S4B8- Eve Dönüş

86 12 84
                                    

Keyifli ve uzun bir bölüme hazır olun. Çok olay olmayacak ama şaşıracağınız şeyler olacak. 2. sezona geri dönüp bazı şeyleri hatırlamanız gerekebilir... :)
*************

Emir

Dışarıdan gelen gürültülü sesler uyanmama sebep olmuştu. Odamın perdesini aralayarak dışarı baktım. Murat'ın kaya bulması ve ağaç kesmesi için görevlendirdiği ekip tırlar ile geri dönmüştü. Seslerin kaynağı bu olmalıydı. Odamın penceresini açtım. Derin bir nefes aldım ve temiz havayı ciğerlerime çektim. Rüzgar kuru ve soğuk esiyordu. Uyku sersemliğini biraz atmıştım. Hızlıca elimi yüzümü yıkadım ve klasik siyah kombinimi giyindim. Bahçeye indim. Tırlar bahçeye giriş yaptılar ve park ettiler. 20 kişilik bir ekiple ilk tırdan odunları çıkarttık ve yerleştirdik. Herkes nefes nefese kalmıştı.

Biraz mola verelim mi? Ne dersiniz?

Mola teklifime pek sıcak bakılmadı. Herkes şu işi bir an önce bitirip dinlenmek istiyordu. Kahvaltı yapmadığım için başım dönüyordu. Kayaları tırdan çıkarma görevine katılmayacaktım. Ekibin yanından ayrıldım ve ilerledim. Kahvaltı salonuna gittim ve hızlıca kahvaltı yaptım. Ekibe yardım etmek için görevime dönecektim. Bahçeye indim. Yıkılmış duvarımıza bakarken bir şey farkettim.

1 adet zombi topluluğumuza doğru geliyordu. Herkes kayaları indirdiği için nöbet tutan kimse yoktu. Bu çok büyük bir hataydı. Palamı elime aldım ve zombiye baktım. Zombi palamı elime aldığımda olduğu yerde durdu. Bu bir zombi değildi. Bu bir Derigiyen'di. Gözlerimin içine bakıyordu. Belinden siyah telsiz benzeri bir cisim çıkarttı. Cisimin üzerinde kocaman bir kırmızı düğme vardı. Sol el işaret parmağını dudağına doğru götürdü ve "Sessiz Ol" işareti yaptı. Çok derin bir nefes aldım ve bağırdım;

Herkes tırdan uzaklaşsın! Tır patlayacak!

Derigiyen kırmızı düğmeye bastığı anda yüksek bir patlama sesi duyuldu. Tırların altına uzaktan kumandalı bomba eklemişlerdi!

Derigiyen uzaktan kumandayı yere atıp kırdı ve "Sessiz Ol" işaretini 3 saniye kadar yapmaya devam ettikten sonra koşarak uzaklaştı. Hemen arkama döndüm ve patlamanın olduğu yere gittim. Tırlar parçalanmış, kaya parçaları etrafa dağılarak ana binaya ve duvarlara zarar vermişti. İlk gördüğüm kadarıyla 20 kişi ölmüştü. Murat dizlerinin üstüne çökmüş, başını iki elinin arasına almış, sessizce ağlıyordu. Can ve bahçede ki diğer kişiler boş gözlerle etrafı izliyordu. Ecrin patlamanın etkisiyle uyanmış olmalıydı ki koşarak bahçeye çıktı. Koştu ve bana sarıldı.

Sana birşey oldu zannettim. İyi misin? Dedi. Gözlerimin içine masumca bakarak tebessüm ediyordu.

Bana zarar gelmedi. Ama iyi değilim. Hemde hiç iyi değilim.

Ecrin'e sıkıca sarıldım. Ardından Murat'ın yanına koştum. Hala yere kapanmış ağlıyordu. Burada ki herkes onun yakın arkadaşıydı. Ölen kişileri tanıyor olmalıydı.

Elimi Murat'ın omzuna koydum. Bana baktı.

Sanırım ben başaramadım Emir. İyi bir lider olamadım. Reyhan olsaydı benden utanırdı.

Bu denli güçlü ve kuvvetli bir insanın, karşımda hıçkıra hıçkıra ağlıyor olması kanıma dokunuyordu.

Hayır Murat. Seninle gurur duyardı. Bizi yıldırmak için her şeyi yapıyorlar ama yine de bir çıkış yolu arıyoruz ve umudumuzu kaybetmiyoruz. Reyhan seninle gurur duyardı. Şimdi toparlan ve yapabileceğimiz şeyler hakkında konuşalım.

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Where stories live. Discover now