Chapter 40

371 50 25
                                    

Mara

"Günaydın."
Keyifli bir şekilde içeri giren Taehyung'a gülümsemekle yetindim.

Jimin girmek yerine kapıdan bana bakmış, bense onun orada dikilmesine karşılık aşlarımı çatmıştım.

"Jimin niye orada dikiliyorsun, girsene içeri."
"Yoongi kızar mı bilemedim."

Dudaklarımı araladığım sırada arkamdan belime dolanan ellerle konuşmak yerine susmayı seçmiştim. Yoongi çenesini omzuma yaslamış, kapıda heykel gibi dikilen Jimin'i süzmüştü. Ardından fazla beklemeden yanıtladı.

"Neden kızayım?"
"Pekala, giriyorum o hâlde."

Jimin bir adım atıp bulunduğu yerden ayrıldı. Yanımızdan geçip Tae'yi takip etmeye karar vermişti.

Kapıyı sakince kapatıp arkamı döndüğümde, Yoongi ile göz göze geldik. Kafamı yana yatırıp sırıttım.

"Biliyor musun... Bu Min'i daha çok sevdim gibi."
"Farkındayım. Eski huysuz Min tam bir gıcık, katlanılmaz ve baş belasıydı."

Hafifçe kıkırdayıp koluna vurdum, ardından bedenini diğerlerinin peşinden sürüklerken kulağına mırıldandım.

"İnkar edemiyorum, öyleydi. Ama yine de seviyordum işte."

Yoongi söylediğim şeyle yüzündeki gülümseyi genişletmiş, salondaki koltuklardan birine oturmuştu.

Kendi evi gibi çoktan koltuğa yayılmış Taehyung'un karşısında, Yoongi'nin yanında yerimi aldım. Onun yanında oturan Jimin elleriyle dizlerini sıvazladı ve merakla dudaklarını araladı.

"Şirket ortaklığı için getirdiğim evrakları geçersiz mi saysak?"

"Hey... Çok mantıklı. Sonuçta birbirimizi yeterince tanıyoruz."

Onu onaylayan Tae olmuştu. Meraklı bakışlarımı Yoongi'de sabitledim, ancak o bu fikre pek sıcak bakmıyordu anlaşılan. Hızlıca kafasıyla reddetti.

"Geçersiz sayarsak ortaklığımızı belgeleyecek bir kanıt olmaz. Elimizde şirketlerin ortak olup birlikte iş yaptığına dair sözleşmeli bir belge olmalı ki sonradan bir sıkıntı çıkmasın."

Tae parmak şıklatıp onu işaret etti.
"Bak bu da çok mantıklı."

Herkes onun fikrinde kesin karar kıldıktan sonra, üzgünce arkama yaslanıp iç çektim. Diğerleri bu hareketimle meraklı bakışlarını üzerimde sabitlemiş, Yoongi ise dayanamayıp sormuştu.

"Ne oldu? Bir şey mi yaptım?"
"Ne? Hayır, hayır."

Gülümseyip elimle onu reddettim. Ardından omuz silktim.

"Seninle ilgili değil. Shin ve diğerlerini özledim. Kızlar burada değiller ve Shin'de kızının yanına taşındı."

Yoongi yanağını kaşırken, düşündü. Ardından aklına gelen fikirle devam etti.

"Shin'i arayalım ister misin? Biz yanına gideriz belki."
"Gider miyiz?"

Gözlerimi büyüterek sorduğum soruya karşılık kafasını salladı.

"Gideriz, götürürüm seni tabi."
"Tabi götürür. Adam zengin, özel jetle bile parmak şıklatır gibi ışınlanmanı sağlar o senin."

Jimin dalga geçince, Taehyung eliyle yüzünü kapatmış ve yakınmıştı.

"Biz zenginlerden ne istiyorsunuz anlamıyorum. Kendi halimizde yaşıyoruz işte..."

Jimin arkasına yaslanarak ciğerlerindeki tüm havayı saldı.

𝘾𝙝𝙖𝙧𝙢𝙞𝙣𝙜 𝙎𝙞𝙧 || 𝗠𝗬𝗚Where stories live. Discover now