Chapter 24

412 51 106
                                    

Jimin'in boynuna doladığım ellerimi serbest bırakmıştım. Ardından Yoongi'nin merakla bizi izlediğini fark edince, ona doğru konuştum.

"Yoongi, şey Jimin ile tanışsana."
Elimle Jimin'i işaret ettim.

Jimin sert bakışlarını ondan ayırmıyor olmasına rağmen Yoongi bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünmüş, selamlaşmak adına elini uzatmıştı.

"Memnun oldum Jimin. Az önce bir yanlış anlaşılma oldu sanırım. Kusura bakma."

Jimin kafasını sallayıp yanıt verdi.
"Tamam, sorun yok."

Ardından bana döndü.
"Ne yapıyorsunuz burada? İçeride parti mi var?"

"Yoongi evleniyor da, davetlisiyim. O yüzden buradayım. Ya sen? Sen ne arıyorsun buralarda?"

Sorumla birlikte omuzları düşmüştü.

"İşten çıktım da eve geçiyordum. Senin böyle kişilerle arkadaş olduğunu bilmiyordum."

Yoongi'nin kaşları çatılmıştı.
"Anlamadım, nasıl kişileriz biz?"
Jimin eliyle mekanı işaret etti.

"Para içinde yüzen tipler işte. Böyle mekanları kiralamak milyonlar tutar."

Boğazımı temizleyip araya girdim. Jimin'in de hiç ayarı yoktur bilir misiniz...

"Yoongi'nin eski çalışanıyım da ben... O yüzden davetliyim."
Gözlerini büyüttü.

"Ha öyle yani! Ben Taehyung'un yanında geldin sandım."
"Taehyung seni tanıyor yani?"

Yoongi'nin sorusuyla ikimiz de ona döndük. Hızla dudaklarımı araladım.

"Şey Jimin benim yetimhaneden arkadaşım. İkimiz orada doğup büyüdük. Haliyle çocukluğumuz birlikte geçti, ancak Taehyung ile de birkaç senedir tanışıyorlar. Bir ara Busan'a gitmesi gerekti. Ben hâlâ orada olduğunu sanıyordum."

Taramalı gibi konuşmama aldırmadan, onca verdiğim bilginin içinde takıldığı noktaya bakın.

"Yetimhane mi?"
Yoongi'nin şaşkınca sorduğu soruya karşılık Jimin atarlı bir tepki verdi. Dedim ya, ayarsızdır.

"Sen yanında çalışan insanların adını dahi hatırlamayıp burnu göklerde dolanan tiplerden misin?"

"Öyle olsam Mara'yı davet etmemiş olurdum."
Yoongi de hızlıca yanıt vermişti.

Ardından daha fazla tahammül edememiş gibi bana döndü.

"Ben içeri geçiyorum."
"Şey... Yoongi!"

Onu durdurdum, göz ucuyla bana baktı. Elimle Jimin'i işaret edip gülümsedim.

"İznin olursa Jimin de gelebilir mi? Taehyung'u görmüş olur hem."
"Tabi, keyfinize bakın."

Kısaca yanıtladıktan sonra bizi beklemeden içeri girmiş ve konukların arasında kaybolmuştu. Jimin'e elimi uzatıp içeri çektim. İçerideki ortamı görünce, kulağıma eğilip fısıldamıştı.

"Kıyafetim buraya uygun bile değil. Ben gitsem mi? Siz düğünden sonra-"

"Her halinle yakışıklısın sen zaten. Hem kalmanı istiyorum. Hazır buradayken, Taehyung'u görmeden gidersen o da kızar."

Kafasını salladı.
"Doğru... İşte orada. Sana bakıyor sanırım."

İşaret parmağıyla masamızın başında eliyle ritim tutarak etrafa bakınan bedeni gösterdi. Yüzümdeki koca sırıtışla adımlarımı hızlandırdım.

Kalabalığın arasında Mi Sung'un beline elini yerleştirmiş, konuklarla gülerek sohbet eden Yoongi'yi görünce saniyelik moralim bozulmuştu.

Ardından kafamı sallayıp Taehyung'un yanında bittim. Bir elimle Jimin'i tutuyordum, diğer elimle Tae'yi dürttüm. Bakışları beni bulur bulmaz derin bir oh çekti.

𝘾𝙝𝙖𝙧𝙢𝙞𝙣𝙜 𝙎𝙞𝙧 || 𝗠𝗬𝗚Where stories live. Discover now