0.6

183 34 71
                                    

Gündüzün ışığından korkanlar sığınır geceye.

İkisinden korkanlar ise uykuya.

Ben uykuya sığınanım. Gündüzken geceden, gece iken gündüzden korkanım. Aslında uyku çözüm değildir. Uykusuzlukta değildir. Çözüm yoktur.

Derler ki;

Herşey zamanla iyileşir, düzelir, çözülür.

Ve ben şimdiden zamanımın tükendiğini hissediyorum.

Hastaneden çıkmamın üzerinden iki gün geçmişti. Yaklaşık bir hafta orada kalmıştım ve kimseyle konuşmamıştım. Psikolog ayarlamamışlardı bana konuşmadığım için.

Yemek yemiyordum, birşeyler falan da içmiyordum. İştahım tamamen kesilmişti. Hastanedeyken bazen bana zorla yemek yediriyorlardı ancak hemen geri kusuyordum. Midem almıyordu. Ve hâlâ iğrenç tat duruyordu.

Hastaneden çıktıktan sonra da aynıydım. Yemek yemiyordum, birşeyler içmiyordum, odamdan çıkmıyordum ve gün boyu yatıyordum. Yatağımdan çok nadir kalkardım. Odamdan çıkmadığım için babamı bile görmemiştim. Aslında eve gelip gelmemesinden haberim bile yoktu.

Bugün üçüncü günümdü yeni uykudan uyanmıştım. Telefonu elime aldım ve bildirimlere bakındım.

Minjeong
Özledim seni! (14:05)

Bugün dışarı çıkalım mı? (14:05)

Belki lunaparka falan gideriz veya bilmiyorum işte...(14:06)

Karina
Daha sonra.(19:49)

Telefonu geri kapatıp tekrar uyumak üzere gözlerimi kapattım ancak kapattığım ilk saniyede biri beni aramaya başladı. Gözlerimi geri açıp ekranda yazan isimle bir süre bakıştım. Sonrasında ben konuşmasam bile onun sesini duymanın beni biraz olsun rahatlatacağını düşündüm ve açtım.

"Ne zamana kadar beni ertelemeyi düşünüyorsun?" evet, konuşmayacaktım. Istesem de konuşamazdım.

"Konuşmak istemiyor musun gerçekten?" konuşmak istiyordum aslında ama kendi içimde dahi aradığım sesi bulamazken ona nasıl ulaştıracağım? Bazen rüyalarım karanlıktan ibaret oluyor ve sadece sesler duyuyorum. Tek bildiğim bu seslerin bana ait olmadığı.

Bir erkek sesi.

Sürekli gülerek konuşan sarhoş bir erkek sesi.

Karanlıkta göremediğim şeyleri daha da bulanıklaştıran bir ses.

Ve bana her geldiğinde şunu söylüyor;
Zaman iyileştirir Jimin. Ancak senin zamanın tükendi.

Benim kafamda hergün bu cümle dönüyor. Içimde kendi sesim yok, sadece onun dedikleri var. Ve haklı da. Benim zamanım gerçekten tükendi.

"Ningning ile hergün bulustuğumuzdan bahsetmiş miydim daha önce?" bir süre cevap bekledi ancak benden ses çıkmayacağını anladığında kendi cevapladı.

"Muhtemelen hayır. Senin hakkında neler yapabiliriz diye düşünüyoruz ancak aklımızda tek bir çözüm yok. Herneyse, bugün bana hayır diyemezsin. Kapıyı aç lütfen!"

Kapı?

Şuan evimin kapısının önünde miydi? Açamazdım ki. Odamdan bile zar zor çıkan ben nasıl ona ulaşmak için çıkış kapısına çıkabilir, hemde isteyerek?

First Love / WinrinaWhere stories live. Discover now