~Wind~ JİKOOK

Nueve🌑

Hoş geldin...
İyi okumalar..

Pazartesi stresini alan cinsten bir bölüm olsun.

_________________

''hayır, herhangi bir sorun yok. Başlayabiliriz...''

İşte simdi başlıyordu...

Alkışlamaların ardından, boğazını temizledi genç adam.

"Formatımızı zaten, arkadaşlarım anlattı size. Sorduğum sorularda cevapsız bırakma gibi bir durum söz konusu değil. Ancak sizin için çok çok zor sorular seçmedim. Daha çok sizi tanımaya yönelik olacak herşey."

Başını sallayarak onayladı Jimin. Bilerek kabul etmişti. Artık herşeye bir nokta koymak istiyordu. Taehyung'un da Jungkook'un da gereksiz, her gün başka saçma haberle uyanmasını istemiyordu.

Gülümseyerek girdi söze genç moderatör:
"Kim olduğunuzla başlayalım isterseniz. Bay Park kimdir?"

Karşısında ki genç adama karşılık olarak oda gülümsedi, ilk soru olarak kesinlikle bunu bekliyordu. İşaret parmağıyla önüne gelen saçını iktirdi.

"İsmim haberlerde bahsedilen kadar gizli değil aslında Bay Yeon. Yaratılan gizemli havayı ben yaratmadım kesinlikle. Haber siteleri kendileri çaldılar, yazdılar ve karaladılar aslında.." dedi sesinin titremesine izin vermemeye çalışarak öncelikle.

Sakin olmak, heyecanını bastırmak için elinden geleni yapıyordu. İki gecedir Jeon'la bunun çalışmasını yapmışlardı. Heyecanını kontrol etmeye çalışıyordu. 'Başaracaksın' sözü vermişti kendine de Jeon'a da.

Taehyung'un gerekli açıklamayı yapmasına rağmen konu gereksiz yere uzatılmış gereksiz yere ithamlarda bulunulmuştu.

"Ben Park Jimin. 'Gizemli Jimin' falan değilim. İsmin bu. Park. Jimin. " dedi kaşlarını kaldırarak.

"1995 de Busan'da doğdum. Konservatuvar mezunuyum. İşimi yada okuduğum yerleri de gizlemedim. Sahne aldığım bir night  clup vardı. Ancak haberlerden dolayı itibarını zedelememek adına ayrılma kararı aldım. Bay Kim sorun olmayacağını söylese de zarar vermek istemedim. Ayrıca da Taehyung mevzusunda da,  Taehyung'un da bahsettiği gibi, ilkokul zamanında çokta yakın olmayan bir arkadaşlığımız vardı. Seul'de tekrar karşılaşınca , ikimiz için de zor olan yurt sürecimizi bitirip eve çıkmaya karar verdik." Terleyen avuçlarını pantolununa sürtüp ellerini birleştirdi.

"Evet,Bay Kim geçenlerde açıklamasını gayet net yapmıştı hatırlıyorum, ancak anlamlandıramadığım ve bir çoğumuzun da anlayamadığı şeyler var açıkcası. Müsaadenizle bu sorularımı da bahsi geçmişken sorayım." Diyerek gözlerinin içine baktı.

"Sormayın demek gibi bir şansımın olmadığı bir programda olduğumu sanıyordum.  Sormayın desem atlayacak mısınız?" Dedi Jimin şakalaşarak. Böyle bir imkanın olmadığını çok net biliyordu.

Bu program bunun için vardı. Herkesin kaçtığı soruların, cevaplarını almak için. Programı öncesi imzalatılan sözleşme, programda ki her türlü soruya dürüstçe, kaçmadan cevap vermek üzereydi.

"Aslında hayır." Diyerek yanıtladı genç adam oldukça sempatik şekilde, " sadece bu kadar zarif bir beyefendiye, kibarlık yapmaya çalışıyordum." Diyerek önünde ki kartına döndü.

"Hepimizin merak ettiği şeylerden ilki, bu kadar genç yaşta bu kadar mal varlığının nereden geldiği."

Rahatsızca kıpırdandı yerinde moderatör. Soruyu yanlış sormuş olmamak adına yineledi. Gerçekten kibar olmak için elinden geleni yapıyordu.

"Tabiki bu durum değişik olduğu için değil sadece sormak istediğim konuyu yanlış anlamanızı istemiyorum. Sormak istediğim şey, aile olarak zengin veya soylulardan olmanız halinde sizi tanırdık. Ancak sizi tanımıyoruz. Ailenizden herhangi tanınmış biri olsaydı, sizi onlarla olan bir mekanda veya evrakta da görürdük. Bir sürü magazin sitesi araştırmalarına rağmen bir iz bulunamadı ailenize dair.Ailenizden gelen bir mal varlığı mı acaba?"

"Yanlış anlamadım. Ve evet, ailemden gelen bir varlığı da denilebilir."

"Yani en yakın arkadaşınız için ev satabilecek, dahası bu parayı düşünmeden ilkokulda çokta yakın olmadığınız zor şartlardan dolayı birlikte, sizin evinizde yaşadığınız, arkadaşınızın önüne atabilecek kadar zengin bir aileye sahipsiniz diye yorumlamamda bir sakınca yok gibi görünüyor.  Yanlış mıyım?" Diyerek sözlerini devam ettirdi genç sunucu.

"Öyleyse asıl soruma tekrar geri dönüyorum Bay Park..."

"Jimin." Diyerek böldü Jimin. "Lütfen sadece Jimin."

"Pekala Jimin." Diyerek kartlarını düzeltti ve Jimin'in gözlerine kaldırdı bakışlarını.

"Öyleyse asıl soruma geri dönüyorum Jimin. Arkadaşı için ev satarak parasını verecek kadar zengin, ama bir night clup'ta şarkıcılık yaparak, zengin en yakın arkadaşının evinde yaşarayak, onun arabalarını kullanacak kadar da halktan biri olduğunu düşündüren, fakat Jeonlar kadar büyük bir aileyle dostluk kuran Jimin aslında kimdir?"

İşte bu beklemediği bir soruydu. Jimin' de düşündü. Dış bakış açısından baktığında, durum tamda karşısında ki adamın dediği gibiydi. Canlı yayında olduğunu hatırlattı kendine. Sakinliğini koruyarak cevap vermeye çalıştı.

"Ben aslında kimim? Güzel bir soru. Siz söyleyince, geriye dönüp baktım da, gerçekten konunun tam da bu olduğu görülüyor aslında. Kim olduğum.  İnsanların beni bu hayata lazım görüp görmemesi konu olan şey başından beri. Çevremdeki bu kadar insanı hak edip etmediğim."

"Ben kimim güzel bir soru iyi yerden yakaladınız diyeyim öyleyse. Öncelikle stüdyo ve ekranları başındaki insanlara sormak istediğim bir soru var, ardından kesinlikle cevap vereceğim. Park Haenin'i tanıyor musunuz?"

Biraz düşündükten sonra dürüstçe:
"Hayır. Tanıdık geldi ama pek çıkaramadım." Dedi genç adam.

Stüdyoda olan seyircilere çevirdi başını sonra iki adamda. Onlardan fa ses gelmediğini görünce buruk bir gülümseme sundu.

"İşte bu adam da bunu hak etmiş miydi acaba?"

______________

Yorumlarınızı bekliyorum.

Ve...

Hey sen..

Seviliyorsun..🍻