ava giderken avlanmak

664 58 42
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Çıplak ayakları ahşap merdiven basamaklarında gürültülü sesler çıkartıyorken duyabildiği tek şey Jungkook'un salağa mı benziyorum deyişiydi. Gerginlikten, yakalanmış olmanın utancından bedeni titriyordu. Adımları dengesizleşmeye başladığında elini trabzanlara attı. Bir an önce buradan gitmek istiyordu. Son basamağı da ardında bırakıp kapıya koştuğunda Jungkook hâlâ ortalarda görünmüyordu. Nefes nefeseydi. Yok, salak olan Bay Jeon değil, benim. Aptal Nari. Sahiden iki gülümseyip cilve yapmak bu kadar mı zordu? Adam seninle evlenirim diyor sen hâlâ niye benimle evlenecekmişsin kafasında takılıyorsun. Yalan söylediğini anlamazsa yazıklar olsun zaten!

Titreyen elleri yüzünden topuklularını ayağına geçirmekte zorlanmıştı. Jungkook'un gelmesini beklemeden evden çıktı. Serin hava yüzüne vurduğunda bile az evvel olanların yakıcılığı azaltmamıştı. Bir elini boynuna götürdü. Jungkook'un iri eliyle boynunu tamamıyla sarması zihninde canlanmıştı. Sıcaktı eli. Geri çektiğinde eksiklik hissettirme sebebi buydu belki de. Sıcak ellerinin, teması kesildiğinde insanda tuhaf bir üşüme hissi bırakmasından. Bu dokunuşların üstünde çok fazla düşünmemeliyim. Elini boynundan çekti, ardından Jungkook'un ceketini üzerinden çıkarttı. Kokusunu duymak istemiyordu. Yalnız başına arabanın yanında beş dakika kadar bekledi. Kızgınlığını dindirmeye yetmemişti elbette.

Jungkook evden çıktı. Gülmüyordu. İmâ belirten, aşağılayan hiçbir mimik yoktu yüzünde. Araca daha yaklaşmamışken kilidini açtı. Nari beklemeden ön koltuğa yerleşip ceketi arka koltuğa bıraktı. Kemerini takmayı o sinir harbinde bile atlamamıştı. Jungkook sürücü koltuğuna oturduğunda kollarını göğsünde bağladı. Beden dilinde bu; konuşmak istemiyorum demenin bir çeşidiydi. Neyse ki Jungkook'un da konuşmaya niyeti yoktu. Benimle resmen oyun oynadı. Tamam, en başta ben oynuyordum, fakat bu başka bir mesele! Kandırmaya çalıştığımı teyit etmek için beni evine getirmesi şart mıydı!? Öfkesi dalga geçtiğini hissetmiş olmasından mı yoksa Jungkook'un kendisinden daha iyi bir oyuncu olduğunu göstermiş olmasından mı karar verememişti bile.

Arabayı çalıştırdı. Geri geri gideceğinden alışkanlıkla bir elini Nari'nin oturduğu koltuğun arkasına atmıştı. Genç kız refleksle kendisini araba camına yasladı. Öyle ani hareket etti ki, Jungkook, kaçışına ne tepki vereceğini bilememişti. Sadece yüzündeki ne yapıyorsun sen bakışı komik görünüyordu. Sinirlenmesin diye gülüşünü tuttu. Tedirginliği normaldi ve buna birazcık da yatak odasında yaptıkları neden olmuştu. Bu yüzden... Anlayış değil de suçluluk duygusu kibarlığı gösterdiği söylenebilirdi.

O tuhaf kaçınmanın dışında yol boyunca absürt hiçbir şey olmadı. İkisi de suskun kalmış, radyo falan açılmadığından sessiz sessiz oturmuşlardı. Gerçi Nari, Jungkook'un dediklerini düşünmekten arabadaki sessizliği hissedemiyordu bile. Düğün gecesine kadar vaktin var. Ne sakladığınızı sorduğumda gerçeği tüm çıplaklığıyla duymak istiyorum, öteki türlüsü senin için zor olabilir zira. Tehdit etmek oluyordu değil mi bu..? Nari ona göre paniğe kapılacaktı da... Göz ucuyla Jungkook'a baktı. Şöyle bir süzdü. Kendisi için kötü olabilecek ne yapma potansiyeli olabileceğini tartmaya çalıştı. Bakışlarından dolayı Jungkook yüzünü çevirdiğinde hemen başını cama geri çevirmişti. Ne yapabilir ki dedi sonra içinden Nari. Söylemezsem ne yapabilir Yalan söylediğimizi babama mı ifşalayacak? Düğünün ertesi günü boşanma davası mı açacak? Borcu ödetmekle mi tehdit edecek? Dövecek mi? Ne yani... Ne yapabilir?

marriage game | JJKWhere stories live. Discover now