küçük bir tavsiye; cehennemi seçme

975 67 171
                                    

Bir

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Bir. İki. Üç. Dört. Beş. Altı. Yedi. Sekiz. Dokuz. On. On bir. On iki. On üç. On dört. On beş. On altı. On yedi. On sekiz. On dokuz. Yirmi. Yirmi bir.

Yirmi bir saniye...

Konulmasını istediği ilk kural, Jungkook şehvetini, bedensel hazlarını, tutkularını fısıldayan şeytanını tatmin edebilsin diye yirmi bir saniye boyunca ihlâl edilmişti. Nari sadece nefesini tutmuştu. Nefesini tutmuş, gözlerini kapatmış, içinden ihlâlin süresini hesaplamaya koyulmuştu. Ve hiçbir şey hissetmemişti de. Taştan yapılma değildi ama ne heyecan, ne de okşanmalardan, öpülmelerden fitillenen kadınlık kıvılcımı. Hatta sert baskısına, kaçamasın diye sırtından verdiği desteğe rağmen dudağındaki piercingi bile hissetmemişti. Bomboştu. Zihninde yahut hislerinde yeni kapılar açmayan tatsız bir andı Nari için.

Durumu tatsız bulmasına karşın Jungkook'u itmeye davranmadı. Kucağından inmek için çırpınmadı, başını çevirmeye çalışarak dudaklarından sıyrılmayı denemedi, boynundaki ellerinin tırnaklarını tenine geçirmedi. O anda yapabileceği birçok şey vardı fakat Jungkook'un değerlerini ilk yok sayışını tüm detaylarıyla hatırlayabilmek için tepkisiz kalmayı seçmişti. Yeterli geldiğine karar verene dek öpmesine izin verdi bu yüzden.

Görevliler, öpüşürken onları rahatsız etmeye çekinerek yaylana yaylana attıkları adımları bir anda hızlandırmışlardı. Sonuçta yeni evlenmiş bir çifte eşlik ediyorlardı. Mahremiyetlerine saygılı olmak işlerinin bir parçasıydı. Böylece ikisi yolun ortasında durmuş öpüşüyorken görevliler koşar adımlarla eve ulaşmışlardı bile.

Jungkook, dudaklarını geri çeker çekmez derin bir nefes aldılar. Gözlerini açtığında hareleri anında birbirine dek düştü. Her şeyden önce Nari'nin irislerine sığan Ay'ı gördü Jungkook. Seyşeller'in ılık rüzgârları dört bir yanlarını kuşatırken gümüş Ay, karısının göz bebeklerine yerleşmiş gibiydi. O gümüş rengin kahvelerine verdiği bu yepyeni ton, Jungkook'un başını döndürdü. Güzeldi. Jeon Nari en başından beri güzeldi. Fakat Jungkook tarafından öpülmüşken ve göz bebeklerine bir gezegeni tüm parlaklığıyla sığdırmayı başarmışken çok başka, çok tarifsiz bir güzellikteydi.

Bir tepki bekledi Nari'den. Hatta tepki verebilsin diye ona zaman bile tanıdı. Fakat tamamen durgun ve ruhsuzdu. Kucağından indirmesini dahi söylememişti. Kulağına yaklaşıp küfür de etmedi. Bakışlarını öfke duygusundan arı şekilde gözlerinde tutmaya devam ettiğinde Jungkook'un içinde engel olamadığı bir kandil tutuştu. Bu kandil o kadar kuvvetli bir ışık saçıyordu ki; erkeklik kibrinin yolunu aydınlatmış ve hiç utanmadan Nari'nin aklını gerçekten bir öpücükle başından almayı başladığını düşünmesini sağlamıştı. Ya başka neydi? En ufak bir şeyde bıçaklarını çıkartan kadın niçin böylesi tepkisiz kalıyordu? Belki Nari de sabrının sonuna gelmişti? Arzularından arındırılmış bir melek değildi nihayetinde. Neden kendisini dizginlemeye son verdiği an bu an olmasındı..?

marriage game | JJKKde žijí příběhy. Začni objevovat