💥B.2 Şafak otuz

271 41 38
                                    

" Hakkındaki herşeyi biliyorum İzmir.
Müdürünün ve üstlerinin sana bir ay bakıcım olmanı söylediğini aksi halde ihraç edileceğini de biliyorum. Bir ay benimlesin İzmir başka şansın yok."

" Hâlâ İzmir diyor ya! "

Kız adama aldırmadan devam etti.

" Yoksa o çok sevdiğin polis mesleğine veda edeceksin! "

Kızın son cümlesi adamın beynini kazıdı geçti. Yavaşça geriye doğru döndü. Kızın yüzünde keyifli, aynı zamanda pis bir gülümseme vardı.

İçinden konuştu kız.

Seninle çok eğleneceğim İzmir. Sonunda ya kaçacaksın yada Paris gibi kendini vuracaksın. Ve ben özgür olacağım.

Adam kızın sözlerinin ardından müdürünün sözlerini düşündü. Çaresi yoktu. Dişlerini birbirine bastırarak geriye döndü.

" Sık dişini Alpaslan. Altı üstü otuz gün. Şafak otuz. Bugünü saymazsak yirmi dokuz."

Diyerek oturma odasının ortasına doğru yürüdü.

Bu sırada Nisan Ha şöyle! diyerek tavandan yere kadar olan büyük pencerenin önünde ki tek koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı.

Sakin tutmaya çalıştığı bakışları kız da Cenk'e bakmadan konuştu Alparslan.

" Valizleri getir Cenk. "

" Tamam.
Hemen alıp geliyorum."

Diyerek çıktı adam odadan. Nisan'ın gözleri adamda adamın gözleri odada gezindi. Oturma odası suitin tam ortasına konumlandırılmıştı. Odanın iki duvarında iki kapı her kapının arkasında bir oda, oda içinde bir banyo vardı. Sadece oturma odası ortak olacak şekilde dekore edilmiş,
büyük pencere önünde iki tek, onların hemen önünde iki tane üçlü koltuk vardı. Ayrıyeten bir bar ve bir de televizyon.

Kız kollarını kaldırıp göğsünde birleştirerek adamı daha da bir süzdü. Uzun boylu spor giyimliydi. Dışardaki adamlar gibi takım elbise giyinmemişti.

" Oturabilirsin." Dediğinde kaşları çatıldı adamın. İzin bekleniyordu.

Yinede karşısındaki üçlü koltuğa geçip oturdu. Geriye yaslanıp bacak bacak üstüne attı tıpkı kızın yaptığı gibi kollarını göğsünde birleştirerek.

Şimdi ikisi birbirlerini izliyor, kızın aklından ise binlerce düşünce geçiyordu. Babasının aldığı tehtitlerden sonra Türkiye'ye gelmeden önce babasına beni yanında götür korkuyorum. Burada tek kalmak istemiyorum. diye yalvarmıştı resmen. İyi numara yapardı. Ama aklındaki şey ne tehtit ne korku, sadece özgür olmaktı. Babasının aldığı tehditlerin arkasında bile bizzat kendisi vardı.

Hayatı boyunca sevmediği disiplininden ve koyduğu yasaklarından, kurallardan ölesiye nefret ettiği babası olacak adamdan da bu hayattan da kurtulmak istiyordu çünkü. Bunun içinde bulunduğu sıkı denetimden çıkması gerekiyordu. Üniversite den mezun olduğundan beri Amerika'daki evinin hem içindeki hem dışındaki adamların gözü sürekli üzerindeydi ve artık bıkmıştı. Amerika'daki iyi bir üniversite bitirmiş kültürlü akıllı ama evden çıkamayan biriydi artık. Ama babasının Türkiye'ye gidişi bir fırsattı.

Kendi hayatımı yaşamak, beni zorla aldığı annemin yanına dönmek istiyorum.

Diyerek planını uygulamaya koymuştu. Önüne gelen bu son şansı iyi değerlendirmek istiyordu. Kafasının içinde herşey hazırdı. Babası kendi işleri ile uğraşırken Nisan'da bir şekilde kaçıp ortadan kaybolup kendi hayatını yaşayacaktı. Bunun için üniversiteden türk bir arkadaşını bile ayarlamıştı. Kaçmayı başardığında soluğu onun yanında alacak, onun yanında saklanacak, bir süre sonra da dünyanın en uzak ülkesine gidecekti. Önce estetik ameliyat olacak sonrada annesinin yanına gidecekti.

BAKICI ( İzmir )( TAMAMLANDI ✔️)Where stories live. Discover now