S2B9-"Beklenmeyen İhanetler"

157 23 47
                                    

Yeni aldığım siyah kapşonlumu ve rahat haraket edebilmek için aldığım siyah eşofmanımı giyindim. Üstünde "Magnum" tabancası motifi olan maskemi burnuma kadar çektim ve artık hazırdım. Silahımı,bıçağımı,telsizimi ve kalın bir ip aldım ve yola çıktım. Bugün Ekrem'i takip edecektim ve tahmin ettiğim gibi köstebek oysa onu Rümeysa'ya teslim edecektim. Çarşıdan çıkıp Kurtarıcıların bölgesine doğru yürümeye başladım. Uzun bir süre sonra Hapishaneyi tam cepheden gören, hapishane yolunun tam kenarında bulunan gizli bir yere geçtim. Uzun çalıların arasına uzandım ve etrafı izlemeye,Ekrem'in buraya gelmesini ummaya başladım.

Uzun bir bekleyişin ardından Hapishaneye doğru biri gelmekteydi. 2 elini de yukarı kaldırarak bağırmaya başladı;

Endişelenmeyin. Benim. Yeni bilgilerim var!
Bu ses kesinlikle Ekrem'e aitti. Gözcüler kapıyı açtı ve Ekrem'i içeri aldılar.
Kısa bir süre sonra Ekrem dışarı çıktı ve yine önümden geçerek Hastane yoluna girdi. Sessiz bir şekilde arkasından ilerliyordum. Bastığım çalılar fazla ses çıkarabilirdi bu yüzden kendimi yola attım ve arabaların arkasından gizlenerek ilerledim.
Artık Kurtarıcıların bölgesinden yeterince uzaklaşmıştık ve Ekrem'in işini bitirebilirdim. Sessizliği bozdum ve Ekrem'in üstüne doğru koşmaya başladım. Arkasını döndüğü anda burnuna sert bir yumruk indirdim ve yere düştü. Kalkmasına izin vermeden suratına sağlam bir tekme attım. Kıpırdamıyordu ve bayılmıştı. Üstünde ki bıçak telsiz ve silahını aldım. Telsizini kapattım ve ellerini bağladım.
Rümeysa'ya Kurtarıcılar'ı tek başıma avlayacağımı ve kimliğimi gizli tutacağımı söylemiştim. Bu yüzden telsizimi açtım ve Rümeysa'ya seslendim.

Alper: Rümeysa? (Kısa bir bekleyiş ardından cevap geldi.)
Rümeysa: Efendim.
Alper: Köstebek'i buldum. Şuan onu Hastane'nin yakınında ki park alanına götürüyorum. Paket servis mi istersin yoksa gel al kampanyasından mı yararlanacaksın?
Rümeysa: Hemen geliyorum. Pakede fazla zarar vermedin değil mi?
Alper: Hayır. Az dövülmüş,tam kıvamında.
Rümeysa: Ahah. En sevdiğim. 5 dakikaya oradayım.

Rümeysa kısa bir süre sonra tek başına geldi. Ekrem'i gördüğü gibi yüzünde ki şaşkınlık ifadesini farkettim.

Rümeysa: İnanmıyorum. Ekrem mi?
Alper: Evet.
Rümeysa: En sağlam adamlarımdan biriydi. Köstebek olduğunu nasıl anladın?
Alper: Ormanda telsizle konuşurken duymuştum. Telsizler kimde var sorusunun amacı buydu. Bugün Hapishanenin civarında pusuda durdum ve yakaladım.
Rümeysa: İyi iş çıkartmışsın. Ondan asla böyle bir şey beklemezdim.Çok teşekkür ederim.
Alper: Rica ederim. Beklemediğimiz insanların ihanetine uğruyoruz. Emir'in yaptıklarından sonra şaşırmıyorum bile.Devamını sen halledersin. Ben artık gideyim.
Rümeysa: Tamam merak etme. İyi geceler.
Alper: İyi geceler.

Rümeysa hala baygın olan Ekrem'i yerde sürükleyerek götürmeye başladı.
Ben de çarşıya doğru ilerlemeye başladım.
***********
Sabah bizim için erken başlamıştı. Bugün Can ve Samet kamyon ile civarda kaynak arayacak ayrıca geniş bir tarama yaparak insan bulmaya çalışacaktı. Onlardan duvar spreyi getirmelerini de istedim çünkü DUR Tabelalarına,duvarlara Okul'da bir kamp kurulduğunu yazarsam bunu gören insanlar buraya gelecektir. Umarım zombilerin okuma yazması yoktur.

Kısa bir süre ardından Zeynep hariç herkes kantindeydi. Kahvaltımızı yaptık ve Can Samet ile kamyona atlayıp göreve gittiler. Ben ise bahçede mühendis grubunu beklemeye başladım. Zeynep'i uyandırmak istemedim çünkü uzun zamandır en güvenli yerde bile yaşasak psikolojik olarak 3 4 saatten fazla uyuyamaz olmuştuk. Bahçenin çevresini inceliyordum. Elimde dün tasarladığım Okul planı vardı. Benim kralı olduğum okul.

Mühendis ve yanında gelen 3 kişi gördüm. Hemen kapıyı açtım ve herkesi içeri aldım. İşciler kapının yanında sabit bir şekilde durdular ve Mühendis yanıma gelip konuşmaya başladı;

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Where stories live. Discover now