Gİ - 17

1.3K 67 2
                                    


Bölüm Adı : Baba!

¤Olay günü¤

Eric'ten ;

Oldum olası sabahları erken kalmayı sevmem sırf ben sevmiyorum diye bilerek beni erken kaldırıyorlar diye düşünmüyor değilim hani.

Aynamın çaprazına asılmış olan kıyafetlerime baktım. Benden önce yerlerini almışlardı. Üzerimi giyindikten sonra aynaya gelip ellerimle saçımı düzelttim.

Patırtılılarla aşağıya koşan insanların ayak seslerini duydum. Kapıyı açtığımda birileri bağırarak koşuşturuyordu. Kapının önünde sıkıntıdan ayakları ritim tutmuş Adam'a baktım.

"Adam ne oluyor?"

Daldığı her halinden belli oluyordu. Elimle omuzlarından dürtüp kendine getirdim.

"Prensim bahçede yangın çıkmış"

"Ne!"

Koşarak bahçeye çıktığımızda her yer yanıyordu. En çokta Kate'in sevdiği güller tutuşmaya başlamıştı. Elimdeki suyu onlara boca ettim geri kalanlar şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Onlarıda bağırarak kendine getirdim. Çok fazla alan tutuşmadan kurtarabildiğimizi kurtardık.

Aceleyle yanıma gelen Allison'a baktım. Kafasını tutarak yanıma geldi. Elini kafasından çekince kan olduğunu gördüm.

"Ne oluyor Allison?"

"Scott burada kate'i götürecek"

"Adam! Peşim sıra gelin"

Tabikide tedbirsiz gitmecektim. Bu ülkenin , sarayın tek veliahtı benim...

"Yapma lütfen"

Kate'den ;

O günden sonra kendimizi toparlamaya çalıştık. Scottsa ona son bir şans verildi ülkesinin başına geçmesi için bir daha bizim saraya yaklaşırsa öldürülecek. Alis'in cesesini odadan alıp gömdük hâlâ kulaklarımda o kelimeler yankılanıyordu.


Kıyafetlerimi giyinip aynanın karşına geçtim. Küpelerimi taktıktan sonra aşağıya inmek için hamle yaptım.

Allisonun yanına inmek için basamaklara geldim. O gün aklımdan çıkmıyordu. Buradan nasıl atlamışım şaşırmama sebep oluyordu. Gerçekten büyük cesaret!

Kapıya gelince tıklattım içeriden ses gelmeyince girmeye karar verip girdim. Iceride kimse yoktu. Seslenmeye başladım. Ses yoktu ama kapının arkasına kıvrılmış oturan Allison'u gördüm. Yanına yaklaşınca gülmeye başladı daha sonra sesli şekilde kahkaha atmaya başladı. Dürtüp kendine getirmeye çalıştım. Bana bakıp sesli şekilde gülmeye devam etti. Elindeki şişeyi yere bırakıp işaret etti.

"Ne bu?"

Ayağa kalkıp omuzlarımı tuttu. O an ki hali korkunç derecede kötüydü. Gözlerinin altı morarmıştı.

"Zehir"

"Ne yapıcaksın bununla ver onu bana"

Elimle yere eğilmek için hamle yaptım. Omuzlarım onda olduğu için izin vermedi.

"Onu kullanacağız"

"Ne! , Kime"

İşaret Parmağıyla ağzımı kapattı.

"Şşş beni dinle sakin ol!"

"Allison ne yapıcaksın"

Endişelenmemek elde değildi. Karşıma geçmiş zehirden bahsediyordu.
Zehiri yere eğilip eline aldı.

Gücün İhtirasıWhere stories live. Discover now