24. bölüm

164 9 0
                                    

En sevdiğim bölümlere geçiyoruuz! Oy ve yorumlarınızı bekliyorum sizden. Beni instagramdan takip edebilirsiniz* ulduzmakh 

 Beni instagramdan takip edebilirsiniz* ulduzmakh 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar!

***

Ayyuka yükseldiğim zamanlarda biriktirdiğim hiçbir anım olmamıştı. Her zaman kendimi korunmasız hissederdim. Birinin beni aslında korumasına da ihtiyacım yoktu. Kendimi güçlü, yenilmez hissettiğim dönemler genellikle psikoloğumla geçirdiğim zamanlara eşdeğer oluyordu. Şu an ne psikoloğumun yanında değildim ne de bir tedavi görüyordum. Fakat buan rağmen oldukça arınmış gibiydim. Onun kollarının arasında bulduğum mutluluğun tarifi imkansızdı. Gönül bağım onunla birleşmiş gibiydi. Bana söylemek istediği bir şey vardı. Ben zevkten dört köşe olmadan hemen önce kulağıma, "Ben sana," demişti. Aşık mı olmuştu? Bu cümlenin devamını zihnimde nasıl birleştirebilirdim? Ona sormam gerekmiyordu. Şu an kollarının arasında yarı baygın uzanırken az önce yaşanılanlardan dolayı yüzüne bakamıyordum. Sırtımı göğsüne yaslamış derin nefesler alıyordum. Gözlerim onun yarışlardan kazandığı kupaların üzerinde geziniyordu.

Uyuyor muydu? Hiçbir fikrim yoktu. Ama aldığı düzenli nefeslerden sonra onun uyuma ihtimali yükselmişti. Kolu göğsümün hemen altındaydı. Diğer eli ise kalçamın üzerinde duruyordu. Temas bağımlısıydı. Bana dokunuşları, öpücükleri tarifi imkansız bir his oluşturmuştu. Yaşadığım o tutku dolu anılar gerçek benliğimi keşfetmeme yardımcı olmuştu. Böyle bir insan olduğumu düşünmüyordum ama yenildiğim bu gerçek karakterim hem içimdeki dişil enerjiyi dışa aktarmış, bir o kadar da utanmama sebep olmuştu.

"Utanıyor musun?" Onun sesini duyduğum an irkilmiştim. Nereden anlamıştı? Kendi kendime düşünürken dudaklarını saçlarıma bastırdı. Uzaklaşacağını düşünmüştüm fakat o derin nefesler soludu.

"Hayır." Bunu utanarak söylemem de manidardı.

Dudaklarını saç diplerime bastırdığı için sesi boğuk çıkmıştı. "Yalan söyleyemiyorsun. Seni aynadan görebiliyorum. Yanakların kızarık." Ayna mı? Gözlerimle etrafa bakındığımda sehpanın üzerindeki küçük ayna benim tam yüzümü gösteriyordu. Yanakları dediği gibi kıpkırmızıydı. Üstelik bunu dediği için tekrar yanaklarım kızarmıştı.

Aynada göz göze geldiğimizde üzerimizdeki örtüyü yüzüme çekmiştim. "Yaa," diye bir mırıltı dudaklarımdan fırladığında kolları bedenimi iyice sarmıştı.

Beni taklit ederek, "Yaa," diye mırıldanmıştı. İstemsizce kıkırdadığında üzerimdeki örtüyü çekmeye çalışıyordu. Ona izin vermedim.

"Bırak ya. İşin gücün benimle dalga geçmek. Bakma bana, istemiyorum."

Üzerimdeki örtüyü bir anda çektiğinde karşısında savunmasız kalmıştım. O andan sonra ilk kez göz göze geliyorduk. Gözlerimi kaçırmak istesem de yapamadım. Yine ve yeniden ona tutuldum.

MÛTENÂ  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin