Sekizinci Bölüm

40 12 3
                                    

Multimedya:Batuhan ARIKAN

(Bölüm şarkısı 😽)

Gökçe KARACA:

Hepimiz Duru'nun başında durmuş ona korku içinde bakıyorduk.Emir ve Emre delirmiş gibiydi.İlk gördükleri andan beri bize hesap soruyor ve bir ileri bir geri yürüyerek korkularını hafifletmeye çalışıyorlardı.

Hepimiz Duru'dan bir hareketlenme bekliyorduk son üç saattir fakat Duru bayıldığından beri hiçbir hareketlenme de bulunmamış ve bu bizi daha çok korkutmuştu.

"Hepsi benim yüzümden! Neden Duru'nun peşinden gitmedim ki?!"

Sessiz bir ses ile kendimden hesap soruyor ve ağlıyordum.Arda gelip sarıldığında ağlamalarım hız kazanmış ve Arda'nın omuzunu ıslatmıştım.

Arda:
"Saçmalama Gökçe, senin bir suçun yok! "

"Hayır Arda eğer Duru ile gitseydim engel olabilirdim!"

Arda:
"Hayır sevgilim.Seni tutan bendim!"

Arda'yı suçlayamazdım bu yüzden susmayı tercih etmiştim.

Emir:
"Her ikinizin de suçu var!Dua edin Duru'ya birşey olmasın!"

Emir'in tehditleri beni hiç korkutmuyordu.Susmamın tek nedeni Duru için korkuyor olmamdı.

Duru:
"S-su...su"

Duru'dan gelen mırıltılar ve öksürük sesleri ile hepimiz Duru'ya döndük.
Batuhan hemen Duru'ya son kalan yarım pet şişe suyu içirirken hiçbirimizin gözü ne elleri titreyen Batuhan'da ne de son kalan suyumuzdaydı.Hepimiz Duru'nun göz yaşlarına bakıyorduk.

3 SAAT ÖNCE

Duru'nun ardından gidecekken arda kolumu tutup beni kendine çekti.
Ona sarılmayı özlemiştim.Arda bana sıkı sıkı sarılırken aklımda şuana dair tek dikkat ettiğim Arda'nın hâlâ nasıl bu kadar güzel kokmasıydı...

Arda'nın kollarından çıkıp yanağına bir öpücük bırakarak diğerlerinin yanına gitmek için hamle yaptığımda Arda beni kolumdan tutarak tekrar kendine çevirdi.

Yüzünde çapkın bir gülümseme ile bana doğru yaklaşırken geri geri gidiyordum.Sonunda Arda ve duvar arasında kaldığımda Arda'nın gözleri gözlerimden dudaklarıma kaydı.

Arda bana doğru yaklaşırken duyduğumuz bir ses ile hemen ayrıldık.Bir öğürme sesi geliyordu ve bu ses bir kız sesiydi, yani Duru'nun!

Arda'ya baktığımda sese doğru koşmaya başladığını gördüm.Ben de hemen koşarak ona yetişmiş hatta onu geçmiştim.Arda bana anlamaz gözlerle bakarken içimden " Günlük yedi kilometre koşmanın faydaları" diye geçirdim.

Duru'nun yanında geldiğimizde sessizce bir küfür mırıldandım.Emir,
Emre ve Batuhan bizden önce gelmiş ve Batuhan bu iki manyağın bu durumda dahi kavga edeceğini düşünmüş olmalı ki Duru'yu onlara bırakmak yerine kendisi almış ve kamp yerimize götürüyordu.

Duru'yu yavaşça yere bıraktığında yüzünü inceledim.Kafasını çarpmış ve alnını kanatmıştı.Nefes alışverişleri oldukça yavaş ve nabzı bir o kadar düşüktü.

Bu durum akıllara yalnızca birşeyi getiriyordu;

"İlk ölecek kişi Duru'mu olacaktı?!"

3 SAAT SONRA

TÜNEL Where stories live. Discover now