A Scarf, a Poorly Wrapped Gift, and a Kiss

36 5 0
                                    

Aralık ayının soğuk havasında ikilinin soluduğu her nefes görülebiliyordu. Merlin ve Arthur parkta el ele yürüyorlardı. Sessiz bir akşamdı. 

Merlin iki palto ve eldiven giyerek sarınmıştı. Arthur, Merlin'in ona kendisinden daha çok ihtiyacı olduğu konusunda ısrar ederek ona kendi atkısını bile vermişti. Bu Arthur'un itiraf etmek istediğinden biraz daha üşümesine neden oldu. Yüzü yakut gül rengindeydi, burnu akmaya başlıyordu. 

"Atkını geri istemediğine emin misin? Hastalanmanı istemiyorum, hastayken bakılması berbat bir insansın." 

Arthur alay etti. 

"Sağlık durumum ne olursa olsun benimle ilgilenmek hoşuna gidiyor!" Arthur suçlar gibi yaparak Merlin'in yanını şakacı bir şekilde dürttü. 

Merlin güldü. 

"Hayır ama aslında sümüklüsün."

Arthur "İkimiz için de biraz sıcakkanlı kalabilirsin," deyip, ileriye bakarak konuşmayı sonlandırdı. 

Merlin'in gözleri Arthur'un üzerinde oyalandı. Dudakları yukarı kıvrıldı ve sıcak bir şekilde gülümsedi. Gözleri büyüdü, kalbi yanındaki adama karşı sıcaklıkla parladı. Merlin başını geriye çevirdi, gülümsemesi hala dudaklarındaydı. 

Huzurlu bir sessizlik oldu.

Arthur, "İki yıldır çıkıyoruz." dedi. 

Merlin ileride olan bakışlarını Arthur'a çevirdi. Eğlenerek kaşlarını çattı. 

"Evet, çıkıyoruz. Bana yatakta kahvaltı bile hazırladın. Bu arada kızarmış ekmek çok güzeldi." diyerek güldü Merlin. 

"Kapa çeneni, Merlin." Arthur da gülümsedi. 

Merlin cevap vermek yerine sadece gülümsedi. 

"Senin için bir şeyim var." Arthur yürümeyi bıraktı ve Merlin'i de durdurdu. 

"Ah?" Merlin tamamen Arthur'la yüzleşmek için döndü. 

Arthur gergin bir şekilde gülümsedi ve başparmağını Merlin'in eklemlerinin üzerinde gezdirdi.  

Merlin, Arthur'un elini sıkarak bu alışılmadık derecede gergin durumda onu rahatlattı. 

Merlin gülümseyerek, "Benim için alacağın her şeye bayılırım, Arthur. Bunun için gerilmene gerek yok," diyerek onu teselli etti. 

Arthur ceketinin cebinden bir nesne çıkardı. Açıkça ambalaj kağıdına sarılmış bir yüzüktü. Merlin kıkırdadı. 

"Gerçekten, yüzüğü mü kaplattın?" Merlin yüzüğü Arthur'dan aldı ve özenle hazırlanmış kağıdı açmaya odaklandı. 

Arthur güldü. Merlin yüzüğün paketini açmaya o kadar odaklanmıştı ki Arthur'un tek dizi üzerine çökerek hareket etmesini fark edemedi. 

"Ah! Yaptım!" Merlin başarı ile gülümsedi. Arthur'un gözleriyle buluşmak için başını kaldırdı ancak onu yerde buldu. Şok içinde kaldı. 

"Merlin Emrys, beni evrenin en şanslı insanı yapıp benimle evlenir misin?" Arthur nazikçe Merlin'in sol elini tutarak dudaklarına götürdü. 

Merlin, Arthur'un donmuş parmaklarındaki nefesin sıcaklığının tadını çıkardı. Sıcak gözyaşlarının yüzünden aşağı süzüldüğünü, atkıda ıslak noktalar oluşturduğunu hissetti. 

"Evet, seni mankafa," diye yanıtladı Merlin, dizlerinin üzerine çöküp Arthur'a sarılırken. 

Arthur geriye düşerken bağırdı ve hızla kollarını Merlin'e doladı. İkisi de buzlu çimenlerin üzerinde güldüler. Merlin kendini yukarı itti ve dudaklarını Arthur'un dudaklarına bastırdı. Arthur öpücüğe güçlü bir şekilde karşılık verdi ve sürekli gülümsedi. 

"Seni seviyorum," diye fısıldadı Merlin ayrılırken. 

"Ben de seni seviyorum." 

İkili, soğukta birbirlerine sarılarak çimlere uzandı. 

Birkaç  evvari saniye geçti. 

"Bir dakika bekle, yüzüğü mü düşürdün?" 

"Siktir."


Son...

*27.02.2024*

Merthur One-ShotsWhere stories live. Discover now