27.BÖLÜM "ÖLDÜREN ŞÜPHELER"

7.3K 939 1.5K
                                    

Selam :)

Yeniden bir aradayız, bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Bölüm sınırımız yine 900 oy ve 1500 yorum, lütfen sadece düşüncelerinizi belirten yorumlar yapın <3

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllanInstagram: gizzemasllan

.

.

.

27. BÖLÜM "ÖLDÜREN ŞÜPHELER"

Kalbimdeki yaralar sarılmadan hep bir yenisi açılıyordu. Ne zaman ayağa kalkmaya çalışsam bir şey oluyor, daha sert bir şekilde düşüyordum yere ve her seferinde daha çok canım yanıyordu.

Şimdi de o anlardan birindeydim işte. Okuduğum bu mesaj kalbime yeni bir yara açmıştı ve beni öyle bir düşürmüştü ki sanki can veriyormuşum gibi acıyordu canım.

"Öz babası," diye mırıldandım sessizce, ellerim ve dizlerim tir tir titrerken ne yapacağımı bilemedim. Ya ben yanlış anladıysam? Hemen ortalığı ayağa kaldırmaya gerek var mıydı? Fakat bu mesajda yanlış anlaşılacak bir şey yoktu ki? Adam açıkça yazmıştı ne olduğunu ve mesaj atan adamı çok iyi tanıyordum, Pars'ın en yakınıydı. Yanlış bilgi verecek biri değildi.

Bu düşünceler beni daha çok yaralarken içimi korkunç bir his kapladı. Tam o esnada ayak sesleri duydum, Pars'ın salona geldiğini anladım. Mesajı gördüğümü bilsin istemedim ve hızla ekranı kapattım, uzanıp telefonu eski yerine koydum. O sırada Pars yeniden salona dönmüş, yerine oturmuş ve kahvaltısına devam etmişti. Ben ise onun aksine tek bir lokma daha yiyemeyip düşüncelere daldım.

Gördüğüm şeyin ne olduğu açıkça belliydi ama bunu kabul etmem mümkün değildi, bu yüzden yanlış anladığımı düşünüyordum. Bir yanlışlık olmalıydı. Benim babam; Agâh Karadağ'dı, bir başkası değil. Bunu düşünmem bile çok saçmaydı. O mesajın başka bir anlamı olmalıydı.

"Hayırdır?" Pars'ın sesiyle kendime geldim, gözlerim onu buldu. "Ne düşünüyorsun?" Mesaja baktığımı ve gördüğüm şeyi ona söyleyecek değildim. Yapacağı ilk şey inkâr etmek ya da bir bahane uydurmak olacaktı zaten.

"Hiçbir şey," dedim bu yüzden.

"Emin misin?" Şüpheyle sordu.

Başımı salladım. "Eminim," dedim ve gözlerimi önüme çevirdim.

İçimdeki korkunç his giderek büyürken nefes alamıyor gibi hissettim. Hâlâ elim ayağım titriyor, bayılacak gibi hissediyordum. Bu yüzden gözlerimi bir anlığına kapattım, derin bir nefes alıp kendimi toparlamaya çalıştım. Gözlerimi yeniden açtığımda Pars'a bakmaktan kendimi alamadım ve her ne kadar mesajı gördüğümü belli etmeyi hiç istemesem de aklımdaki birkaç soruya cevap alabilmek adına konuyu açmaktan başka şansım yoktu.

"Aslında benim sana sormam gereken bir şey var."

Gözleri beni buldu, lokmasını yuttu ve arkasına yaslandı. "Sor bakalım."

Titreyen ellerim bacaklarımın üzerindeyken derin bir nefes aldım. "O adam hakkında," diye girdim konuya.

"Hangi adam?"

"O gece odama gelen ve beni bayıltan adam." Anında çattı kaşlarını ve bu konuyu açtığım için rahatsız oldu, bunu belli etmekten de hiç çekinmedi.

AŞKA SÜRGÜNWhere stories live. Discover now