heir

41 3 6
                                    

Ejderhanın soğuk havada buhar yapan sıcak nefesi havada asılı kaldı. Karşısındaki ejderha oldukça sinirli görünüyordu ama bu ona çekilmesine kesinlikle engel değildi. Toprakları için savaşmaya ve her yeri kül etmeye gelen kırmızı ejderha kendini yeşil ejderhanın aşkı ile yanarken buldu.

Kırmızı ejderha, karşısındaki düşmanca bakışlara aldırmadan havada asılı duran sıcak buharını daha da yoğunlaştırdı. Onun gözlerinden sızan öfke ve güç, atmosferi dolduruyor gibiydi. Ancak bu savaşçı halinin ardında bir şey daha vardı, bir şey daha güçlüydü - aşk.

Kırmızı ejderha, yüzyıllar önce yeşil ejderha ile başladıkları aşk hikayesini hatırladı. O zamanlar düşman değil, aşıktılar. Aşkları, ejderhalar dünyasında bile masalsı bir şöhrete sahipti. Farklı renklerdeki ejderhalar arasındaki aşk, güçlerini birleştirerek topraklarını korumalarını sağlamıştı.

O aşk, yeşil ejderha tarafından bir destan haline getirilmişti ve bütün ejderha topluluğu bunu anlatırdı. Kırmızı ejderha da o destanın bir parçasıydı. Ve şimdi, yıllar sonra, düşmanca bir yüzleşmenin ortasında, yeşil ejderha onun içindeki bu aşkı uyandırmıştı.

Yeşil ejderha, kırmızı ejderhanın gözlerine baktı ve ondaki değişimi hissetti. İkisi arasında bir anlık sessizlik oldu, ama bu sessizlikte yüzyıllık aşkları ve ortak geçmişleri yankılandı. Yeşil ejderha, onun artık savaşmak istemediğini ve barışı tercih ettiğini anladı. Kırmızı ejderhanın gözlerindeki öfke yerini kararlılığa bıraktı.

Yeşil ejderha, yavaşça yaklaştı ve kırmızı ejderhanın yanındaki karlı topraklara indi. Gözlerini kapatıp kırmızı ejderhanın yanında durdu. Bu, bir zamanlar aşkla dolu oldukları topraklarını ve dostluklarını hatırlamalarının bir anıydı. Düşmanlıklar sona ermeliydi.

Kırmızı ejderha, nefesini tuttuğu andan itibaren yeşil ejderhanın yanında olmayı seçti. Bir zamanlar barış ve sevgiyle yanmış olan kalpleri, bu kışkırtıcı savaşta tekrar yanmaya başladı. Ve böylece ejderhalar, barışın ve aşkın gücüyle topraklarını koruma yolunda bir araya geldiler.

Elisa gördüğü rüyanın etkisi ile yataktan kalktı ve düşünceli bir şekilde penceresinin önüne geçti. Saat henüz erkendi fakat bir daha uyuyabileceğini sanmıyordu. Eline defterini ve kalemini aldı gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve onu ejderhaların yönlendirmesine izin verdi. Bu rüyanın devamını merak ediyordu. Onların hayatının belirli bir bölümüne dahil olmuştu fakat o hepsini öğrenmek istiyordu. Eli hareket etmeye ve kağıda onların hayatını çizmeye başladı. Sanki bir çizgi romanmışcasına hızlı ve sayfaları dolduracak şekilde ilerledi. Bu onu yormuştu ama devam ediyordu. Saat öğleni bulduğunda tamamı bitmişti ve Elisa gözyaşları eşliğinde dona kalmıştı, nasıl oluyordu da hayatına dair bildiği her şey yalan olabiliyordu.

Elisa'nın defteri, artık tüm ejderhaların hayatlarının hikayesini anlatan bir başyapıt halini almıştı. Göz yaşları, sayfaları ıslatmıştı. Onun zihnindeki karmaşık rüyalar ve gerçeklik arasındaki bu ince çizgi, onu derinden etkiliyordu. Annesinin kimliği, ejderhaların dünyasındaki yerleri, bu güçlerin nereden geldiği... Her şey gözden geçirilmesi gereken soruları beraberinde getiriyordu.

Tony'nin yavaşça odasına girdiğini fark etti. Elisa'nın bu durumda olduğunu gördü ve sessizce yaklaştı.

"Ne oluyor sana? İyi misin El?" diye sordu Tony, Elisa'nın omzuna hafifçe dokunarak.

Elisa gözyaşları silmeye çalışırken, "Rüyalarım... Daha önce gördüğüm rüyaları hatırlamam gerekiyordu. Annem hakkında ne kadar bilgim varsa, hepsi yanlış gibi görünüyor. Ejderhalarla, bu güçlerle ilgili hiçbir şeyi bilmiyordum. Tony, kimsenin kim olduğunu, nereden geldiğini bilmediği bir dünyada nasıl yolunu bulur?"

green lady // tony starkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin