5.BÖLÜM "HİSLER"

13K 1.3K 1.2K
                                    

Selam canımın en  :)

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu bölüme gelecek olan yorumlarınız bekliyorum.♡

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Keyifli okumalar.♡

.

.

.

5. BÖLÜM "HİSLER"

Duyduklarımı anlamakta güçlük çekiyor, güçlük çekerek anladığım o şeyin doğru olduğuna inanmıyordum. Henüz yüzünü görmediğim, hakkında bildiğim tek şey ismi olan bir kadın babamın ismini kullanmış, yetmemiş ardından bir de onun kaçırıldığını öne sürmüştü. Bu hayatımda duyduğum en saçma şeydi. Buna inanmak da yapabileceğim en büyük aptallık olurdu. Babam kaçırılmış olamazdı. Koskaca bir savcıyı kaçırmaya kimse cesaret edemezdi.

"Pars orada mısın? Duyuyor musun beni? Agâh Karadağ kaçırıldı diyorum, hemen gelmen lazım." Telefondaki kadın aynı şeyi iddia etmeye devam etti. Tam ona bağırarak ne saçmaladığını, böyle bir şeyin mümkün olmadığını ve babamın çok iyi olduğunu söyleyecekken Pars terasa çıktı, karşımda belirdi. Onu görünce zihnimdeki tüm düşünceler silikleşti.

"Pars! Sesim geliyor mu?" Telefondaki kadın kulağımı meşgul etmeye devam ederken Pars bir elimdeki telefona bir de kulağımdakine baktı ve kaşlarını çattı. Sonra gözünün ucuyla masaya baktı, işte o anda bakışları sertleşti. Gözleri gözlerimi bulurken öylece durmaya devam ettim. Düşündüğüm ve inandığım tek şey bu kadının saçmalıyor olduğu, babamın çok iyi olduğuydu. Başka bir ihtimal benim de babam için de yoktu, olamazdı.

"Ayliz." dedi Pars ve yanıma geldi. Kulağımdaki telefonun kendisine ait olduktan hemen sonra aldı ve ekrana baktı. İsmi görünce bakışlarındaki sertlik biraz daha arttı. Merakla ve bir o kadar da dikkatle ona bakarken telefonu kulağına götürdü.

"Dinliyorum Bilge." dedi, sabırla konuşmayı devam ettirmesini bekledim. "Ben değildim." dedi ve birkaç dakika sonra "Tamam boş ver sen şimdi kim olduğunu, ne oldu bana onu anlat." diye ekledi. O an gözlerimin içine bakıyordu. Belki de Bilge'nin söylediği şeyi duyup duymadığımı anlamaya çalışıyordu, bilmiyorum ama yüzündeki ifade beni hiç de mutlu etmiyordu.

"Tamam, halledeceğim." Tek kaşımı kaldırdım, tamam halledeceğim mi? Neyi halledeceğim? "Arayacağım ben seni, şimdi işim var." dedi ve sanırım kadının cevap vermesini beklemeden telefonu kapattı. Ben ondan bir açıklama beklerken o karşımda durdu ve sadece gözlerimin içine baktı.

"Hadi Pars." dedim dayanamayarak ve ekledim. "O kadının söylediği şeyin saçmalık olduğunu söyle." derken sesim yalvarırcasına çıkıyordu. Boğazım düğümlenmiş ve sesim çatallanmıştı. "Bir yanlışlık olduğunu söyle." diye ekledim ve artık bir şeyler demesini istedim ama yine beni sessizliğinde boğmak istercesine sustu.

"Bir şey söylesene." dedim, bakışlarını çekti benden ve çok başka bir yere baktı. Ona doğru bir adım attım, koluna dokundum. Gözleri önce temas ettiğim kolunu daha sonra da gözlerimi buldu. "Babam iyi değil mi? O kadın saçmalıyor, babama bir şey olmadı değil mi? Evde şu an o, başka bir yerde değil." dedim ve onun artık beni onaylanmasını bekledim. O an hareket eden adem elmasını fark edip yutkunduğunu anladım.

AŞKA SÜRGÜNWhere stories live. Discover now