Chapter 2

490 60 9
                                    

Sabah uyandığımda duyduğum seslerle yüzümü yastığa gömdüm. Malikanedeki sesler buraya kadar geliyordu. Durun biraz...

Malikanedeki ses, müştemilata kadar geliyorsa mutlaka bir sorun vardır. Hızla kafamı saate çevirdim ve geç kalıp kalmadığımı kontrol ettim. Bu sefer geç uyanmamıştım, ancak mesai saatime on dakika kalmıştı.

Üzerimdeki yorganı hışımla kenara itip hazırlandım ve arka bahçeden mutfağa daldım. Salondan gelen, hatta müştemilata kadar ulaşan sesler mutfaktan daha net duyuluyordu.

Tezgaha yaslanmış, hayret içinde elleriyle dudaklarını kapatan Bo Min ve hemen yanındaki Oh Jin endişeli bakışlarla ileriye bakıyordu.

O kadar odaklanmışlardı ki geldiğimi bile fark etmemişlerdi.
"Neler oluyor?"

Merakla yöneltiğim soruya Bo Min yanıt vermişti. Ondan hemen sonra da Oh Jin bana bakarak konuşmaya başladı.

"Bay Min yine küplere bindi."
"Aynen. On dakikadır Bayan Shin'i azarlıyor."

Kaşlarım şaşkınlıkla havalanmış, merakıma yenik düşmüştüm. Acaba dünkü olay için miydi bu azar?

Odasında yanlışlıkla uyuyakaldığım için Bayan Shin'i azarlıyor olabilir miydi? Evdeki kargaşanın sebebi buysa çok utanç verici!

Yavaşça mutfak kapısına yanaştığımda, Bayan Shin'in sesini işittim.

"Mara!"
Nefesimi tutup salona geçtim.

Ellerimi önümde birleştirmiş, onlara bakmamaya özen göstererek yanlarına yaklaşmıştım. Bayan Shin'in seslenişi pek hayra alamet değil gibiydi.

Büyük ihtimalle dünkü olay yüzünden bu yaygara...

"Hye Mara."
Yoongi'nin ilk kez adımı seslenmesiyle şoka uğramıştım.

Şaşkınca kafamı kaldırıp ilk olarak Bayan Shin'e baktım. Dudaklarını birbirine yapıştırmış, tepesinden dumanlar çıkarak bana bakıyordu. Bakışlarım Yoongi'ye değdiğinde, elleri ceplerinde bana seslenmişti.

"Kovuldun. Paranı Shin'den alıp evi terk et."
Göz bebeklerim büyümüştü.

Bakışlarım yeniden Bayan Shin'i buldu. Yardım istercesine Bayan Shin'e bakıyorken, kızların mutfaktan burayı dinlediğine adım kadar emindim.

Bayan Shin derin bir nefes verip benden yıldığını belli etmeden Yoongi'ye döndü.

"Son bir şans daha veremez misiniz, Bay Min. Dün Mara'ya fazla görev verdiğim için bitkin düşmüş olmalı. Benim hatam."

İlk defa benim hatamı kendi üstüne almıştı. Yoongi sinirle kafasını iki yana salladı.

"Odama girmesini geçtim, yatağımda uyurken yakaladım Shin! Belli ki çalışanlarımızdan sınırlarını bilmeyenlerle vedalaşmamız gerekiyor."

Yoongi kararlı bir şekilde konuşmuştu. Takıntılı Yoongi yüzünden bu malikanenin belirli bir hiyerarşisi vardı. Bay Min ile iletişim kuran yalnız baş yardımcıydı.

Biz de baş yardımcıdan talimat alıyorduk. Anlayacağınız direkt Yoongi ile iletişim kurmazdık.

Yani bu yazılı olmayan kural gibi bir şeydi. Madem beni kovmakta bu kadar kararlı... En azından kendimi bir kez olsun Bayan Shin olmadan ifade edebilirdim.

"Bay Min, hatam için sizden gerçekten özür dilerim, ancak çok yorgundum. Odanız çok güzel kokuyordu ve ben..."

Söylediğim şeyi idrak eder etmez gözlerimi sıkıca yumdum. Utancımı göz ardı edip yeniden gözlerimi araladığımda ikisi de tuhaf tuhaf bana bakıyordu.

𝘾𝙝𝙖𝙧𝙢𝙞𝙣𝙜 𝙎𝙞𝙧 || 𝗠𝗬𝗚Where stories live. Discover now