41. Bölüm: KALBE AKAN ZİFİR

31.3K 1.8K 1.1K
                                    


Herkese selam! Öncelikle ülkemizin başından geçen büyük bir doğal afet üzerine bölümü geç attığımı belirtmek isterim.

Umarım hepiniz iyisinizdir. Mental olarak çoğumuz çok kötü günler geçirdik. Fiziki olarak hepinizin iyi olduğunu düşünmek istiyorum. Depremzede arkadaşlara geçmiş olsun.

Hepimize büyük geçmiş olsun💙

Bu süreçte aramıza yeni katılanlara da hoş geldiniz demek istiyorum. Varlığınızı yorumlarda belirtin

Göz simgemizle başlayalım👉🏻

Keyifle okuyun💙

Bölüm Müziği:
Apartment-Bobi Andonov
Set fire to the rain- Adele


Gökyüzünün karanlığından damlayan yağmurlar kalplerimizdeki zifiri aydınlatabilir miydi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökyüzünün karanlığından damlayan yağmurlar kalplerimizdeki zifiri aydınlatabilir miydi?

~

Bir yalanı acı yapan şey örttüğü gerçeğin ortaya çıkmasıydı. Yalan, içindeki gerçeği kusana kadar tatlıydı.

Yalan, içinde acıyı barındırırdı. O acı her ne kadar sana hoş gelmese de boş bir şeye inanmak daha çok can yakmaz mıydı?

Bir düğüm olan gerçekler bir yalanın mızrağıydı bizim hayatımızda ve o mızrak; şu an zihnimize saplanmıştı.

Şu an çözülen düğümün ucu yalanın acı bir zifirini akıtmıştı zihinlerimize.

Tıpkı bendeki gibi Yavuz'un da gözlerinde o zifirin karanlığı oluşurken yutkundum. Şu an... Şair'in öz babasıyla mı karşı karşıyaydık?

Yavuz, elindeki kağıtla yanıma otururken kaşlarını çatmış bir şekilde Önder Gümüşay'a bakıyordu. Önder Gümüşay ise sandalyesine oturup bakışlarını teslim olmuşçasına üzerimizde gezdirmeye başlamıştı.

"Bana zamanında ne sikim döndüğünü ayrıntılı bir şekilde anlatacak mısın? Ortadaki gizemli ve aynı zamanda katil olan çocuğun babası sen misin?" Yavuz'da tıpkı benim gibi bir şok yaşamıştı ve bu şok onu daha da germişti.

Adam, usulca başını salladı. "On bir yıl önce öğrendim..." Gözlerini masada bir yere indirip sabitledi. Yavuz ise bakışlarını ona dikmiş, gergin bir şekilde onu dinliyordu. Şakağındaki damar hâlâ belirgindi. Önder Gümüşay, derin bir nefes alıp devam etti.

"Bu vaka sayesinde bir oğlum olduğunu öğrendim. Haberim yoktu. Ben..." Dudaklarını birbirine bastırdı. "Ben Hülya'ya çocuğu aldırmasını söylemiştim."

Duyduklarımla benim de kaşlarım çatılırken olaylarla bağlantı kurmak amacıyla zihnimi zorluyordum.

"Baştan anlat şunu." Yavuz'un soğuk sesi odada yankılanmıştı.

ÖLÜMCÜL SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin