Our ways: forever and soulful

990 51 14
                                    

Bölüm adı: Bizim yolumuz; sonsuz ve dokunaklı
Bölümde geçen şarkılar;
1.Kısım:
Here Comes The Rain Again- Hypnogaja
2.Kısım
Reload- Sebastian İngrosso ft. John Martin

Bölüm şarkılarını bölüm kısımlarını okurken, sırasıyla dinlemenizi tavsiye ediyorum. Şarkılar multimedyada mevcuttur. Keyifli okumalar...

Sabah gözlerimi açtım. Zayn yoktu. Zaten gideceğini bildiğimden pek birşey yapmadım. Kokusu yataktaydı. Ve kokusunda ona ait olmayan bir koku... Dün gece kokusu yabancıydı. Güzel teninin kokusinu bastıran ağır koku. Beni rahatsız ediyor. Hatta düşündükçe, çıldırmamı sağlıyordu. Dolan gözlerimi sildim.

Bir an önce kendime gelmeliydim. Benim neyim var?! Artık bunun için ağlayamazdım. Nişanlısıyla olduğu için ağlayamazdım.

Artık onu kıskanmam, imkansız aşkım için ağlamam, son iki gecede ulaşılamayacak kadar uzağa gitti. O, onu sevmeme dayanamıyordu. Bu sevgi ikimize de zarar verirken, bunlar için ağlayamazdım. Çünkü o, bu aşktan vazgeçmemi istiyor ve ben bir tek ona tutunuyorum. Sanırım alışmak derken bunu kastediyordu.

Sevgimi sadece kendime saklamayı, ondan uzak durmayı öğrenecektim.
Artık alışacaktım. Tenimi lime lime eden, boğazımı sıkıp, hıçkırıklarımı düğümleyen ve nefesimi kesen acıya alışacaktım.

Duşa girip, aynada kendimi izledim. Karnımdaki morluk siliniyordu. Boynumdaki izler yeşil ve mor karışımıydı. Kendimi suyun altına bıraktım. Eğer onsuzluk beni bekliyorsa, o olmadanda beni iyi hissettirecek şeyleri düşünmeliydim.

Duştan çıktım. Beni me iyi hissettirirdi? Zayn dışında. Emma'yla masaj yaptırdığımız zamanı hatırladım. Masaj bana iyi gelmişti.
Yanıp sönen ışığa bakıp, telefonumu elime aldım.

Emma:
"Meggie ne yapıyorsun?"
"Evdeyim. Masaja gitmeye ne dersin? Geçen gittiğimiz yere?"
Emma:
"Dalga mı geçiyorsun? Sen kendinde misin?"
Gözlerimi devirdim.
"Evet Emma. Hazırlanıyorum, beni almaya gel."
Emma:
"Tanrım eğer cayarsan seni gebertirim!"

Emma gelmeden önce saçlarımı kurutup at kuyruğu yaptım. Puma, bileklerimi çıplak bırakan, siyah taytımı giydim. Üzerime puma bol bir tshirt giydim. Spor çantamın içine havlu, su ve bir kaç parça eşya daha attım. Ve cüzdanımıda.

Fondöteni alıp boynumdaki morlukları kapattım. Emma korna öttürmeye başladı. Cama çıktım ve ona beklemesiyle ilgili işaret yapıp çantamı ve kolej ceketimi aldım. Ayağıma simsiyah airmaxlerimi giyip aşağı indim.

Emma korna öttürmeyi hiç kesmemişti. Sinirle evden çıktım ve o, ben arabaya binene kadar kornaya basmaya devam etti. Güneş gözlüklerimi takıp sinirle arabanın kapısını açtım.

"Lanet olası! Kes şunu!"

Sevinçle ellerini çırpıp boynuma sarıldı.

"Hoş geldin gerçek Meggie!"

Sevimsizce suratımı buruşturup, bana doladığı kollarından kurtulmaya çalıştım.
Benden ayrıldığında, uzun at kuyruğumu arkama attım.

"Siz beni bu mahalleden attırmak için iş birliği falan mı yaptınız?! Sen ne kadar terbiyesizsin Emma! Muhtemelen karşı evde oturan Bay Kyde plakanı aldı ve beni şikayet edecek!"

"Ah sakin ol..."

"Sakin olmak mı? Gizlice bizi perdenin arkasından izleyip, mahalleliden imza toplayıp beni artırmanın planlarını yapıyor! Bunu hissediyorum..."

"Fondöten suratında olmalıydı. Boynunda değil..."

"Konu bu değil Emma!"

Omuz silkti.
Alayla dikiz aynasıyla oynadı ve dudağındaki ruju tazeledi. Kafamı onun dibine sokup aynadan dudağıma bakmaya çalıştım. İkimizde aynaya bakmak için birbirimizi ittirip, çekiştiriyorduk. Üfleyerek pes etti ve arkasına yaslandı. Dudağıma baktım. Koca bir kapuk hala duruyordu. Bu sefer uflayan ben oldum ve kollarımı birleştirip, arkama yaslandım.

NUMB(The Truth about Love) Z.MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin