🌕 BÖLÜM▪︎38▪︎🍂

Beginne am Anfang
                                    

Onu doya doya inceledim. Paltosunu koltuğun bir tarafına özenli bir şekilde attıktan hemen sonrasında koltuğa oturup bir ayağını dizinin üzerine atışını dikkatle belleğime kaydettim.

Mavi gözleri, meraklı bir şekilde bana bakıyorken çekik gözlerinin güzelliğini unutmamak için uzun uzun tek kelime etmeden ona baktım ve beni bu transtan kurtaran yine o olmuştu.

"Ne oldu? Neden beni bu kadar acil bir şekilde çağırdın?"

Derin bir soluk... Ona bunu nasıl söyleyecektim? Aslında provasını yapmıştım ama şimdi her şeyi unutmuştum işte.

"Ben gidiyorum." dedim bir anda. Evet, en kolay yöntem buydu ve vereceği tepkiyi anlamak için dikkatli bir şekilde yüzüne baktım.

"Nereye?" diye sorduğunda ne demek istediğimi tam olarak anlamadığını görebiliyordum.

"Buradan, hayatından, senden uzağa..." dediğimde gözlerimin içerisine baktı ve anlamlandırmaya çalışırcasına dikkatlice inceledi. Kaşları çatılmıştı ve bunu kavramışken bariton sesi bütün salonumda yankılandı.

"Ne saçmalıyorsun Almira?"

"Beni duydun." dedim ve derin bir nefes alıp bütün her şeyi anlaması için kendimi içten içe gazladım.

"Son yaşananlardan sonrasında çok düşündüm..." dediğimde sözümü kesti.

"İçerek mi?"

Dün akşamdan bahsettiğini fark edince istemsiz gülmeden edemedim.

"O özgürlüğümü, kendimi ne kadar özlediğimi hatırlattı bana. Aslında evet, bunun bir katkısı oldu." dediğimde söylediklerim hiç hoşuna gitmemiş gibi büyük bir soğuklukla bana baktı. Sanki o an, sözlerimle bedenim ondan kilometrelerce uzağa gitmişti.

"Ee... Gidiyorsun yani?"

Öyle soğuk çıkmıştı ki bu sözler dudaklarının arasından bir an bunu yaptığım için pişman olmuştum.

"Evet."

Ama kararlı bir şekilde sözlerimin arkasında durmaya devam ettim.

Başını yavaşça iki yana sorarcasına salladı ve "Nereye gidiyorsun peki?" diye sordu.

"Bu seni ilgilendirmez. Böylesi daha iyi." dediğimde ilk cümlemde oluşan öfkeli gözlerine karşılık daha da yumuşatmaya çalıştım ama bana mısın dememişti.

Ona söylediğim her şey, hiç hoşuna gitmemişti.

"Gittin diyelim... Hayatına nasıl devam etmeyi planlıyorsun? Seni herkese taktim ettim." dediğinde sesindeki düz ton, iliklerime kadar işleyecek hâlde buz gibiydi. Sanki karşısında yavaşça donmaya başlıyordum ve kendi kutbumda hayatımı sürerken orada duran hayatımı yaşayacakmışım gibi hissetmeye başladım.

"Öldü dersin. Ne de olsa bunu daha öncesinde yapacaktın." dediğimde gerilen çenesini gördüğüm an nefesimi tutarak ters bir şey yapmasını bekledim ama o sakinliğini korumaya devam ediyordu.

"Sen her şeyi düşünmüşsün anlaşılan?" dediğinde ona katılan bir hâlde rolümü devam ettirdim ve başımı onaylayan anlamda aşağı yukarı salladım.

"O zaman bana bir söz söylemek düşmez." dediğinde bedenime sanki bomba bırakılmıştı.

Parçalara ayrılmış ve saliseler içerisinde yeniden birleştirilmiş gibiydim ve hiçbir şey eski yerinde değildi.

Nasıl oldu bilmiyordum ama bana bu kadar kötü hissettireceğini asla tahmin etmezken gideceğim gerçeğini bu denli kolay kabul ediyor olmasının verdiği darbe, en acısı gibi gelmişti.

