S1B5-Hastalık Kontrol Merkezi

263 29 53
                                    

5 dakika yürüdükten sonra yolun ilerisinden siyah dumanların geldiğini gördük. Arabalar yanıyor,yerlerde simsiyah olmuş araba parçaları ve kül olmuş zombilerin parçaları vardı. Burada ne olduğunu düşünürken Samet lafa girdi.

Samet:Alper beni burada bıraktı,bu yangın onun işi olmalı.
Can:Burada her ne yapmışsa çok etkileyici,umarım isteyerek yaptığı bir şeydir.
Zeynep:Bariyerin yanında ki samanlar kırılmış gibi gözüküyor. Oraya atlamış olmalı.
Samet:Ben de oradan geçtim,benim izlerim olabilir.
Emir:Etrafa bakıp Alper'i arayalım.
Can:Vaktimiz yok, gitmeliyiz. Bariyerlerden atlayıp yürüyelim,yanmak istemiyorum.
Emir:Önden gidin,samanlara bakacağım.

Grup ilerlerken samanlara göz gezdirmeye başlarken gözüme kırık kuru otların arasından gri renkte bir cisim çarptı. Etrafı temizleyip gri cisimi elime aldım.Bu Alper'e doğum gününde aldığım Revolver(tabanca) kolyesiydi.
Kolyeye kısa bir süre bakıp cebime koydum, boynumda asılı Arbalet kolyeme baktım. Bu kolyeyi Alper bana doğum günümde almıştı. Dostluğumuza ne olursa olsun verdiğimiz kolyeleri yan yanayken asla çıkarmamaya söz vermiştik. Grupla aramda ki mesafe iyice arttı ve hızlı adımlarla peşlerine takıldım.

Uzun bir yürüyüşten sonra hastalık kontrol merkezinin yakınlarına gelmiştik. Etraf büyük nakliye arabalarıyla ve çit örgülerle doluydu. Samet'in kolu gerçekten ölü gibi kokuyordu. Çitlerden atladık ve binanın önüne geldik. Demir bir kapısı olan etrafında kameralar bulunan tek katlı,küçük bir yerdi. Kapıya gelip bağırmaya başladım.

Emir:Hey lütfen bize yardım edin! Hastalıklı değiliz,arkadaşımın kolu kanıyor ve damarlarının rengi değişmeye başladı. Aşıya ve yardıma ihtiyacı var.
Can:Hey lütfen açın kapıyı!Ne isterseniz yaparız!
Samet:Hey kolumun haline bakın. Yardıma ihtiyacım var!

Kapının sağ üstünde bulunan kamera bize doğru bakmaya ve ışığı yanmaya başladı. Bunu farkedip daha sesli bağırmaya başladık.

-Kahinin dediği insanlar gelmiş olmalı. Ancak 6 değil 5 kişiler. Onları içeriye alalım mı?
-Durumları nasıl gözüküyor?
-Birinin kolu fena halde. Isırılmadıklarını söylüyorlar. Detaylı testler yaparız.
-Tamam. Kapıyı aç...

1 dakika süren bağırış ve yalvarmalarımızdan sonra kapı kendi kendine açıldı.Elinde büyükçe iğneler olan ve beyaz bir doktor kıyafeti olan biri bizi karşıladı.

-İçeri girin. Komut vermediğim sürece haraket etmeyin. Durumunuzu öğrenmem için testler yapacağım.
Can:Hastalıklı değiliz.
-Emin olmam gerek. Buraya daha önce insan almamıştık. Kahin'e dua edin.
Emir:Kahin mi?
-Anlatırım. Şimdi hepiniz kollarınızı getirin ve şu ateş ölçerleri ağzınıza koyun.

Doktorun dediklerini yapıp beklemeye başladık...

-Efendim,ateşleri normal seviyede.Hızlı kan örneğinde akyuvar sayıları normal gözüküyor. Hastalıklı değiller.
-İçeri alın. (Samet'i işaret ederek) sen benimle gel. Koluna bakacağım.
-Diğerleri beni takip etsin.

Doktoru takip edip içeri doğru yürüyorduk. Burası beyaz bir zemin ve duvarları olan geniş bir yerdi. Odanın ortasında büyük bir masa ve 8 tane sandalye vardı. Bir kapı görememiştim sanırım tek odaydı diye düşünürken karşıda bir asansör farkettim. Üst katı olmayan bir yerdi. Diğer odaların yerin altına inşa edilmesi muhtemeldi. Yürümeye devam edip asansöre bindik.
0 dan -6 ya kadar sayılar vardı. Doktor -1 tuşuna bastı. Çok kısa bir süre sonra kapılar açıldı ve dışarı çıktık.

-Burası deneylerin yapıldığı ve ilaç bulmaya çalıştığımız yerdi. 10 doktor ve 10 bilim adamı ile buradaydık ancak 4 kişi hariç herkes ilaç bulmanın imkansız olduğunu anlayınca intihar etti. Artık yeni çalışmalar yapmak için uğraşmıyoruz. Çünkü başarabilecek kaynağımız kalmadı. Buranın elektriğini sağlayan Jeneratör 1 hafta sonra kapanacak ve bir kontrol merkezinin daha sinyali gidecek. Şuana kadar 81 ilde 1000 merkez çalışmaya başladı ancak sadece 185 merkez hala çalışmalara devam ediyor. Elde olan şey ise 0. Ne bir ilaç ne bir panzehir. Bu kadar çalışmadan sonra elde edebildiğimiz çok az bilgi var. Bu virüs insanları nasıl öldürüyor? Virüs nereden geliyor? Başka hiç bir şey yok.
Öncelikle bu virüs hava ve su yoluyla,hayvanların dışkısıyla yayılıyor. Dışkı toprağı gübrelediginde virus toprağa geçiyor. Yani bu virüs herkesin vücudunda bulunuyor. Devlet bunu açıklamadı. Yani dönüşmek ve zombi olmak için ısırılmaya gerek yok.Öldüğünüz anda virüs sizi döndürür ve zombi yapar. Peki bu nasıl işliyor? Virüs insanların beynini ele geçiriyor ve sadece Beyin sapı aktif kalıyor. Beyin sapı insanın en temel özelliklerinin yer aldığı bölümdür. Nefes alma,yemek yeme,su içme gibi bilgiler burada kayıtlıdır. Duygular ve diğer işlevler tamamen yok olur. Vücud tamamen ölüdür ve kan akışının kesilmesi vücudun normalden çok daha hızlı cürümesine yol açar. Bu yüzden beyine vurmak zombileri öldürür. Bir diğer cevap ise virüsün kökeni. Bu virüs kutuplardan gelen bir virüs.Daha önce bir sürü hayvanda aşırı agresifleşme,saldırganlık ve ten renginin değiştiğini sıkça haberlerde görmüştük.Söylenen şey şuydu;bu virüs insanlara bulaşmaz.Evet doğru,ancak unutulan şey bir virüsün çok hızlı mutasyon geçirebilecek ve bu mutasyonu koruyup kopyalayabilecek olmasıydı. Kutuplarda ki buzlar eridikçe virüs açığa çıkıp yayılmış ve sürekli mutasyona uğrayarak insanlara bulaşma,sıcağa dayanıklılık gibi özellikler kazanmıştı. Yıllardır bilinmeyen ve çok hızlı mutasyona uğrayan bir virüs olduğu için tedavisi imkansızlaştı. İşte durum bu. Doğa insanlardan korunabilmek için büyük bir kozunu kullandı ve biz yenildik.Mutasyon geçirip adapte olma sırası biz ve bizden sonra ki nesillerde...

Doktoru hepimiz çok dikkatli bir şekilde dinledik ve uzun bir sessizlik oldu ancak aklımda olan şey virüsden çok Kahinin kim olduğuydu. Buraya birilerinin geleceğini söyledigi için buradaydık ve ona sormam gereken bir soru vardı. Alper nerede?

Odanın sağ tarafında ki kapı açıldı. Yaşlı bir adam bize bakıyordu. Sol gözü bir bant ile kapatılmış ve sağ gözü tamamen beyazdı. Oldukça ürkütücü olan bu adam bize yaklaştı.

- 1 kişi. 1 kişi eksik.
Emir:Sen,sen kahin olmalısın. Alper'in nerede olduğunu biliyor musun?
(cevap gelmez)
Emir:Sana diyorum be adam! Alper nerede?

Adam hiç cevap vermeden arkasını döndü ve yürümeye başladı.

Emir:Hey! Soruma cevap ver!
Doktor: Burada sesini yükseltme. O adamı rahat bırak. Konuşmak istemediği zaman konuşmaz.

Sinirden deliye dönmüştüm. Asansörün kapısı açıldı ve içeri Samet girdi.

Hep bir ağızdan Samet'e iyi misin? diye sorduk.

Samet:İyiyim çocuklar. Tam zamanında gelmişim. Teşekkür ederim.
Zeynep:Alper'e borçlusun.
Samet:Evet. geldiğinde teşekkür edeceğim.
Emir:Gelmesini bekleyeceğimizi düşünmemiştim.Samet iyi olduğuna göre çıkıp onu aramalıyız.
Can: Merak etme Emir. Harita yiyecek ve su her şeye sahip. Başaracaktır.
Doktor: Uzun zamandır duş almadığınız belli oluyor. Beni takip edin ve duş alın. Sonra yemek yersiniz. 1 saat sonra ışıkların tamamını kapatacağım. Tasarruf etmemiz gerek.

Doktoru takip edip duş almaya gittik.
Duşta sıcak su vardı. Hala inanamıyorum. Sıcak su! Duş almayı ve sıcak suyu bu kadar özleyeceğimi bilseydim her gün 3 defa duş alırdım.

-3. katta bulunan mutfağa gidip yemek yedik. Ardından -5. katta bulunan odalara girdik. Kahin ve bizim grup bu katta ki odalarda uyuyacaktı. Doktorlar nerede uyuyordu bilmiyorum. Uyumaya hiç niyetim yoktu çünkü Alper'in yerini hala öğrenememiştim. Kahin denilen adamın odasına ilerledim. Kapıyı açtım ve koltuğunda oturuyordu. Benim geleceğimi önceden biliyormuş gibi kapıya bakıyordu.

Emir: Alper nerede? Bana cevap ver.
Kahin:Yer altında. Rayları izliyor.
Emir:Yer altı,ray? Her neyse... Başı dertte mi?
Kahin:Evet. Saat kaç evlat? (Sağ eli ile odasında bulunan saati işaret eder.)
Emir:22:45.
Kahin:Acele et. Onlar zombiler kadar açlar.
Emir: Teşekkür ederim.

Koşarak odama koyduğum silah çantasının içinden taramalı bir tüfek aldım. Can'ın odasından bir harita kaptım ve Can'ın nereye? sorusuna cevap bile vermeden asansöre doğru koştum. Asansöre bindim. 0. kata çıktım ve kapıya doğru koşmaya başladım.

Doktor:Nereye?
Emir:Kahin, arkadaşımın yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Yanına gitmeliyim.

Doktor önünde ki tuşa basarak kapıyı açtı ve şans diledi.

Yeraltı, ray ve onlar... Onlar dediğine göre insan olmalılar. Yer altı ve ray dediğine göre Alper bir metro durağında. Haritaya bakıp metro durağını buldum ve önümü bile zor gördüğüm ıssız sokaklarda koşmaya başladım. Alper'i bir daha asla yanlız bırakamazdım. Ne pahasına olursa olsun...

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Where stories live. Discover now