Dos🌒

207 33 25
                                    

Hoş geldin...
İyi okumalar 🌒

__________________

Sabah korkunç bir baş ağrısıyla açtı gözlerini genç adam. Odasında ki yatağına nasıl geldiğini kesinlikle hatırlamıyordu. Etrafına göz gezdirmeye çalıştı fakat bunu yapmak bile zulümdü.

Sağ tarafında ki komidinin hemen üstüne baktı yavaşça. Orada bulmaya alışık olduğu sert kahvesini bulmak adına ama yoktu.

Ciddi manada sürünerek çıktı yatağından sarsak adımlarla ilerledi mutfağa doğru. Bulmaya alışık olduğu kahvaltısı yoktu.

Evde Jimin yoktu sanırım. Jimin olmadığını düşünüp kendine sert bir kahve yapmak adına ilerledi kahve makinesine doğru, adımlarını sürüyor, kahvesini içtikten sonra üzerindeki rahatsız kıyafetten kurtulacağına dair kendini telkin ediyordu.

Arkasında hareketlilik hissedince mırıldanmayla karışık olarak sordu:

- Sende mi geceden kalmasın Jimin-ah? Normalde böyle yapmazdın.. diye söylendi..

Fakat arkasındam gelen ses, ruh eşine ait değildi.

- Kahveni içip yanıma gelsen iyi olur Tae. Salonda seni bekliyorum. Diye konuştu genç adam tane tane ve ciddi bir ses tonuyla.

Taehyumg şaşırdı. Beklediği kişi kesinlikle Yoongi değildi. Ciddi ifadesine bakılırsa oldukça ciddi bir konuydu konuşacakları.

Yoongiyle evlerine çıktıklarının ertesi senesinde tanışmışlardı. O zamandan itibaren sıkı bir arkadaşlıkları olmuştu. Ve ifadesinden az çok anlıyordu Taehyung.

Kahvesini oldukça hızlı içmeye çalıştı genç adam. Ayılmak adına herşeyi yaptı ve öyle geçti Yoongi'nin yanına.

"Geldim hyung. Sorun nedir? Bişey mi oldu?" Diye sordu habersizce.

Tekefondan yüzünğ kaldırmadan sordu "Telefonun nerede Taehyung?"

"Odamdadır" diye cevapladı taehyung.

Kendş telefonundan birkaç yere tıkladıktan sonra Tae'ye verdi telefonunu Yoongi.

"Bunu izle bende senin telefonunu alıp geliyorum" dedi ve ayağa kalktı Yoongi.

Taehyung her izlediğinde aynı hayal kırıklığını hissediyordu. Kendisinin ne yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu. İlk izlediğinde ağlamış Yoongi'de ona teselli vermeye çalışmıştı. Fakat işe yaramıyordu. Sızıp kaldığı esnada tepkiler çığ gibi büyümüş nefrete dönüşmüştü. Jimin'in gram uyumadığını kesinlikle biliyordu. En çokta tüm bunlar olurken uyuyabildiğine kızıyordu.

O sözleri söyleyebildiği için kendinden nefret ediyordu. Yoongi'nin daima koruduğu sakinliği ve çözüm önerileriyle durup üzülmenin değil birşeyler yapıp bunun önüne geçmesi gerektiğini fark etti.

__________________

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı genç adam. Her ne kadar yapmak istemese de bunu yapması gerekiyordu. Böyle yayınlar ona hep saçma gelmişti. Yanlışlıkla açtıkları, bir şey göstermek isteyip hemen kapattıkları ve söylemesi gereken şeyi söyledikten sonra kapattılar hariç hiç yayın yapmamıştı. Bugün her iki anlamda da ilkleri tadıyordu. İlk defa bir canlı yayın yapacaktı ve ilk defa en değer verdiğini kendş gözünden açıklayacaktı...

Gergindi. 100 metre bile uzaktan fark edilecek bir gerginliğe sahipti ve canlı yapacağı kamera kendinden yarım metre kadar bile uzakta değildi. Fakat her zamanki gibi bir gülüş yerleştirdi yüzüne umursamaz bir tavırda. Tüm gerginliğini yok saymaya zorladı kendini. Kamera da nasıl gözüktüğü inceleyip başlattı yayını.

~Wind~ JİKOOKWhere stories live. Discover now