Gücün İhtirası

Gİ-3

Bölüm Adı : Sonsuzluk

*

"Düşesim , prensesim"

Ne kadar güzel bir tınıydı bu...

Yeni odasında etrafı keşfediyordu. Kocaman oda kendisine verilmişti. Uzun bir süreden sonra ilk defa ayna görmüştü Boy aynasının önüne geçmiş Saçlarını tarıyordu ve bilmeden mırıldandığı kelimeler kendini ele veriyordu. . Aynaya dikkatlice baktı. Sarı saçları beline inmiş hafif dalgalı saçları yerini Kıvırcığa bırakmıştı.

Içinden asalet akan kelimeler, hep olması gerektiği yerlerde başkalarını görmüştü. Acımasızca katledilen ailesi her an gözünün önündeydi.
Acı içinde çığlıklar , bağırıslar sonra sessizlik öyleki yerini feryata bırakıyordu.
Sonra öldü diye düşündükleri kız yaşamıştı .
Hatta evini yurdunu geri almaya gelmişti.

♣

Yatağından doğrulmak için hamle yaptığında Allison'u başında görmüştü. Çok değişik bir insandı. Ona Anlam veremediği bir güven duygusu hissettiriyordu.

"Ayağınız nasıl efendim?"

"Gayet iyi! Adın nedir senin"

"Allison efendim"

"Allison sana bişey diyeceğim bana efendim deme sonuçta ikimizde aynı konumdayız."

"Ama efendim"

"Lütfen benim bu sarayda hiç arkadaşım yok benim arkadaşım, sırdaşım ol!"

Mahzunca utandı Kafasını önüne eğdi. Bu kadar mütevazı bir Hanım görmemişti belli ki bu sarayda...

Topallayarakta olsa pencerenin kenarına oturdu. Kuşların ötüşmesini dinledi. Daha sonra gözüne yerdeki bir işaret takıldı. Yere oturdu ellerini işaretin üzerine sürdü. Bu işaret '∞' işaretiydi. Eliyle çizgileri takip etti hızlandı. hızlandı. hızlandı sonunda birşeyler hatırladı.

...

Sarayda küçük çocukların oynadıkları oyunlar vardı tam da şuan ki odada...
Eric yere oturmuş bir şeyler çiziyordu kate ise bunun doğru olmadığını söylemişti. Küçük eller kendi gibi küçük olan kızın saçlarını okşuyordu.

"Işte '∞' ikimizin birleşimi olsun"

"tamam abi!"

Abi desede o çok sevdiği (!) amcasının oğluydu.

...

Gözlerinden yaşlar aktı. Tekrar ayağa kalktı.

Topallayarak pencerenin kenarına geldi. Hava çok güzeldi bahar yüzünü göstermeye başlamıştı.

"Kendine gel kate! Buraya intikam için geldin unutma bunu!"

"Efendim bişey mi dediniz?" Aniden içeri giren Allison'u hissetmemişti.

"yoo, yine efendim dedin"

"Özür dilerim"

"efendim dışında herseyi diyebilirsin"

"Peki"

"Beni dışarı çıkarır mısın?"

"Tabiki"

Yavaş adımlarla dışarı çıkmak için çıktı ancak koridorun sonundaki odadan sesler geliyordu merakla sesin geldiği yöne doğru ilerledi. Kapının önünde beklemeye başladı.

"olamaz bu mahvolduk!" Sesten adeta çaresizlik akıyordu. Kate saklandığı yere iyice sindi. Birileri görürse onun için kötü olabilirdi.

"Tamam hemen korkma hallederiz"

"Nasıl halledicez?"

Bir kadın bir de erkek karşılıklı hararetli konuşuyorlardı.

"Kurtulalım!"

"hemen karar verme sonra üzülürsün"

"Hayatımdan önemli değil hemen kurtulmalıyız"

"Ama..."

"Hemen bir zehir bul!"

"Tamam"

Kate elini dehşetle ağzına götürdü. birinin canına kıyacaklardı. Zehirleyecekti çok korkunç birşey olduğunu düşündü. Tekrar hareket etti ilerdeki vazoyu fark etmedi ve çarptı. Aceleyle duvarın yanına saklandı.

"Bizi duydular mı?"

Adam dışarı çıkıp karşıdaki pencereyi kapattı.

"Sakin ol! Rüzgâr yapmış olmalı!"

"Ohh "

"Ben gidiyorum"

Adam yanından geçti. Kate ise nefesini tutmuş yakalanmamayı umuyordu.

"Neydi şimdi bu!"

Nutku tutulmuştu. adamın geçmesini bekledi daha sonra Topallayarak odasına geçti.

"Iyi misiniz?"

"Hayır!"

"Gelin oturun şuraya anlatın neler oldu."

"öldürecekler!"

Elini yüzüne kapattı ve Ağlamaya başladı.

"Ne!"

"duydum prensin karısı konuşuyordu birini zehirleyecekler."

"Tamam sakin olun! Prensin haberi var mı bundan?"

"Hayır "

"Haber vermelisiniz ama"

"yapamam, söyleyemem ne yapıcam ben Allison!"

"söyleyin bence belkide sizi zehirlemek istiyor olabilirler."

Neden Kate'i zehirlemek istesinler ki? Onlara ne yapmıştı. Beyaz yüzü renk değiştirirken içeriye Prens girdi. Kontrol amaçlı geldiği odada sessizlik çökmüştü. Kimse prensin konuştuklarını duyduğunu bilmiyordu.

"Neymiş söyleyemediğin" Ellerini yüzüne bağlamış etrafına bakan Kate prensin sesiyle oturuşunu düzeltti. Nasıl söyleyecekti? Belkide canı tehlike altındaydı. Bu sarayda güveneceği tek kişi Prensken ondan saklamak aptallık olurdu.

"Ee-şey "

"Evet seni dinliyorum"