Onun için bunca zaman uğraştıktan sonrasında gitmemi bu kadar kolay kabullenmesi haksızlıktı.

Belki de ben bize çok anlam yüklemiştim.

"Çalışanlar eşyalarımı topluyorlar. Bugün bu evden ayrılıyorum. Gideceğim yeri sonradan haber vereceğim. Daha karar veremedim. Birkaç gün otelde kalacağım." dediğimde sadece başını onaylar anlamda salladı ve bana aynı soğuklukla bakmaya devam etti.

Sanki her şeyi kaybetmiş gibi hissediyordum.

Onu, varlığını, benliğini ve bana verdiği hâkimiyeti kaybetmiş gibiydim. Sanki kanatlarını üzerimden çekip gitmişti. Öylece uzaktan bana bakıyordu ve yuvadan uçmam için beni teşvik ediyordu.

Terk ediliyormuş gibi hissettim ama giden taraf ben değil miydim?

Nefes almak zorlaşırken kendime gelmek için gözlerimi onun üzerinden aldım ve zor bela dikkatimi dağıtarak toparlandım.

"Sana söylemek istediklerim bu kadardı." dediğimde karşımda otururken hâlâ boş gözlerle dikkatli bir şekilde beni inceliyordu.

"O zaman sana yeni hayatında mutluluklar dilerim." dedi ve bir anda yerinden doğrularak karşımda uzun bedeni ile korkutucu bir şekilde dikildi.

Ben de yerimden kalkıp onu yolcu etmek istediğimde uzandı ve montunu alıp yeniden üzerine geçirmek yerine elinde tuttu.

Şimdi ne yapmamız gerekiyordu? Birbirimize sarılmamız, son kez vedalaşmamız gerekmiyor muydu?

Ama karşılıklı öylece dikilirken gitmek için hazırlanışını izledim. Sonra karşımda doğruldu ve bana şöyle yukarıdan baktıktan sonrasında o sözleri dile getirdi.

"Dikkatli ol!"

Ve arkasını dönüp gitti.

Ruhum parçalandı gidişini izlerken. Sanki bedenim, ilmek ilmek kendini yaralıyordu. Düşüncelerim, aklımda yer edinemeyecek kadar yoğun duygularla beni karşılıyordu. Boğazımda bir yumru, karnımda ise acımasız bir kamçı yer alıyordu. Tüm zerremle bırakılmanın verdiği darbeyi yaşıyordum. Ölüyordum ama sanki son raddesinde geri getiriliyordum.

Hayal kırıklığı yaşıyordum bir kere. Emeklerime üzülüyordum. Onun için verdiğim zamanın değerinin Atalay tarafından bu kadar değersiz görülmesine kahroluyordum. Yüreğim ağrıyordu. Anlamın veremediğim bir şekilde göğüs kafesimi parçalamak istiyordum.

Ve kapının kapanma sesini duyduğumda gözlerimden akan yaşlar, dile getiremediğim her şeyi haykırmak istercesine hızlı ve sektesizdi.

Sicim gibi süzüldüler yanaklarımdan ama rahatlayamadım.

Bağırmak istedim ama kendi evimde bile yabancılar, onun varlığını yaşatan insanlar olduğu için içime haykırmaya çalıştım ama patlamak üzereydim ve oracıkta dermanı kesilen ayaklarımın üzerinde kendimi yerde buldum.

Neden bu kadar üzülüyordum? Dün gece bunu kabul ederken en mantıklı kararın bu olduğuna emindim. Atalay evime gelene kadar her şeyin doğru olduğuna emin olan taraf bendim. O zaman neden üzülüyordum? Neden kahrolmuştum bu denli? Neden etimi kemiğimden sıyırıyorlarmış gibi hissediyordum?

Kan, damarlarımda donmaya yüz tutmuştu.

Şimdiden onu özlemiştim.

SINIR 2K VOTE 2K YORUM

Bölüm nasıldı?

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri
Instagram: melseytanlari

Karanlık Esaret KİTAP OLUYORWo Geschichten leben. Entdecke jetzt