S3B2-Nereden Geldik?

137 20 46
                                    

*Duyuru: Emir mühendislik dersleri aldığından dolayı hikayeye diğer karakterlerin gözünden devam edeceğim.*

***Zeynep***
Yatağımdan kalktım ve yanımda hala uyumakta olan Emir'in boynuna bir öpücük kondurdum. Son zamanlarda hava biraz soğumaya başlamıştı. Güneşin aksine bulutlu ve sert rüzgarlar esen bir hava vardı. İzmir'de kış karlı ve çok soğuk geçmesede rüzgarlar bir insanın hasta olması için yeterliydi. Siyah uzun kollu kapşonlumu giyindim ve üstüme bir mont giyindim. Lacivert dar bir kot pantolon giyip saçlarımı taradım ve dışarıya çıktım. Kahvaltı yapıp "Temizlik Grubu" olarak adlandırılan kısıma geldim. Burada kamp civarında ki zombileri öldürüyorduk. Bu şekilde zombilerle savaşmayı öğreniyorduk.

Emir,Can,Rümeysa gibilerin aksine zayıf ve savunmasız gözüküyordum. Kendimi geliştirmem ve özgüvenimi toplamam gerekiyordu. Hayatta kalmak ve başkalarına yük olmamam gerekirdi. Özellikle Emir'in üstünde bu kadar yük varken. Benim ailemde gürültü ve şiddet hiç eksik olmamıştı. Babam bana ve anneme çok kötü davranıyordu. Bu bazı insanları şiddete yönletebilir ama bana etkisi bu şekilde olmamıştı. Günden güne daha çok içine kapanan,kendini dış dünyaya kapatmış biriydim. Korkak ve özgüvensiz olmamın sebebi bu olabilirdi. Salgının başından beri iyi insanlarla tanıştım. Önce Can şimdide Emir beni koruyordu. Eskiden eve gelip bana saldırmaya çalışan babama engel olan anneme benzetiyordum Emir ve Can'ı. Artık kendimi korumayı öğrenmemin zamanıydı.

Grup liderinin verdiği mızrağı aldım ve grupla birlikte ilerlemeye başladım. 4 farklı takımlara ayrılıp civarı temizlemeye başladık. Yaklaşık 3 saat sonra lider artık ayrılmamı söyledi. Lider Reyhan'ın talimatı üzere yakın dövüş eğitimleri alacaktım. 1 ay boyunca bu rutinim devam edecekti...

***Ecrin***
Yatağımdan istekli bir şekilde kalkarak hızlıca hazırlandım. Kırmızı bir kapşonlu ve siyah bir kot pantolon giydim ve kahvaltı yapmaya gittim. 1 ay boyunca temizlik grubunda olacaktım.

Sonunda ablam Rümeysa bana karışamayacaktı ve özgür kalacaktım. Salgının başından beri sürekli beni koruyor,dışarı çıkmama dahi izin vermiyordu. Daha 15 yaşımda olmamı, öldürmek ve ölmekten uzak durmam gerektiğini bahane ediyordu. Ancak bu dünya bizi buna zorluyordu.

Ablam Rümeysa kadar çevresi olan ve sosyal bir insan değilim. Ben ona göre daha çekingen ve tanıması zor bir insanım. Ailemiz bizi çok iyi yetiştirdi. Ben genelde anneme çok bağlı olan ve her türlü ev işi yapan biriydim. Ablam ise oldukça üşengeç biri. Salgından önce bana fazla vakit ayırmıyordu. Bu yüzden beni sevmediğini düşünüyordum. Ancak salgının başında Sığınak'a giderken babam ve annem ısırıldı. O günden beri ablam beni korumak için her şeyi üstleniyor ve kendi canını öne atıyor. Bu durum çok güzel olsa da benim tecrübesiz ve zayıf kalmamı sağlıyordu.

Temizlik grubuna girdim ve lider bana bir mızrak verdi. 4 ayrı takıma ayrıldık. Zeynep'de tıpkı benim gibi bu gruptaydı ancak farklı takımlardaydık. Ablam sağolsun hiç biriyle konuşma fırsatı bulamamıştım. Hepsinden bahsediyordu ama en çok bahsettiği kişi şuan burada olmayan ve ablamı yüzüstü bırakan Alper'di. Şerefsiz herif.

Temizlik grubumda ki takım arkadaşlarımın arkasında durarak onları kısa bir süre izledim. Kendimi hazır hissettiğimde harakete geçtim. Uzun zamandır zombi öldürmemiştim. Gözüme kestirdiğim bir tanesine yakınlaştım ve mızrağımı kafasına soktum. Bu oldukça stres atıcı bir şeydi. Biraz da mide bulandırıcı. Ancak buna alışmalıydım çünkü bu iş 1 ay boyunca devam edecekti...

***Can***

Yatağımdan yavaşca doğruldum ve ayağa kalktım. Gözlerimi ovduktan sonra uykum biraz açılmıştı. Siyah bir tişört ve üstüne siyah deri bir ceket giyindim. Bol bir kot pantolonla kombinleyip kendimi odamdan dışarı attım. Hızlı bir kahvaltıdan sonra av bölgesine doğru ilerlemeye başladım.

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Where stories live. Discover now