"

Hırsla ayağa kalktım ve bana bakan insanlara öfke saçmaya başladım

"Sen! Utan biraz senin yüzünden kızım öldü benim her şey senin suçun!"

"Beliz.."

"Ne Beliz yağız ne suçlu değil misin! Hepiniz suçlusunuz hepiniz!"

"Biriniz ailemi öldürür biriniz kızımı ne kattınız bana bugüne kadar ha!"

"Ben ömrümde Barut kokusu kan kokusu ne bilmeden yaşıyordum sizin en çok da senin yüzünden öğrendim bunları!"

Araz'a öfkeyle bakıyordum o sadece susuyordu

"Seni sevmek hataydı Araz Denlisoy!"

Hızlıca içeri girdim ve odaya yöneldim

Silahı ve güzel kızımın patiklerini alıp dışarıya yöneldim.

Hâlâ herkes olduğu gibi duruyordu

"Beliz dur" dedi İpek

"Sen sus karışma! Git sevgilinin vicdanını rahatlat beni bırak!"

"Yavrum"

"Melek hanım dinlemek istemiyorum!"

Tam bahçeden ayrılacakken

"Ben sana söyledim defalarca hani ne olursa olsun benimle kalacaktın?"

Zorlukla arkamı döndüm ve paramparça olmuş mavi gözlere baktım.

Ömrümü adadığım her bir tonuna vurulduğum gözlere uzun uzun baktım

Ne diyecektim?

Denecek hiçbir şey yoktu

Benim kızım ölmüştü..

Annesinin karnından çıkar çıkmaz toprağa girecekti benim kızım

"Gitme!"

"Beni bu kör kuyuda bırakıp gitme!"

Araz çocuk gibi ağlıyordu

Karşımda bana yalvarıyordu

"Ben istemedim! Ben seni sizi korumaya çalıştım sana başında git dedim defalarca ama şimdi gitme!"

"Beni yaşarken sensizliğe mahkum edip gitme!"

Hiçbir demeden ona bakıyordum

"Araz kızımı ver hadi bana verebilecek misin!"

"Böyle olsun istemedim"

"Eğer seni hiç tanımasaydım hâlâ annemin böğürtlen reçelini yiyor olurdum! Babam saçlarımı okşuyor olurdu Can, can olsaydı benimle inatlaşırdı!"

MAVİ BÖĞÜRTLEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin