S3B13- Zincirleri Kır!

76 11 40
                                    

Bu bölüm sezon finalidir.☆

Emir
Uzun bir uykunun ardından dinlenmiş bir şekilde uyandım. Son zamanlarda vücudumun daha dirençsiz olduğunu farkediyordum ve daha güçsüz hissediyorum. Bu günlerde yeteri kadar beslenemiyoruz. Kendimi daha iyi hissetmek ve vücudumu eski formuna döndürmek için her sabah spor yapmalıyım diye düşündüm. Kahvaltı yapmadan odamın içerisinde 50 şınav ve 50 mekik çektim. Ufak bir sporun ardından Gri bir tişört ve siyah bir eşofman giyerek kahvaltı yapmak için aşağıya indim. Kahin ve Can aynı masada oturmuş, kahvaltı tabakları önlerinde duruyordu ancak kimse tabağına dokunmamış gibiydi. Hızlı adımlarla kahvaltı tabağımı alıp açık büfeden yumurta, zeytin, peynir ve domates alarak yanlarına geçtim.

Emir: Günaydın. Beni mi bekliyordunuz?
Can: Kahin seni beklememiz gerektiğini söyledi.
Emir: Hayrola Kahin. Seni uzun zamandır görmüyordum.
Kahin: Bende seni çocuk. Hiçbir şey yemeden ve içmeden kaç gün dayanabilirsiniz? Bence bunu test etmenin tam zamanı.

Kahin bu cümlesinden sonra kahvaltı tabağını masada bıraktı ve kalkarak kahvaltı salonunun dışına ilerledi. Can ile birbirimize bakıyorduk.

Can: Bu neydi şimdi?
Emir: Hiçbir fikrim yok. Kesin bir olay olacak.
Can: Evet. Korkmalı mıyız?
Emir: Hayır. Her şeyin üstesinden gelebiliriz. Yine de dediğini yapsak iyi olur.

Can ile kahvaltı tabaklarımızı masanın üstünde bırakarak dışarı çıktık ve ordumuzun eğitim kampını ziyaret ettik. Ok atma ve binicilik eğitimlerinin yanı sıra yakın dövüş eğitimi de veriliyordu. Yakın dövüş eğitimine bende katıldım ve vücudumun eskisi kadar güçlü olmadığını tekrar fark ettim. Direncimi kaybetmemeliydim. Odama çıkarak tekrar spor yapmaya başladım. Güçlenmem gerekiyordu. Etrafımızda düşman doluyken zayıf olmak beni ölüme sürüklerdi. Böyle bir dünyada sürekli tekrarlanan tek cümle bunu kanıtlar nitelikteydi;
"Bu dünyada güçlüler hayatta kalır, zayıflar yem olur."

Yaklaşık 3 saatlik sporun ardından odamın kapısı çaldı. İçeri giren Can'dı. Yüzünde telaşlı bir ifade vardı.

Can: Emir. Burada ki çoğu kişinin midesi bulanıyor ve kusuyor. Ateşleri çok yüksek. Hemşire ve doktorların çoğu hasta.Bir şeyler oluyor.
Emir: Ne? Herkes zombiye mi dönüşecek?
Can: Bilmiyorum. Önlem almalıyız.
Emir: Tamam. Hasta olan herkesi hapishaneye götür ve karantina altına al. Reyhan'ı arayarak yardım isteyeceğim.
Can: Tamam.

Can odamdan çıktı ve telsizimi elime alarak Reyhan'ı aradım. Yaklaşık 30 saniye sonra cevap geldi.

Reyhan: Efendim Emir. (Kusma sesleri gelmektedir.)
Emir: Reyhan hasta mısın?
Reyhan: Evet. Herkes hasta. Bir çeşit salgın var.
Emir: Burada da öyle. Senden yardım isteyecektim.
Reyhan: Elimden bir şey gelmez. Kendimi odama kapattım. Diğer herkesi evine gönderdim ve sokağa çıkma yasağı ilan ettim. Şuan çok savunmasızız.
Emir: Ben hasta değilim. Bu hastalığın kaynağını bulup herkese yardım etmeye çalışacağım.
Reyhan: Nasıl yapacaksın bunu?
Emir: Kahin bana yardım eder. Kapatmalıyım.

Reyhan ile konuştuğum anda odamdan fırlayarak Kahin'in odasına gittim. Son Jenarasyon'da ve burada işler berbatdı. Şuan bir saldırı yaşarsak beyaz bayrağı çekmek zorunda kalırdık.

Emir: Kahin. Hiçbir şey yemedim ve içmedim. Gördüğün gibi hasta değilim. Ancak diğer herkes hasta. Son Jenarasyon'da da durum böyle. Yardımına ihtiyacım var.
Kahin: Yardım ettim. Yemek ve su yok.
Emir: Ne zamana kadar? Ölene kadar mı?
Kahin: Su temizlenene kadar.
Emir: Senden ilk defa açık konuşmanı isteyeceğim. Lütfen.
Kahin: Yapamam. Yaparsam kör olurum.
Emir: Zaten körsün Kahin.
Kahin: O yüzden yardım için bana geliyorsun. Ben her şeyi görüyorum Emir. Söylediklerimi dikkate alıp düşünürsen cevabı bulursun. Şimdi odamdan çık ve kapımı kapat. Dinlenmem gerek.

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Where stories live. Discover now