Alfa türünün tükenme noktasına geldiği, üremenin durduğu kırsal topraklara şehirde yetiştirilmiş asker alfaların gönderilmesine karar verilir. Min Yoongi de bu grubun içindedir ve görevi öğretmenliğin yanı sıra tıpkı köye gönderilen diğer alfalar gi...
Selamlar! profilimdeki linkten ficler için hazırladığım çalma listelerini takip edebilirsiniz! Takipleşelim!!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🍀
"Bunu mu giymeliyim yoksa bunu mu?" Jimin, elindeki kıyafetleri üzerine tutarken yatağa uzanmış kendisini izleyen Taehyung'a beklenti içinde baktı. Arkadaşı üzerine salaş kırmızı bir gömlek ve ince pantolon giymiş, kulağına da boncuklu bir küpe takıştırmıştı. Jimin meraklanıyordu, nasıl zahmetsizce bu kadar güzel görünebilirdi?
Çünkü tam şu anda tüm dolabını çöpe atmak istiyordu, en sevdiği eşyalar bile şimdi paçavra gibi görünüyordu gözüne. "Herkes çok güzel görünecek, kimse beni fark etmeyecek bile." Büktüğünde dudağı tatlı bir çıkıntı yapmıştı.
Taehyung, "İnsanın sahip olduğu ışık önemli, kıyafetler sadece bir yanılsama,"dedi bileğine dayanarak arkadaşını süzerken.
Şimdi onun filozofvari cümlelerine akıl erdirecek durumda değildi Jimin, öyle heyecanlıydı ki suratına bir tane geçirmek istiyordu çünkü kendi bu kadar kaptıracağına asla ihtimal vermemişti. Alfaların geç kalması kalbindeki korkuyu artırırken ona da dizginlenemez bir heyecan bahşetmişti sanki. "Seç birini Taehyung...lütfen. Karar veremiyorum."
Taehyung yattığı yerden kalkarak gerindi, bir peri gibi güzeldi. "Jiminsshi...ikisi de çok güzel. Sen örmüşsün sonuçta, nasıl güzel olmasın?" Gülümseyerek ayağa kalktıktan sonra Jimin'in sağ elinde tuttuğu koyu yeşil örgü hırkayı işaret etti. "Bence bunu giymelisin."
Jimin onay gelince başını hızlı hızlı sallayıp hemen üzerindekilerden kurtuldu ve yarı çıplak kaldı. Herkesin önünde soyunamazdı tabii ama Taehyung herkes değildi. Çıplak kalınca Taehyung'un onu süzdüğünü görerek göğsünü elleriyle kapattı. "Ne bakıyorsun öyle?"
"Cildinin beyazlığını her gördüğümde şaşırıyorum."
Arkadaşı onu övünce keyfi acayip yerine geliyordu. Tatlı tatlı kıkırdarken beyaz tişörtü başından geçirdi, üzerine de ördüğü son hırkayı giydi. Dökümlü hırkanın her yanında mandalina desenleri vardı. Hırkanın altına da iki kot pantolonundan birini giymekten başka çaresi yoktu, yeni bir kot pantolon sadece hayaldi. Giyindiğinde kendi etrafında dönerek dolaptaki aynadan yansımasını kontrol etti. "Hmm, bir şey eksik gibi."
Taehyung buna katıldı. "Evet, eksik bir şey var." Sonra parmaklarını Jimin'in dudaklarının kenarlarına dayayıp yukarı kıvırdı. "Gülümsemen."
Bu Jimin'i kocaman güldürünce onu utanarak itti. "Ne? Gülünce çok daha güzel oluyorsun." Odasında sık vakit geçirdiğinden arkadaşı artık her şeyin yerini biliyordu, küçük çekmeceden Jimin'in takılarını aldıktan sonra eline mandalinalı, şirin küpeyi tutuşturdu. Bir salkım mandalina şeklindeki bu küpe Jimin'in annesine aitti, ona da babası hediye etmişti. Küpeyi göğsüne bastırdı. "Bu bana uğur getirecek."
