Chapter 17

364 51 18
                                    

Çalan telefonla birlikte yataktan doğruldum. Geçen sefer kalamadığım misafir odasında uyanmıştım.

Yorganın içerisindeki telefonu bulmak için ufak bir savaş verdikten sonra yerini tespit etmiş, hızla aramayı yanıtlamıştım.

"Gözümü açalı bir saniye oldu, konuşmak için sizin de üç saniyeniz var. Yoksa aradığınız kişiye bir süre daha ulaşamayabilirsiniz."

Uykulu bir şekilde taramalı gibi konuştuğumda önce bir kahkaha duyuldu. Ardından da Taehyung'un sesi.

Zaten sabahın köründe beni kim arasın başka?
"Uyandırdım sanırım?"

Saçlarımı düzelttim, çenemi yastığa yaslayıp kapalı gözlerle onayladım.

"CEO olan ben olmadığıma göre sabahın köründe uyanıp elalami uyandırmaya heveslenmiyorum Taehyung."

"Normalde canım sıkıldığı için arardım. Bir de sabahları uyuyan seni uyandırmak fazla eğlenceli, ancak..."

Tek gözümü açtım.
"Ne ancak?"

"Telefonumu mutfak tezgahının üzerinde unuttum sanırım."

Dediğinde az önce açtığım gözümü kapatıp konuştum.

"Tamam unuttuysan boş ver o zaman."
Kafamı tekrar yastığa gömmüştüm ki derin bir nefes alarak konuştu.

"Boş veremiyorum ne yazık ki. Telefon dosyalarında iş ortaklarına ait bir belge var. Şirket dosyalarında kayıtlı değil ve toplantıya girmeden önce onlara ulaşmam lazım."

Yatağın içinde tepinerek mızmızlandım.
"Arabası olan sen değil misin ya? İki dakika geri dönüp alsana!"

"Bir başka toplantım var. Ona gireceğim şimdi."
Yanıt vermeyince merakla sordu.

"Mara orada mısın?"
"Mara burda."

Kolumu havaya kaldırıp mırıldandım. Ardından derin bir nefes verip doğrulurken devam ettim.

"Getiriyorum, getiriyorum."
"Taksiye bin, parasını ben veririm."

Kafamla onayladım. Aklıma gelen fikirle gözlerimi ovuşturarak sordum.

"Belge çok acil lazımsa ben sana buradan telefonundan mail atayım. Olmaz mı?"

"Belgelerin gizliliği korumak adına net üzerinden mail de dahil pek bir şey yapmasak daha doğru olur. Taksiye binip şirketin önünde ineceksin. Tembellik yapma."

Sinirle çıkıştım.
"Geliyorum dedim ya! Daha niye tembel diyorsun!"

"Toplantıya giriyorum şimdi. Geldiğinde mesaj at. Toplantıdan çıkmamış olursam benim odama alsınlar, orada bekle."

Telefonu kapatmadan bir çırpıda devam etti.
"Güvenliğe haber vereceğim taksiden indiğin gibi şirkete girebilirsin. Güvenlik taksi ücretini halleder."

"Tamamdır."
Yüzüme kapan telefonu umursamadan kendi kendime sordum.

"Mutfak tezgahında mı dedi o?"
Ee gidip bakacaksın artık Mara.

Odanın kapısını açtığımda koridordan geçen Jung'un sesini işittim.

"Günaydın, Mara. Kahvaltı hazırladım."
"Harikasın Jung."

Ayaklarımı sürüyerek yanına gittim ve ona kocaman sarıldım. Sırtımı pat patlayan Jung'a yakınmıştım bu sefer.

"Ama tahmin et kim telefonunu evde unutup bana getirmem için yalvardı."

"Bay Kim telefonunu tezgahta unutmuş. Şirket ofisinin numarasını da hatırlayamadım ki arayıp haber vereyim."

Ardından bana bakıp gülümsedi.
"Sen götüreceksin demek, iyi bari."

𝘾𝙝𝙖𝙧𝙢𝙞𝙣𝙜 𝙎𝙞𝙧 || 𝗠𝗬𝗚Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum