5.Bölüm | Şifacı

40 5 2
                                    

Bölüm Şarkısı: Ahmet Aslan - Dermanın Olayım

Büge Keden

Her zaman ki gibi zaman hızlı geçmiyordu. Tam tersine, kaplumbağaların hızları ya da ne bileyim karıncaların yürümelerinden bile daha yavaştı.

Sanki özellikle bana yapılır gibi yelkovan, akrebi takip etmeyi bırakmış gibiydi. Kum tanelerinin akma hızı bile zamanın geçmesinden daha hızlıydı şu an benim için.

Birkaç gün önce birisi sosyal medya hesabımı çalmıştı. Bunun için üzülmüyorum. Sadece bir sürü anım vardı o hesapta. Arkadaşlarımla çekindiğim, ailemle çekindiği bir sürü fotoğraf, video falan vardı ve hepsi bir başkasının eline geçmişti.

Üstüne üstlük bir de lakayt tavırlarıyla beni sinir ediyordu. Neymiş efendim ' Güzel Gözlü Kız ' diyip duruyordu bana. Eyvallah, diyebilir. Beni güzel bulabilirdi ya da ne bileyim beni hoş buluyor olabilirdi ama bu, bana karşı lakayt tavırla konuşma hakkı vermezdi.

Başımda dert bir tane değil ki benim. Bu yaşıma kadar da asla en az iki dertten aşağıya düşmemişti bu sayı. Bela paratoneri gibi bir şeydim kendim için.

Dün de evden çıkıp markete gittiğimde bir tane çocuk arka arka yürürken bana çarpıp bileğimi incitmeme sebep olmuştu.

Gece gece hastanelerse dolaşmıştık bir de onun yüzünden. Röntgendi, muayeneydi falan derken eve geldiğimizde saat gece üçü gösteriyordu.

Kolum ağrıdığı için ağrı kesici ilaç içip anca öyle uyuyabilmiştim. Daha doğrusu sızmıştım. Çünkü kolum gece boyu ağrıyıp durmuştu. Bundan dolayı da ağrıdığı için uyuyamamıştım.


Sabah elimin ağrımasıyla kalkmıştım. Meğerse üzerine yatmışım, elim de uyuşmuştu. Bana çarpan çocuğa bir kere daha sövmeye devam edecekken İriz'in beni kahvaltıya çağırmak için odanın kapısını tıklattığını içeri girmesiyle sövme işim yarım kalmıştı.

İriz'den bahsetmişken... İriz, Yüce Rabb'imin bana verdiği en büyük şansımdı.

Bizim hikayemiz anne ve babalarımızın arkadaş olmasıyla başlamıştı. Aileler önceden tanışır, arkadaş olurlar ve doğan çocukları da birlikte büyüdükleri için çok yakın olurlar.

Bizde şöyle bir şey vardı, yakındık ama aslında uzaktık da. Şöyle ki, İriz'in ailesiyle birlikte başka bir şehre taşınmaları gerektiği için onlardan birkaç yıl ayrı kalmıştım. O süre boyunca telefonda konuşmuştuk ama yetmemişti o bize. En sonunda onlardan haber alamayınca da iletişimimiz kopmuştu.

Ta ki birkaç yıl önceye kadar. Biz yaklaşık 13 ya da 14 yaşındayken onlardan haber gelmişti. Yaşadığımız şehre geri dönmüşlerdi. Gittikleri şehir, onları her anlamda zorlamış ve onlar oraya alışmadıkları için başa şehir onları zorlamıştı.

Liseyi beraber okuduktan sonra üniversiteye de aynı şehirleri ve okulları yazdık. Şans bizim yüzümüze gülmüştü, aynı üniversiteyi hatta aynı bölümü tutturmuştuk. Şu an ikimizde İşletme Bölümü, 2.Sınıf'ı okuyorduk. 

Bir gün İrizle konuşurken eğer üniversiteyi aynı yerde kazanırsak, ailelerden ayrı eve çıkalım beraber diye konuşmuştuk. Üniversiteyi de beraber kazanınca ailelerin de izni olmasıyla beraber ayrı eve çıkmıştık. Bir binanın en üst katında yani 4. katında oturuyorduk 2.5 senedir. 

Ayrı eve çıkmamızdaki en büyük etken de zaten ailelerin birbirlerini biliyor olmasıydı. En büyük sebep de bebeklikten beridir arkadaş olmamızdı. Yani daha biz doğmamışken birbirimize kardeş olacağımız belli olmuştu.

Bir Bakış / TextingМесто, где живут истории. Откройте их для себя