I'm loving you

1K 65 7
                                    

"Meg iyi misin?"

Sesini her duyduğumda neden heyecanlanıyorum?
Neden sesin, bütün karanlıkları dağıtıyor?
Sadece kafamı salladım.

Ağladığım için burnum, gözlerim ve yanaklarım kızarmıştı. Suratım bembeyaz kesilmişti. Ve kötü kokuyordum. Bu halde Zayn'e dönemezdim.Beni bu halde görmesini istemiyordum...

"Hey.. Bana bak bebeğim..."
Şuan dünyada tek istediğim şey ona bakmaktı... Ama bakamıyordum işte.

Saçlarımı bıraktı. Ayağa kalktı. Yavaşça elini uzattı. Kafamı yukarı doğru kaldırıp ona baktım. Dudağımı ısırıyordum. Gözlerim hâlâ doluydu.

O ise masumca gülümsüyordu. Bütün herşeyi unutmuştum. Sadece ona bakakalmak istiyordum. Eline baktım ve tuttum. Beni ayağa kaldırdı, kendi hizasına.
Aramızda santimler vardı. Nefesi, soğuk gecede suratıma vuruyor, bütün vücudumu ısıtıyordu.
Gözlerimde ki yaşları sildi.

Ve evet.. O bir kere daha, beni kimsenin görmediği gibi, zayıf bir durumda görüyordu...
Bir kere daha onun karşısında güçsüz kalmıştım.
Sanırım sürekli onunla didişmemim, ona laf atmamım, hatta ona hakaret etmemim nedeni bu.

Gözlerimi kapattım. Alnını alnıma dayadı.
Kalbim hiç atmadığı kadar atıyordu.
Bir eli yanağımı okşuyordu.

"Az önce kusmasaydın seni öpebilirdim..."

Gözlerine baktım. Gülüyordu. Gülümsedim. Hafifçe omzuna vurdum.
Yalandan bir "ah!" nidasi attı. Gülmeye devam ediyorduk. Dakikalarca böyle kalabilirdim.
Benden ayrılan o olmuştu.
"Yine bir flaş şoku yaşamadan gitsek iyi olur..."
Dudağının kenarını dişliyordu.
Hafifçe kafamı salladım.
Arabaya binip Harry'e baktık. Sızmıştı ve yer kusmuk içindeydi.
Camların ikiside açıktı. Arabada ki kötü kokunun çıkması ve benim midemin bulantısı için.
Otoyol boştu. Zayn'de gaza basıyordu.
Dizlerimi karnıma çekmiş, kollarmı dolamış, arkama yaşlanmıştım. Soğuk rüzgar, beyaz kesilmiş suratıma çarpıyordu.
Ve düşünüyordum...
Zayn neden bana yakın davranıyordu?
Ya da o etrafında ki her güzel kıza böyle davranıyordu...
Bilmiyordum.
Sadece ona karşı ne hissettiğimi bilmiyordum...

Otele gelmiştik. Harry'nin arabasını oto yıkamaya vermem gerekiyordu. Evet diğer bütün kızlardan farkım bu. Ben çocukların arkalarını topluyorum. Bavulları bile benim elimden geçiyor.

Zayn'den arabanın anahtarlarını isteycektim ki. O arabanın anahtarlarını Ric'e vermeyi önerdi. Gerçekten kötü durumdayım ve o bunu biliyordu.
"Zayn saat gece 4,  Ric uyuyordur. Onu rahatsız etmeyelim..."
"Meggie Ric bizim için çalışıyor..."
Sanırım Zayn'le bizim sorunumuz
tam da  bu! Mesafemizi koruyamamamız, bu kadar yakınlaşmamızın problemi bu. İkimizde, benim de onlar için çalıştığımı unutuyorduk.
"Ben de sizin için çalışıyorum..."
Sesim buz gibiydi. Kaşlarım çatık. Gözlerim derindi. Kızgınlıktan çok üzgün hissediyordum.

Tek bir kelime söyleyemedi. Sanırım o da benim  gibi farkına varmıştı.

"Bak Meggie iyi değilsin... Odana çık ve uyu. Anahtarları da sabah Ric'e bırakırım. Oldu mu?"
Kafamı salladım.

"İyi geceler Zayn..."

"Sanada Meggie..."

O Harry ile meşgulken, asansöre doğru ilerledim. 18. katı tuşladım ve beklemeye başladım. Nedense asansör bir türlü çıkmak bilmiyor, saniyeler saatlere dönüşüyordu.
Ve sürekli düşünüyordum. Zayn neden bana bu kadar yakın? Ya da bana neden pislik gibi davranıyor?
Neden onu düşündüğümü lanet olsun ki bilmiyordum.
Ve sürekli onu düşünmem beni paranoyak yapıyordu.
Onunla yaşadıklarımı birine anlatmaya ihtiyacım vardı. Yoksa patlayacaktım.
Nihayet asansörün kapıları açıldı ve kendimi odama attım.

NUMB(The Truth about Love) Z.MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin