37.Bölüm | Okyanus Kız

6 1 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Sufle - Pus

Oykun Fahat

Sahne bitip eve geldikten sonra günün yorgunluğunu atmak için kahve yaptım. Bardakları dağıttıktan sonra kendi kahve bardağımı alarak Büge'nin yanına oturdum. Küçüklüğümden beridir Gonca'yı tanıdığım için onları da çağırmıştım bize oturmaya.

'' İrem'i tanıyamaz oldum. Melihle sevgili olduklarından beridir çok değişti. Bütün dünya onun etrafında dönüyormuş sanıyor. Herkes ona itaat etsin, onu Kraliçeler gibi yaşatsın sanıyor ama bitti artık. Herkes yoluna. '' dediğinde ona hak verdim.

'' Küçükken böyle değildi. Ne olduysa tuhaf bir şekilde evrim geçirmiş. Eskiden benim düşüncelerime saygı duyardı. Ama şimdi sevdiğim kadınla beni ayırmaya çalışıyor. ''

'' Kendi duygularını ön plana koydu. Duygu da değil aslında, saçma bir rekabet duygusu. Büge ile Melih sevgililermiş eskiden. Şimdi de seninle sevgili olunca kendine yediremedi işte. Büge, bu dediğime alınma lütfen. Yanlış anlaşılmak istemem. '' dediğinde gülerek cevap verdi Büge.

'' Alınmıyorum ancak Melihle sevgili olup ardından ayrılarak Oykun'a koşmam gibi bir durum yok ortada. Melih beni aldattı, hem de arkadaşımla. Ben bunu yakaladım ve ondan ayrıldım. Aradan uzun zaman geçtikten sonra Oykunla karşılaştık.

Çok peşimden koştu. Ben ona yüz vermedim, bana yazdı. Ben ona cevap vermedim, o hesabımı çaldı- '' derken Gonca araya girdi.

'' Hesabını çaldı? Oykun hala devam mı eski işlere? '' gülerek ona döndüm ve evet anlamında kafamı salladım.

'' Göğüm'e Okyanus Gözlü Kız'ın yıldızları doğunca başka yol bulamadım. Onları sonsuza kadar orada parlatmak için gökyüzümün aydınlık olması gerekir. '' dediğimde Büge bana döndü ve yanağımı öptü. Ardından '' Sen yine şairliklerine başladın Beyefendi. '' dedi.

'' Şair olup söz söyleyene değil, karşısında gülümsemesiyle yıldızları parlatan kadına söyle bunu. '' Etraftan ooo sesleri duyduğumda güldüm. Büge'nin yüzü, kulakları kızarmıştı utanmaktan.

Hem Gonca'yı tanımıyor hem de Pamir burada olduğundan ondan çekiniyordu. Onu abisi olarak görmüş, öyle büyümüştü. Her davranışında Pamir'i kaybetme tehlikesini her zaman düşünür ve sadece o ihtimalden korkardı.

Berne her zaman ki gibi bizim fotoğrafımızı çekip gönderdiğinde hep güzel fotoğraflar çektiğini bir kez daha anladım. Bizi çekmeyi seviyordu, neden seviyordu ben de bilmiyorum. Ama karşınızda Büge gibi anlamlı bakan gözleri sahip bir kadın duruyorsa emin olun ki siz de o kadına şiir gibi bakardınız.

 Ama karşınızda Büge gibi anlamlı bakan gözleri sahip bir kadın duruyorsa emin olun ki siz de o kadına şiir gibi bakardınız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kahvelerden sonra kızlar kalktılar ve evlerine geçtiler. Goncalar'ı bu saatte yollamak istemediğimiz için Emir'i bizde, Gonca'yı da kızların evinde kalmaya ikna ettik. Pamir de evine gitmediğinde 4 erkek evde kamp kurduk resmen.

Barın'la birkaç gün önce konuşmuştuk. Zaten Pamirle yakın arkadaş olmuştuk ve adeta bizden çıkmıyordu. Bunun için otururken konuyu açtım.

'' Pamir, abi sen bize taşınsana. Yani bizle yaşasana. Zaten bir yere gittiğimiz yok, günün yarısında birbirimizi görüyoruz. Boştan yere kira verme ya da fatura ödeme. Gel bizle kal, beraber ortaklaşa hallederiz her şeyi. '' dediğimde önce bana baktı.

'' Harbi mi diyon Oykun? Yoksa affedersin de benle dalga mı geçiyorsun evinden gitmem için? '' dediğinde onu ayıpladım.

'' Abi öyle şey olur mu be! Niye dalga geçeyim seninle. Hazır hep beraberken konuyu açayım dedim. Dediğim gibi günün neredeyse 15 saati beraberiz, kira derdin olmaz en azından. Biz Barın'la konuştuk. O da istiyor ben de, sen ne dersin? ''

'' Valla olur derim. En azından dediğin gibi kira derdinden kurtulurum. Hem kızlara da daha yakın olurum, korurum onları. Her şeyden önemlisi bu benim için. '' dediğinde bir kere daha neden Pamir'i kendime yakın gördüğümü anladım. Berne'yi kardeşimden öte koruduğum gibi o da kızları koruyordu.

'' Tamam o zaman. En geç bir haftaya halledelim taşınma işini. Finaller geldi malum. Çalışmamız lazım yoksa bu sene kalacağız. '' dediğimde güldük. Biraz daha konuştuktan sonra yattık.

Sabahleyin toplanıp kafeye gittiğimizde kahvaltı istedik. Uzunca bir masa olmuştuk bizimkilerle. Böyle masalarda hep mutluluk, huzur eksik olmazdı inşallah bizde de devam ederdi böyle.

Pamir '' Finaller geldi, ne yapmayı düşünüyorsunuz millet? '' dediğinde herkes güldü. Ardından Barın araya girdiğinde '' Finaller bize mi yoksa biz finallere mi dalacağız? İddiaları alalım. '' dedi.

'' Finaller bize diyenler? '' Herkes elini kaldırınca ortamda bizim kahkahalarımız duyuldu. Bu mutluluğumuz her zaman devam etsin diye içimden geçirdiğimde Büge elimi sıktı. Ona döndüğümde ne düşündüğümü duymuş gibi ' Amin. ' dediğinde yanağından öptüm.

Suratıma peçetenin gelmesiyle, gelen tarafa döndüğümde Pamir'in attığını gördüm. Bu çocuk ne zaman bize dalaşmaktan vazgeçip, rahat bırakacaktı bizi?

'' Oğlum ben size demiyor muyum, yaklaşmayın fazla ben yanınızdayken diye. Siz ne böyle mıç mıç birbirinin dibinde biten Lamalar gibi dipdibesiniz? '' dediğinde birden ah'ladı. Berne'ye baktığımda gözlerini belerterek Pamir'e baktığından altan tekme attığını anladım.

'' Sen kendini ne zaman bizden uzak tutup kendi ilişkine bakarsan o zaman belki vazgeçerim abi. '' dediğimde Berne'ye baktı. Ama Berne gözlerini büyüterek bana döndüğünde sadece gülümsedim.

Hayatımda Berne için en iyisini istedim her zaman. O benim olmayan kız kardeşimdi. Onunla büyümüştük ve onun her anına şait olmuştum. İlk aşkı bile bizdik onun. Bizden başka erkek almamıştı hayatına. Zaten bir kere denemiş, çocuk şerefsizin teki çıkınca hem Berne onu terk etmişti hem de bizden dayak yemişti.

Okula geçtiğimizde herkes dersliklerine gitti. Dönemin sonuna yaklaşmış, final zamanına girmiştik. Dersleri kaçırmamamız ve konu tekrarları etmemiz lazımdı ki, işlenenleri unutmayalım. Dersi dinleyip not çıkardıktan sonra Barın'la fotokopi çektirmeye gittik.

Kantine girdiğimizde Melihle karşılaştık. Daha doğrusu benim üzerime geldiğinde karşı kaşıya kaldık. Onu gördüğümde Büge'ye yaptıklarını hatırlıyordum. Onu bana anlatırken hüzünlenip sinirlendiğini, gözlerinin dolmasını, sesinin çatallaşıp titreyişini...

Telefondan ses kaydını açtım ve elimde tutum telefonumu. '' Hayırdır, yolumu mu kesmeye başladın şimdi? '' dediğimde güldü. '' Büge'den uzak durmanı söylemeye geldim Mekan Bebesi. '' demesiyle Barın'a bakıp geri döndüm ona.

'' Başka bir kadınla ilişkin varken, benim sevgilime sulanmak sana yakışıyor mu? Pardon, yakışıyor mu dedim. Senin karakterin bunu algılar mı? '' dediğimde üstüme geldi. Barın araya girerek uzaklaştırdığında sinirle bağırdı.

'' O kızdan ayrılacaksın. Yoksa bütün hikayeni ortaya dökerim Oykun Fahat. Önce hikayeni döker, ardından da ağzındaki bütün dişlerini dökene kadar gebertirim seni. '' dediğinde bu kadarı yeter diye düşünerek kaydı kapattım.

Disiplin suçu almamak için ellerimi bağlayıp ona yaklaştım. Yaklaştıkça aramızdaki boy farkını algılayıp güldüm. Ondan baya bir uzundum. Bunu kullanarak ona üstten baktım, hiç yapmadığım bir şekilde.

'' O kızı benden ayıracak hiçbir güç meydana gelmedi, Allah'tan başka. Diyorsun ki kızdan ayrılacaksın. O kızı benden ayırmaya gücünü bırak, benim istemem bile yetmez.

Çünkü birbirimize duyduğumuz sevgi, yüreklerimize öyle işlemiş ki... Onu benden ayırmaya çalışırsan benim yüreğimle birlikte sökmen gerekir. ''

Bir Bakış / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin