Alfa türünün tükenme noktasına geldiği, üremenin durduğu kırsal topraklara şehirde yetiştirilmiş asker alfaların gönderilmesine karar verilir. Min Yoongi de bu grubun içindedir ve görevi öğretmenliğin yanı sıra tıpkı köye gönderilen diğer alfalar gi...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
⛩️
Jimin radyodaki hikaye programının bugünkü bölümünü dinlerken bir yandan da kendini örgüsüne kaptırmıştı. Elindeki tığla adeta harikalar yaratıyor, insanın takip etmesini güçleştirecek kadar hızlı darbelerle şapkayı örüyordu. Yaptığı işe öyle dalmıştı ki Yoongi'nin, yanı başındaki koltuktan kalkıp salonun karşısında kalan küçük, sade döşenmiş mutfağa gittiğini, onlar için akşam yemeği hazırlamaya koyulduğunu fark etmedi bile.
Ne zaman ki Yoongi elindeki çatalı yere düşürdü o zaman oluşan gürültüyle ağır dalgınlığından sıyrıldı. "Ödüm koptu!"diye çıkıştı elini göğsüne götürüp. "Pişt! Sen ne yapıyorsun bakalım orada?"
Yoongi ona seslenme şekline sevimli bir biçimde yüz buruştururken dönüp oturduğu yere baktı. "Özür dilerim, korkuttum mu? Her zamanki gibi mutfakta sakarım işte. Sadece yemek hazırlamak istemiştim."
Kıkırdadı Jimin, şapkanın minik mandalina desenlerinden bir diğerini yapmaya geçti o sırada. "Gelmemi ister misin?" Aslında gitmeliydi ama onu oturduğu konforlu kanepeden izlemenin keyfi bir başkaydı. Neden bilmiyordu ama son zamanlarda canı oturdu mu hiç kalkmak istemiyor, bir şeyler yapmaya acayip üşeniyordu. Hamilelikten olabilir miydi? Geçici olmasını umdu.
"Hayır,"dedi Yoongi. "Ben hallediyorum."
"Dolapta biftekler vardı...eğer istersen yani."
"Evet, evet...onlardan da kızartacağım. Acıktın mı?"
Başını salladı. Ne zaman acıkmıyordu ki? "Birazcık."
"Öyleyse kendini şef Yoongi'nin lezzetli ellerine bırak."
Gülüştüler. Yoongi'ye kaçamak bakışlar atıp dururken bir kulağı da çalacak zildeydi. Jungkook ve Taehyung hâlâ gelmemişti. Az sonra Yoongi biftekleri soslarken ona seslendi. "Bebeğim...saçlarım gözüme girip duruyor, şunları bir halledebilir misin?"
Jimin aceleyle elindekileri bir kenara fırlatıp yerinden kalktı, daha önce alfasının saçını toplamamıştı. Yoongi'yi tanıdığı andan beri saçları kısa sayılırdı ama o kötü günden sonra saçlarını uzatmaya karar vermişti, askerliğe meydan okuyor olabilirdi belki. Heyecanla çekmeceleri karıştırdıktan sonra, "burada hiç toka yok!"dedi sinirle. Gözü bileğine kaydı, kendi saçlarının da alfanınkilerden pek farkı yoktu. "Sana benim tokalarımdan takmamda sakınca var mı?"
Yoongi uzaktan cevapladı. "Ne gibi bir sakıncası olabilir ki!"
Jimin mutfağa yürüyüp bileğinden açık pembe renkli tokayı çıkardı. "Hm...rengi pembe?"
Yoongi güldü. "Alfa gururum zedelendi."
"Sahi mi?"diye sordu gözleri irileşerek.
Yoongi işini yapmaya devam ederken, "elbette hayır, alay ediyorum, tak gitsin,"dedi.
