27.Bölüm

5.7K 125 29
                                    

Elimdeki telefondan Araz'ı aramaya başladım.Araz'ın telefonu kapalıydı içimde beliren endişe duyduğum zil sesi ile artırmıştı...
Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın!! Yorumlarınızı görmek beni çoooook mutlu eder 🤭❣️

Instagram hesabımız: @mavi_bogurtlen_1

Tiktok hesabımız:_mavıbogurtlen_

........................🌊........................
Çalan kapıyı açmak için hızlıca yürüdüm.
Kapıyı açtığım zaman yüzüme yerleşen şaşkınlık ifadesini gizleyememiştim. "İpek bu saatte ne işin var burada" diye sordum "Hiçbir fikrim yok" dedi ve içeriye girdi. "Ne oldu nasıl geldin?" Diye sordum "Biz Yağız ile uyuyorduk sonra saat üç gibi Araz aradı, Yağız benim gitmem gerekiyor bir adam yollayacağım seni Beliz'in yanına götürsün dedi benim tüm bildiklerim bu kadar" dedi İpek "Ada ve Alya nerede" dedim "Onlar Araz'ın diğer evinde kalıyorlarmış" dedi İpek "Allahım nerede bunlar" dedim. Araz bana haber vermeden gitmezdi demekki acil bir şey olmuştu.

~Araz'dan
Sabaha karşı saat dört gibi Frank'i alacaktık tüm planı hazırlamıştım. Kollarımda uyuyan Beliz'in saçlarına bir öpücük kondurdum ve onu uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalktım. Üzerimi değiştirip Yağız'ı aradım. "Hadi çık ben de evden çıkıyorum " dedim ve telefonu kapattım. Beliz'e haber vermek istiyordum ama bunu duysa peşimden geleceğini bildiğim için bu seferlik haber vermeden yanından ayrıldım. Arabama binip Frank'i getirecekleri depoya doğru ilerledim.

Depoya girer girmez karşımda oturan Frank ile karşılaştım. "Ooo hoş geldin bizim çocuklar beni beklemeden almışlar seni" dedim "Beni Araz'a götürün diye ağlayınca dayanamadım hemen getirdim" dedi Kerem "Nereden başlamak istersin?" Diye sordum "Ağzımdan tek bir bilgi alamazsın Araz" dedi Frank "Sen bilirsin bana sizden çok bilgi geliyor" dedim "Seni tam kalbinden vurmuştum yaşaman mucize" dedi Frank "Kalbimden vuran kişi ayrı sen beni öldüreceğine inanan bir ahmaksın" dedim "Şimdi sen beni öldür bakalım kolay çıkabilecek misin işin içinden" dedi Frank Haklı olduğunu bilmek iyice sinirlerimi bozuyordu onun ölmesi tüm ortalığı birbirine karıştırırdı. "Senin kendinden bu kadar emin olmanı ne yapacağız be Frank" dedim "Doğrular  bunlar Araz" dedi. Frank'i bırakıp bizimkilerin yanına gittim. "Bunu ne yapacağız?" Dedim "Abi öldüremeyiz tüm konsolosluk ayağa kalkar öldürüldüğü duyulursa" dedi Kerem "Ömür boyu burada tutamayız" dedi Yağız "Bakın bu adam saygın bir iş adamı şantaj ile Türkiye bağlarını bitirmek bizim işimize gelen tek şey" dedim ve Mehmet'in yanına gittim. "Mehmet Ali'nin bize verdiği video hazır mı?" Diye sordum "Hazır abi istediğin zaman izletebiliriz" dedi "Tamam" dedim ve Frank'in yanına gittim. "Evett şimdi paşa paşa şartlarımızı kabul edeceksin başka yolun yok" dedim "Emin misin Araz benim her zaman bir yolum vardır" dedi sırıtarak bir şeyler planladığı belli oluyordu ama onu bugün alacağımızı bilmesi imkansızdı belki de çok iyi blöf yapıyordu. "Şimdi elimizdeki videoları seninle paylaşacağım eğer yayılmasını engellemek istiyorsan dediğim her şeyi yaparsın" dedim Frank bana cevap vermek yerine kahkaha atmaya başladı tam ona bağıracakken "Abi koş!" Diye bağıran Mehmet'in sesini duydum.

