1.BÖLÜM "İLK GÜN"

16.6K 1.7K 2.1K
                                    

Selamlar :)

Uzun süredir bekletiyordum bu hikâye için sizi ama artık buradayım, başlıyoruz ve gerçekten ben çok heyecanlıyım. Hikâyeye duyduğunuz ilgi için de teşekkür ediyor ve bölüme geçiyorum.♡

Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz. ♡

Bu hikâye için sectigim sembolleri bırakıyorum buraya, sizinkileri de bekliyorum.🖤🍷

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllan Instagram: gizzemasllan

.

.

.

1. BÖLÜM "İLK GÜN"

Gözlerim kasvetli salonda gezindi. Çocukluğumdan beri tanıdığım adamın evine ilk defa geliyordum ve doğruyu söylemem gerekirse bu kadar zevkli olduğundan haberim yoktu. Pars hiçbir şey söylemeden yanımdan geçip giderken çalışanları valizlerimi üst kata çıkarıyorlardı. Dikkatimi onlardan çektim ve duvarlarda asılı olan tablolara baktım. Hepsi birbirinden güzel hepsi birbirinden özeldi. Tablolara bakınmaya devam ederken tanıdık bir eser gördüm, ona doğru yürüdüm.

Topuklu ayakkabılarımın parkede çıkardığı tok ses sarayı andıran evde duyulan tek şey olurken duvarda asılı olan tablodan bir metre kadar uzakta durdum, konuştum. "Ergin İnan - Akıl Üstünde Yüz Üstünde tablosu." Derken gözlerim tablonun üzerinde geziniyordu.

Yanımda bir karartı hissettiğimde onun da geldiğini anladım. Tam yanımda durmuş, ellerini cebine koymuş, duvarında asılı olan tablosuna bakıyordu. "İlgileniyor musun resimle?" Sordu, böyle bir itirafta bulunmak istemedim.

"Hayır, ilgi alanım değil." Bana döndüğünü hissettim ama dönüp ona bakmadım ve açıkladım. "Erkek arkadaşım ilgileniyor, o bakarken tesadüfen görmüştüm." Söylediğim yalan yanımdan uzaklaşmasına neden oldu.

"Şu uyuşturucu bağımlısı erkek arkadaşından mı bahsediyorsun?" Gözlerimi kapattım, derin bir nefes aldım, sakin kalmaya çalıştım. Sakin kalmayı başardıktan hemen sonra ona döndüm.

"Birincisi; Tan uyuşturucu bağımlısı değil! İkincisi ise..." Sözümü kesti.

"Hayatını dinlemek istemiyorum." Dedi, üçlü koltuğun ortasına oturdu, arkasına yaslandı ve ilave etti. "Anlatma." Kaşlarımı çattım.

"Konuyu açan sendin."

"Erkek arkadaşından bahseden sen oldun."

"Bundan rahatsız mı oldun?" Diye sordum bu soruyla kazandığımı düşünerek, tek kaşını kaldırdı ve şüpheli bir şekilde baktı yüzüme.

"Bundan rahatsız olmamı mı isterdin?" Tabii ki altta kalmadım, yapıştırdım cevabı.

"Neden böyle bir şey isteyeyim?"

"Bilmem, onu sen söyleyeceksin." Göz devirdim.

"Üf Pars, başlama yine." Dedim ve diğer üçlü koltuğa da ben oturdum. "Zaten canım sıkkın, bir de seninle uğraşmak istemiyorum." Deyip göz ucuyla ona baktım, canımın neden sıkkın olduğunu sormasını bekledim ama adamın zerre umurunda olmadı. Telefonuyla ilgilenmeye başladı.

"Canımın neden sıkkın olduğunu sormayacak mısın?" Diye sorduğumda bile bakışları beni bulmadı. Yaptığı tek şey olduğu yerden kaşlarını hayır anlamında kaldırmak oldu. Umursamazlığı yüzünden göz devirdim, o sormamış olsa da cevap verdim.

AŞKA SÜRGÜNWhere stories live. Discover now