1. Bölüm: ORMAN

89.4K 3.4K 3.3K
                                    


Lütfen Okuyun!
Herkese merhaba! Öncelikle sizlere ufak bir ricada bulunmak istiyorum. Lütfen son bölümden ya da ileri ki bölümden gelen arkadaşlar satır aralarına soran olsa dahi spoi vermesin. Lütfen🙏🏻🙏🏻🙏🏻

Özelden yazanlara bir şey diyemem fakat satır aralarını spoi ile doldurmanız hiç hoş değil. Bir gizem yaratıyorum ve bu resmen tek seferde yok edilmiş gibi oluyor.

Buna dikkat etmenizi umuyorum.

Bu kitapta yazılı olan karakterler bu kitaba özeldir. Evet, bir diyalog, bir imge belki size başka karakterleri hatırlatabilir. Bu çok doğal ama bir yazar olarak kitabımda başka karakterlerin, başka kitapların isimlerinin yazılmasını istemem. Sizleri kırmadan bazı şeyleri ifade etmeye çalıştım. Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır🥺

Keyifle okuyun💙

~~

Kasım ayının gökyüzüne verdiği grilik odamın penceresinden süzülürken hâlâ uyumam gerekiyormuş hissi veriyordu yataktaki bana. Soğuğu severdim. Ama soğuk aylarda olan o tatlı sıcağı daha çok severdim. Belki de soğuk havaları sevmemin sebebi buydu.

Odamın aralık kapısından burnuma dolan kahve kokusuyla gözlerimi açıp isteksizce yataktan doğruldum. Saat tam sekizi dört geçiyordu. Acilen hazırlanmam lazımdı. Dokuzda hastanede olmam gerekiyordu. Üzerimdeki kalın sweatimin eteklerini düzeltirken uzun koridordan geçtim.

Ablam her zamanki gibi benden önce kalkmış kahve hazırlıyordu."Ooo Doktor Hanım, kalkmışsıın?" dedi soru sorar bir edayla.

Sesindeki imadan benimle dalga geçtiğini anlamıştım.

"Bu sefer ablama zahmet vermeyeyim dedim."

Müzip bir şekilde gülümsedi. " Hem daha doktor hanım olmama çok var. Gerçi bu gidişle olamayacağım galiba. Bu sene kadar zor bir sene görmedim ben."

Tezgahın üzerindeki tek hazır olan kahveyi sahiplenip yudumlamaya başladım.

"Az mı çabaladın sen? 2 sene mezuna kaldın. Gece gündüz çabaladın. Şimdi yüzdün yüzdün kuyruğuna geldin. İki sene daha sık dişini. Yaşlanınca kim bakacak bana?" diye sitem etti hafifçe tebessüm ederek. O da hazırladığı diğer kahveyi almış tezgahın kenarına kalçasını dayayarak yudumlamaya başlamıştı.

Gerçekten çok çabalamıştım. İki sene mezuna kalarak gece gündüz sınava hazırlandım ve hedefime ulaştım. Ama o süreçten sonrasının bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim.

"Umarım olur be abla."

Kapıya doğru yöneldim. "Neyse saçlarıma fön çekecek misin?"

Kupasını tezgahın üzerine koyduktan sonra yerinden doğruldu. "Süsünden de vazgeçmez."

"Stajyer doktoruz diye de kendimize bakmayalım mı?"

"Bilmem, belki bir prens için de olabilir yani," cümlesi buram buram ima kokuyordu.

Odamdaki sandalyeye oturmuştum. O da fön makinesinin ısınmasını bekliyordu. "Bir kadın en başta kendi için bakımlı olmalı. Tamam bir flört meselesi olunca biz kadınlar daha da özenli oluyoruz ama bu benim her zamanki halim olduğu gerçeğini değiştirmez." dedim göz kırparak.

"Tamam, tamam. Biliyoruz senin her zamanki hâllerini ama merak ettim birisi var mı diye. Senin de hayatında biri olsun istiyorum. Doğru bir adamla, doğru bir zamanda, sana her zaman destek olabilecek birisi." Uzun dalgalı kahve saçlarımın nerdeyse yarısını bitirmişti. "Ben zamanında yanlış tercihler yaptım. Mutsuzluğu farkında olamadan seçtim. Senin de yanlış tercihler yapmanı istemiyorum. Eğer hayatına birisini dahil edersen ben de tanışmak isterim. Senin de mutluluğunu görmek isterim."

ÖLÜMCÜL SIRWhere stories live. Discover now