14.BÖLÜM "GİZLİ MAHZEN"

7.7K 917 439
                                    

Selam :)

Yeniden bir aradayız, bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllan Instagram: gizzemasllan

.

.

.

14. BÖLÜM "GİZLİ MAHZEN"

Sorunların şiddetle çözülmeyeceğini bir kez daha anlamıştım Pars sayesinde. Çünkü eğer çözülüyor olsaydı şu an birlikte bir karakolda olmazdık ve onu içeriye almış olmazlardı.

"Geri zekalı Tan!" diye söylendim karakolun içinde bir sağa bir sola gidip volta atarken. Öfkeden de meraktan da delirmek üzereydim. Öfkem Tan'a karşıyken merakım bir tek Pars'a yönelikti. Bir şey olmazdı değil mi? Ya tutuklanırsa? Dudaklarımı ısırdım, ufaktan korkmaya başlamıştım. Bir avukata haber vermek lazımdı. Acaba babamı arayıp olanları anlatsa mıydım? Biraz kızardı ama yine de yardım ederdi.

"Yok yok babam olmaz, biraz sakin olmalıyım bence," dedim kendi kendime ve volta atmaya devam ettim. "Her şey güzel olacak, hiçbir şey olmayacak. Ne yapacaklar bir kavga yüzünden hapse mi atacaklar?" Kendimle konuşmaya devam ettim, o an aklıma Pars'ın barın içinde silah sıkmış olduğu geldi ve duraksadım. Tamam her şey güzel olacak, bir kavgadan bir şey olmaz falan da peki ya silah? Silah sıkmış olduğundan başı çok büyük belada gibiydi.

"Sanırım pek de kolay kurtulamayacak," diye mırıldandım kendi kendime ve daha fazla dayanamadım, bilgi almak için ilerideki polislerin yanına gittim. Bir masanın etrafında üç polis oturmuş, kağıt işlerine dalmışlardı.

"Merhaba." Aralarından sadece biri başını kaldırıp bana baktı. "Arkadaşımı sorguya aldılar ama yarım saat olmasına rağmen bilgi veren olmadı."

"Sorgusu bitince haber vereceklerdir hanımefendi," dedi adam ve işine devam etti, göz devirmemek için kendimi çok zor tuttum.

"Küçücük bir kavgadan dolayı getirildi buraya, cinayetten değil. Bir sorgunun bu kadar uzaması normal mi?" Sordum ama bu kez ters bir tavırla ve adamın yeniden bana bakmasına neden oldum.

"Hanımefendi mutlaka haber vereceklerdir size, şimdi lütfen beklemenizi istedikleri yere gidin." Açıkça kovdu beni, hem de tehditkâr bir şekilde. Bu da sinirlenmeme neden oldu ama elimden bir şey gelmedi. Öfkeyle ayrıldım yanlarından. Ne yapacağımı bilmezken bir de başka bir polisle işimi denemeye karar verdim, ilerideki başka bir memurun yanına gittim.

"Merhaba," dedim bir kez daha, adamın gözleri beni buldu.

"Buyurun," deyince tatlı tatlı tebessüm ettim.

"Arkadaşımı sorgu için aldılar ama henüz hiç kimse çıkmadı, neler olduğunu merak ediyorum," dediğimde adam bir anlığına elindeki telefona bakıp yeniden bakışlarını bana çevirdi.

"Arkadaşınızın ismi neydi?"

"Pars Atakan Karahan."

"Hatırladım o beyefendiyi, endişe etmeyin bir sorun yok. Kendisi şu anda emniyet müdürünün yanında, onunla görüşüyor. Sorguda bile değil, gelecektir birazdan," dedi ve ayrıldı yanımdan, söyledikleri içimi rahatlatırken bir yandan da meraka düşürdü. Koskoca emniyet müdürü mü ilgileniyordu basit bir bar kavgasıyla? Bu durum hiç de hayra alamet gibi durmuyor.

AŞKA SÜRGÜNWhere stories live. Discover now