-Beliz'den:
"Yok ben çıldıracağım" diye bağırdım "Hiçbiri açmıyor bak belki işleri vardır gel biraz otur ne olur" dedi İpek "Ya kaç saat geçti insan haber vermez mi" dedim "Bilmiyorum bak gel otur bekleyelim mutlaka gelecekler" dedi İpek onu dinleyip yanına oturdum. "Beliz lavaboya gitmem gerekiyor hangisine gideyim?" Diye sordu İpek "Bak  ileriye git sağındaki ilk kapı" dedim.İpek beni başı ile onaylayıp ayağa kalktı ve tarif ettiğim yere doğru ilerledi. Ben de bir kahve yapmak için ayağa kalkmıştım ne olduğunu anlamadan her yeri silah sesi kapladı ve evin tüm camları kırılmaya başladı. Kendimi zor bir şekilde yere attım alnımı sehpaya çarptığım için alnım biraz acıyordu ama ona dikkat edemeyecek kadar korkuyordum. "Belizzzz iyi misin ne oluyor" diye bağıran İpek'in sesini duydum "İyiyim sakın oradan çıkma" diye bağırdım dizlerimin üzerinde masanın altına kadar süründüm. Kırılan camlar dizlerime batmıştı diz kapaklarım kanıyor ve sızlıyordu. Dışarıdan gelen silah sesleri iyice artıyordu artık korkmaya başlamıştım. Elimde sıkı sıkı tuttuğum telefon çalmaya başladı hemen  telefonuma baktım Araz'ın aradığını görünce açtım "Sevgilim iyi misin?" Dedi Araz "Şimdilik iyiyiz ama tüm camlar kırıldı ve şu an sesler bize doğru yaklaştı" dedim Araz bana cevap verecekken kapının kırılma sesi ile olduğum yerde sıçradım "Araz içeriye giriyorlar" dedim sessizce "Beliz hızlı bir şekilde bizim gizli odamıza git ve ben gelene kadar sakın oradan çıkma" dedi ,Araz'a cevap verecekken telefonumun şarjı bitti. Ne yapacağımı bilmiyordum içeriye gelen kişilerin bahçeye çıktığını gördüğüm zaman olduğum yerden sürünerek İpek'in yanına gittim ellerim ve dizlerim camlar ile doluydu acıyan canımı görmezden geldim ve ayağa kalktım "İpek gel" dedim sessizce benim sesimi duyan İpek kapıyı açtı ve dışarıya çıktı. "Hemen üst kata çıkmamız gerekiyor" dedim "Tamam" dedi hızlı ama sessiz bir şekilde merdivenlere doğru yöneldik ve yukarıya çıktık. "Abi ben üst kata bakayım" diyen adamın sesi ile iyice panik yapmıştım. Hemen Araz'ın yaptığı gibi taşı duvardan çektim ve açılmasını bekledim şaşkın bir şekilde bana bakan İpek'e "Hemen içeriye gir ben geleceğim" dedim ve onu içeriye ittim. Adamın ayak sesleri bize doğru yaklaşıyordu tam karşımda duran vazoyu elime alıp sıkı sıkı tutmaya başladım. Adam tam önümde duruyordu beni görmemesini fırsat bilip elimdeki vazoyu kafasına vurdum, adam sağa sola doğru yalpalıyordu kendimi topladım ve tüm gücümle adamı merdivenlerden aşağıya ittim. Bu güç bana nasıl gelmişti hiçbir fikrim yoktu , kimse yanımıza gelmeden bende içeriye girdim ve sağ gözümü şifreye okuttum dış kapı kapandı bizim odamızın kapısı açıldı.Hemen odaya girdik ve kapıyı kapattık buraya kimse gelemezdi derin bir nefes aldım ve yanımda titreyen İpek'e sarıldım "Sakin ol bitti" dedim "Beliz adamı nasıl yere serdin?" Dedi İpek "Hiçbir fikrim yok" dedim "Burası neresi neden senin gözün ile açılıyor?" Diye sordu "Burası Araz ile benim odam ikimize özel olduğu için şifre var burayı sadece o ve ben açabiliriz kimse bizi burada bulamaz güvendeyiz"dedim "Beliz alnın, dizlerin, ellerin hep kan içinde kalmış" dedi İpek "Cam battı ellerime ve dizlerime
silah sesi ile kendimi yere attığım zaman da alnımı sehpaya çarpmıştım ciddi bir şey yok" dedim "Beliz nasıl ciddi bir şey yok kanıyor hep yanımızda hiçbir şey yok nasıl saracağız şimdi" dedi ve ayağa kalkıp etrafı aramaya başladı. Anlam veremeyen gözlerle onu izliyordum. Yatağın üzerinde serili olan örtüyü kaldırdı ve çarşafı yataktan sıyırdı "İpek ne yapıyorsun?" Diye sordum şaşkın bir şekilde İpek o kadar konsantre olmuştu ki bana cevap vermiyordu. Elindeki çarşafı zor da olsa yırtmayı başarmıştı hemen yanıma geldi ve ellerime bakmaya başladı "Tamam cam girmemiş sarabiliriz" dedi ve kanayan ellerimi sardı. Ardından dizlerime bakmaya başladı "Burada biraz cam parçaları var ama kanamıyor burayı sarmayalım" dedi "İpek iyiyim sakin ol" dedim ve sıkı sıkı sarıldım "Tamam sakinim gel biraz uzan bizimkileri bekleyelim" dedi yapacak hiçbir şey olmadığı için önce bozulan yatağı düzelttim sonra da uzandım. İpek sırtını yatak başlığına yaslamış bir şekilde oturuyordu. Hem korkuyordum, hem de herkesi karşıma alacak kadar cesur hissediyordum tüm duygularım birbirine karışmıştı..

MAVİ BÖĞÜRTLEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin