8.BÖLÜM "BAZI KIRGINLIKLAR"

10.6K 1.2K 1.2K
                                    

Selam yıldızlarım :)

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu bölüme gelecek olan yorumlarınız bekliyorum.♡

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Keyifli okumalar.♡

.

.

.

8. BÖLÜM "BAZI KIRGINLIKLAR"

Karşımda duran Pars'ın yeşil gözlerinin içine korkuyla baktım. Korku dediysem öyle hafiften bir korkma vardı ama Pars'ın gözlerinde öyle derin bir öfke vardı ki bu korkum her geçen dakika biraz daha artıyordu.

"Bakma bana öyle kötü kötü!" dedim, bu kez kızan ben oldum. Yaptığım şeyde haklıydım. Gördüğüm manzaradan sonra hesap sormama dahi izin vermemişti. Söylediğim şeye karşılık hiçbir şey söylemezken yanına gittim, elimi kaldırıp beni zorla soktuğu barın kapısını gösterdim.

"Dışarıda bir kadın sevgilimi öpüyor! Hatta belki de daha ileriye gittiler ve sen benim onların yanına gidip hesap sormama bile izin vermedin!" dedim, çatık olan kaşlarını biraz daha çattı, öfkesini belli etmekten hiç çekinmedi. "Biz bir anlaşma yapmıştık babamla! Her şey benim istediğim gibi olacaktı! Fakat sen buna uymuyorsun!" Kızdım, yine ağzını açıp da tek kelime bile etmedi.

"Susma!" diye bağırdım bu kez kendime engel olamayarak. "Karşımda susup durma, sinirimi bozuyorsun!" Yine bağırdım ama yine yaptığı tek şey sadece susmak oldu. "Hâlâ susuyorsun ya! Hâlâ susuyorsun!" Kızdım, onunla uğraşmaktan vazgeçip gözlerimi kapıya çevirdim. Dışarıdaki manzara gözlerimin önüne gelince sinirlendim. Sinirlerime hâkim olmaya çalışarak yeniden Pars'a döndüm.

"Söyle adamlarına çekilsinler, gideceğim!" dedim, Pars sessiz kaldı yine ve cebinden bir paket sigara çıkardı. O paketten çıkardığı bir sigarayı yakıp dudaklarının arasına sıkıştırdı ve içine çekti. Sonrasında da yanımdan uzaklaştı, barın içine doğru ilerledi. Koltuklara doğru yürürken adamlardan birine el işareti yaptı. O gidip bulduğu bir yere oturduktan sadece birkaç dakika sonra adam bir kadeh içkiyi önüne bıraktı Pars'ın ve Pars beni zerre umursamadan içmeye başladı.

Ona arkamı döndüm, gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Elimden geldiği kadar sakin kalmaya çalıştım ama yok olmuyor, yapamıyorum bunu. Sinirlerime hâkim olamayıp gözlerimi açtım ve yanına gittim. Birkaç yudum alıp yeniden masaya bıraktığı kadehi aldım. Başını kaldırıp bana baktığında gözlerinin içine baka baka kadehi fırlattım, paramparça ettim. Sonra eğilip masanın üzerindeki sigara paketini aldım, onu da fırlattım. Bu yaptığımın bir faydası yoktu, bunlarla elime bir şey geçmeyecekti ama elimden başka bir şey gelmiyordu ve tek istediğim ben bu kadar öfkeliyken onun da aynı şeyi hissetmesiydi.

"Ayliz, saçmalama!" dedi, bu cümle beni daha da sinirlendirdi ve ona biraz daha yaklaştım. Atacak bir şey kalmamış olduğundan ona vurmaya başladım.

"Ayliz yapma!" dedi Pars, daha da sert vurmaya başladım. Bir vurdum, iki vurdum, üç vurdum derken kendimi bir anda onun sırtında tepetaklak buldum ve büyük bir çığlık attım.

"Hay ben senin sesinin tonunu..." dedi, cümlenin geri kalanını ağzının içinden söyledi. Sinirle sırtına bir tane geçirdim.

"Küfür etme bana! Ayrıca hemen indir beni şuradan! Yoksa çok fena olacak!" Bağırdım, umurunda bile olmadı. Sırtına vurmaya devam ettim. Tüm gücümle vurdum hem de ve birkaç dakika sonra kendimi bir odada buldum. Pars ancak beni o zaman indirdi. Omzundan inip de yeniden ayaklarımın üzerinde durduğumda başım döndü, gözlerimi bir anlığına kapatıp kendime gelmeye çalıştım. Kendime geldiğimde ve gözlerimi açtığımda Pars karşımda duruyordu.

AŞKA SÜRGÜNOnde histórias criam vida. Descubra agora