47. Bölüm: ZAMANSIZ DÜET

4.1K 426 132
                                    


Açıklamamın ardından burada, sizlerleyim. Sizlere dediğim gibi yeni bir başlangıç ve yeni bir rumuzla geri dönüş yaptım: Maysamellia

Çok konuşmadan bölümü size bırakıyorum.

Göz simgemizle başlayalım👁️👉🏻

Bölüm müziği:
One True God & Roniit - Emptiness
Six days- Tokyo Drift
The Weeknd - Come Through

Keyifli okumalar 💙

Kabul et anne; seni özgürleştiren bendim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kabul et anne; seni özgürleştiren bendim...

🩸

Bazen bittiğini sandığımız duygular kalbe kendini hatırlatır. Hatırlamak istediklerimiz bir ödül, hatırlamak istemediklerimiz ise bir sınav oluverir. Belki de bitsin istediğimiz ama bitiremediklerimizdir sınavımız. Belki de hatırlamaya hasret kaldıklarımızdır asıl sınav.

Öfkem karşımda gördüğüm adamla bana yavaş yavaş nefretimi hatırlatırken kalbime gömdüğüm kırgınlığım bir sınav gibiydi.

Bazen bir nefret kırgınlıktan doğardı.

Ve ben babama kırgındım...

Bir kız için bu söz ne kadar acıysa, o kadar acıyı hissediyordum şu an.

"Baba?" Dudaklarımdan dökülen bu kelime silmiş olduğum duygulara çok tezattı. Buz kesen bakışlarım birkaç saniye baba dediğim adamın üzerinde gezindi. Siyah saçlarındaki beyazlar geçmiştekinin aksine daha da çoğalmış, sürekli sinek kaydı traşlı olan yüzü ise sakalla örtünmüştü. Zaman her şeye dokunduğu gibi onun da bedenine dokunmuştu. Yüzünde şefkat ve özlemi andıran ama bana asla samimi gelmeyen bir ifade vardı. "Sen..." Konuşmaya başlamıştım ki araya girdi.

"Kızım..."

"Buraya nasıl geldin?" Onu duymazdan gelerek cümlemi tamamladım. Sesimdeki soğukluk ve sorgulayıcı ifade ona karşı ördüğüm duvarları belli ediyordu.

"Seni görmek istedim." O da tıpkı benim gibi bakışlarını üzerimde gezdirmişti.

Kapıyı aniden kapatıp asla diyaloğa girmeyebilirdim. Ama içimde bittiğini sandığım duygularımla savaş halindeydim. "Görmek mi istedin?" Gözlerimi kısıp devam ettim. "Sence biraz erken değil mi?" Erken kelimesini bastırarak söylemiştim. Sesimdeki dalga geçici ton onu rahatsız etmişe benzemiyordu.

Bakışları omuzumun arkasından içeriye kaydı. Bedeni kapıdan içeri girmek istediğini belli edercesine kıpırdandı. Bu durumu fark ederek gövdemi biraz daha kapının önüne siper ettim.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin