You Worse Than Nicotine

1.2K 49 41
                                    

Uyarı: Cinsel içerikli bölümdür!

Rüyadan uyanmak...
Hangi rüya?
Uyku halindeyken gördüğümüz beyin oyunu mu?
Yoksa kendimi kandırdığım, bu saçma oyun mu?
Kendimi kandırıyorum. Zayn ve ben.Kendimizi kandırıyoruz. İyi hissetmek için, rüyalar aleminde sadece ikimize ait olan bir dünya kuruyoruz. Gerçeğe döndüğümüzde var olmamış olan bir dünya. İkimizde gerçeği biliyorken buna devam ediyoruz. Bugün beni iyi hissettirmesi, bir yıl sonra onsuzda iyi hissetmeme yaramayacak.

Bu oyunu oynamak istiyor muyum? Kendimi kandırmayı istiyor muyum?
Evet. Evet istiyorum. Eğer o yanımda olmak istiyorsa, hiç birşey yapmayacağım. Yanımda olması beni iyi hissettiriyor. Eğer yanımda olmak istemese, yine de birşey demeyeceğim.

Kaçıyoruz. Sorumluluktan, yüzleşmekten kaçıyoruz. Bunu devamlı sürdüremeyiz. Gece gelip yanımda yatan ya da ihtiyaç duyduğum anlarda beni öpen bir adam olarak kalamaz.

Doğrulup yataktan kalktım. Duşa girmeyeceğim. Saçıma sinen parfümünün kokusunun yerini, kollarımı kokladığımda teninin kokusuna bırakıyordu. Kokusu tenime sinmişken olmaz. Ve artık bu kokuyu duymamaya başlayacaksam, kokusuyla vedalaşmalıyım.

Komidinin üzerinde duran telefonumu aradım. Ve çizim defterimin dün koyduğum yerde olmadığını fark ettim. Panikle ayağa kalktım. Komidinin çekmecelerini aradım. Yatağın altına baktım. Dün neredeyse ölüm sebebim olacak çantaya baktım ama yoktu. Zayn almış olabilir miydi? Çizimlerimi görürse ne tepki verecekti? Onu sevdiğimi biliyor ama saplantılı olduğumu düşünecek ve bir daha benimle iletişime geçmeyecek! Aghhh!

Aklıma gelen her yere bakmaya başladım. Aşağıya, mutfağa, komidinin üzerine koyduğumdan emin olmama rağmen her yere... Tekrar odama çıktım ve masaya baktım. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Dün o defter yüzünden ölümlerden dönüyordum ve şuan onu bulamamam ve kafamda bir sürü entrika dönmesi beni çıldırtıyordu.

Derin bir nefes aldım ve yatağa oturdum. Gözlerimi koltuğa diktim ve koltuğun altında bir karartı gördüm. Koşarak koltuğa gittim ve yerdeki defteri aldım. Derin bir nefesi burnumdan soludum.
Defteri açtığımda beynimde şimşekler çaktı. Defterin ilk sayfasında siyah bir tükenmezle karalanmış bir adam tasviri vardı. Daha çok karikatüre benzeyen bir çizimdi.
Defter benim değil!
Sayfaları çevirmeye başladım. İlk sayfadakine benzeyen insan figürleri sayfaları dolduruyordu.
Çizimlere yazılan konuşmalara parmaklarımla dokundum. Zayn...
Defter Zayn'indi. Bana aldığı defterin aynısıydı...

Çizimleri incelemeye devam ederken, defterin neden bende olduğunu anlamaya çalışıyordum. Eğer defteri buradaysa, muhtemelen benimkide ondaydı. Ve beyinsiz, gitmek için panik yaparken komidindeki defteri almış olmalıydı. Defterim ondaysa... Aghh! Panikle telefonumu elime aldım ve onu aradım.

Perrie o çizimleri görürse biterdik. Bütün yaşadıklarımızı o siktiğim defterine çizmiştim. Zayn'in ismine tıkladım ve beklemeye başladım.
"Aç şunu! Aç!"
Açmıyordu. Mesaj yazmalı mıydım? Hayır!
Panikle yatağa oturdum ve tekrar onu ararken,  defterin sayfalarını çevirip, çizimlerini incelemeye devam ettim. Ona benzeyen bir figür çizmişti sakalları, küpeleri... Nefesini dışarı üflüyordu... Onu anlıyordum... Nefes almak istiyordu.
Diğer sayfayı değiştirdim ve gözlerimin büyüdüğünü hissettim. Yutkundum ve bir damla yaş gözümden defter sayfasına akıp, sayfanın temiz yerini ıslattı.

Özenle çizdiği çizgilerde ellerimi gezdirdim. Diğerlerinden farklıydı. Çizilen saçları okşadım. Kalın dudakları ve uzun kirpikleri...
"Alo..."
Bendim. Beni çizmişti... Gülüyordum. Saçlarım dağınıktı.
"Meggie?!"
Kendime gelip telefonun diğer ucunda bekleyen Zayn'e cevap verdim.
"Z..Zayn..."
"Sen kendinde misin?"
"Zayn! Defterim! Defterleri karıştırmışsın! Defterim sende! Ve senin ki de..."
"Biliyorum."
Telefonu suratıma kapattı.
Ve kapı çalmaya başladı. Fazla gürültülü bir şekilde. Defteri kapatıp elime aldım. Ve hızla aşağı indim. Duygu karmaşasını yaşamak istiyordum. Çizdiği ben'e doyasıya bakmak istiyordum ama kapı zili buna engel oluyordu. Kapıyı açtım.
Tam karşımdaydı işte.
Defterim elimdeydi ve defteri bana sallıyordu.. Defterimi almak istiyordum, ama onunkini vermek istemiyordum.
Panikle defterimi kaptım ve onunkini ona verdim.
"Defterimi karıştırdın mı?"
Aynı anda konuşmuştuk. Ve aynı anda cevap verdik.
"Hayır!"
Yalan söylüyordu. Benim gibi.
Bir birimize döndük. Gözlerime bakıyordu. Bende onun derin ela gözlerine.
"Evet..." Dudaklarımız aynı anda açılıp, aynı anda kapanıyordu. Ve duygu karmaşası peşimizdeydi.
Derin bir nefes aldım.
"Zayn..."
"Ba..bak Meggie! Gitmem gerek. Geç kalıyorum."
Sadece kafamı salladım. Acıya alışıyordum. Şuan deli gibi yaksada artık bununla yaşamayı öğrenmiştim. Üstünü kapatıyordu. Ona 'seni çizdim...' demek istitordum. Ya da 'beni çizdin...' derken gülümsemek. Ama o kaçıyordu. Konuşmak istemiyordu. Üstünü örtüyordu. Çünkü gitme vakti gelmişti...

NUMB(The Truth about Love) Z.MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin