2.6

2.4K 539 298
                                    

200 yorumm

***

Pazartesi günüyle beraber herkes tatili kesip işe koyulurken Jisung seansı biten hastasından ayrılmış, odasına girip derin bir nefes vermişti. Onların yanında uzun süre kaldıkça ister istemez ruh hallerine bürünüyordu bu da günlük hayatına olumsuz etkiler yansıtabiliyordu.

Çalan telefonuna attı elini, annesi olduğunu görürken yüzünü buruşturmuş, odasındaki koltuğa uzanıp aramayı açmıştı. Açıkçası karşı tarafta konuşan kadını pek dinlediği söylenemezdi.

"Tamam anne," deyip derin bir nefes verdi. "Siz uçağa bindiğinizde haber verirsiniz, ben havalimanına gelirim almaya. Yok, babamla konuşamam şu an hastam var, kapatıyorum hadi."

Kısa bir görüşürüz seansı ile telefonu kapatıp sessize aldı ve kenara attı. Ailesi ile arası iyi değildi, özellikle babasıyla hiç anlaşamaz, küçüklüğünden beri de korkardı zaten.

Onlarla şimdi bir hafta geçirme düşüncesi daha başından içine sıkıntı oturmasını sağlarken oflayıp elini yüzüne kapattı. Birkaç saat uyuyup kendini tüm dünyadan silmek istiyordu.

Koltukta dönüp karşı duvarı seyretti bir süre, en sonunda sıkılarak tekrar telefonunu eline almış, parmaklarını Chan'ın adının üstüne getirmişti. "Arasam mı?" diye kendi kendine konuştu.

"Of ama meşgul zaten." Durdu. "Bence telefonu açabilir."

Ani karar değişimi ile hızla oturur pozisyona gelmiş, Chan'ı aramaya başlamıştı. Bu sırada emniyetteki odasında dosyalarla savaşan Chan sinirle ellerini saçlarından geçirmişti ki çalmaya başlayan telefonuna kısa bir bakış atıp elini uzattı sessize almak için.

Tam alacaktı ki durdu gördüğü isimle, ani kararla dosyaları itip telefonunu eline almış ve arkasına yaslanmıştı. "Jisung?"

Açılan aramayla gülümsedi Jisung. "Selam. Yoğun olduğun bir vakitte aramadım umarım."

"Yo, sorun değil." dedi Chan, dosyalara baktı. "Benim de ihtiyacım vardı zaten sesini duymaya, sabahtan beri kafayı yedim."

"Hım, neler sinirlendirdi seni yine?"

"Kapanmamış çok dosya var," dedi Chan, iç çekti. "Hadi delil yetersizlikleri olanı anlıyorum, zaman aşımına uğrayanları niye benim önüme koymuşlar anlamıyorum. Eski müdürü görürsem şahsi bir görüşme yapacağım onunla, neyse, sen nasılsın?"

Chan'ın tepkilerine gülse de son soru ile hafifçe yüzü düşmüştü Jisung'un. "İyiyim," diye yanıtladı. "Seni merak ettim, boşken arayayım dedim."

"Benden daha yakın olan bir hasta var mı sana orada, onlarla da şahsi görüşme ayarlayayım."

"Chan!" Kahkaha attı hızla. "Hastalarımla arama giremezsin."

"Ben başka türlü hastadan bahsetmiştim ama sen bilirsin tabii."

Duraksadı Jisung, bir anda mağlup olurken "Başkomiser..." diye söylendi. "Ah," diye mırıldandı. "Ağzın iyi laf yapıyor. Yok canım, yok. Biri vardı, onu da yolladık bir ay önce."

"Ne kadar çok yakınmış sana?"

"Hayal bile edemezsin, o derece." diyen Jisung ile Chan gülüşünü tutamamış, küçük bir kahkaha atmıştı. "Öyle diyorsun?" demesi ile Jisung gülümsedi. "Dedim bile. O yüzden ondan ellerini çek Komiser."

"Vaov, çok çabuk satıldık. Bu kırık kalple dosya ayıklayacağım şimdi teşekkür ederim."

Onunlayken gülüşünü tutamayan doktor tekrar güldüğünde, Chan da gülmüş "Kolay gelsin o zaman sana," demişti Jisung. O da yerinden kalkarken Chan şakayı boş verip kafa salladı. "Teşekkür ederim, kapatıyorum şimdi. Bir sonraki görüşmemize kadar sana iç çektiren neyse toparla, çünkü bu sefer başkomiser olarak gelip seni dinleyeceğim."

scars, chansung ✓Where stories live. Discover now